Salgın sürecini yönetebilmek için Koronayı daha derin analiz etme ihtiyacı duyuyoruz. StratejiCo; Dünya Gazetesi işbirliğiyle, Covid-19’un Tüketicilerin Yaşamlarına Etkisi Kalitatif Araştırması yaptı. Toplumu temsil eden profillerle derinlemesine görüşmelerde ortaya çıkan payda; gelecek kaygısı…
StratejiCo kurucusu Selim Oktar; niteliksel çalışmayı daha sonra niceliksel boyuta taşıyarak, karar vericilere, kaosu yönetebilmek için bilgi tabanı seçenek oluşturacaklarını söylüyor. Araştırmanın ilk bulguları; koronaya dair bilgili olmakla birlikte kavram kargaşası varlığını gösteriyor.
Sosyal sınıf düştükçe bilginin derinliği azalıyor, yakını hastalananlar ise salgını daha fazla ciddiye alıyor. Sosyal izolasyon bir taraftan kişinin kendini hastalığa karşı korunduğunda güvende hissetmesini sağlarken, diğer taraftan, yalnızlık ve yakınlarından uzak kalmanın stresini yaşatıyor.
Temel kaygı konuları; hastalanma, ölüm korkusu, iş sürekliliği, sağlık hizmetlerine erişim, kronik hastaların endişesi, yalnızlık, geçim sıkıntısı, belirsizlik, hayatın değişeceği endişesi ve ekonomiye etkileri… Yaşanan en temel kaygı ise; kişinin ve yakınlarının hayatta kalması ve finansal sıkıntılar…
Bu arada herkes aynı endişe düzeyinde değil; birikimi olmayanlarda tavan, ekonomik güvencesi olanlarda ise taban düzeyi söz konusu. Burası bir gerçek ki zulmetmekte son derece eşitlikçi davranan korona, her birimizi Maslow’un ihtiyaçlar piramidinin tabanında buluşturmuşa benziyor.
KORONA SONRASI YAŞAMA DÖNÜŞ
Kaldığı yerden devam; 1999 depremi sonrasında hiçbir şey olmamış gibi… Çekingen dönem; başlangıçta 4-5 ay sarılma, dokunma, restoran, toplu taşıt çekingenliği ve sonra normalleşme.
Daha sade yaşam; Daha az tüketim, azla yaşama, insan ilişkilerine önem verme.
StratejiCo’nun araştırması bunları söylüyor. Bakalım araştırmanın verileri bu kaygıları ne derece doğrulayacak…