İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu, Akkuyu Nükleer Güç Santrali gibi büyük projelerde imzası olan IC Holding, yurt dışında yeni projelere odaklandı. Rusya’da 5 milyar dolarlık projeyi bitiren grup, son olarak Suudi Arabistan’da Riyad King Khaled Uluslararası Havalimanı projesini bitirdi. IC Holding CEO’su Murad Bayar ile yeni döneme ilişkin projelerini ve hedeflerini konuştuk. Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden Rusya kapısının şu an için kapandığını söyleyen Bayar, önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Afrika ve Doğu Avrupa pazarlarına odaklandıklarını söyledi. Bayar, “Riyad’da havalimanının devam işleri olacak. O projeyi de almayı planlıyoruz. Afrika’da arayışlarımız var. Doğu Avrupa’da bazı işler ve fırsatlar var takip ettiğimiz. Azerbaycan da ilgi alanımızda” dedi.
Türkiye’de ekonomik durumun getirdiği bir sıkışıklık olduğuna dikkat çeken Murad Bayar, özellikle uzun vadeli finansmana erişim imkanının hemen hemen kalmadığını vurguladı. Seçim belirsizliğinin ardından bu sorunun aşılması anlamında bir düzelme beklediklerini ifade eden Bayar, Türkiye’de her zaman yatırım ihtiyaçları ve fırsatları olduğunu kaydetti.
Yenilenebilir enerji ve depolama yatırımları sürecek
Önümüzdeki dönemde enerjinin mutlaka büyüyecekleri bir alan olduğunu belirten Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir enerji projelerimiz olacak. Tuz Gölü’nde yeraltı doğalgaz depolama tesisi projemiz devam ediyor. Botaş bu projeyi çok önemsiyor. Depolama konusunda yatırım yapmaya devam edeceğiz. Altyapıda yurt dışına ağırlık vereceğiz. Deprem, Türkiye’de önemli bir bölgede ciddi yıkıma neden oldu ama yeniden yapılanma da olacak. Birçok ihtiyaç doğacak. Büyük bir ekonomik faaliyet ve birçok yenileme işi olacak. Biz de deprem yapılanmasıyla entegre projeler olursa mutlaka yer almak isteriz. Kamu ile istişarelerimiz de sürüyor. Altyapıyı kapsayan bölgesel planlamalarda üzerimize düşeni yaparız.”
‘Üçüncü köprü İstanbul’un kaçış yolu olarak planlandı, yedek yönetim merkezimizi oraya kuracağız’
Murad Bayar’a olası İstanbul depremine nasıl hazırlandıklarını da sordum. Şöyle anlattı: “İstanbul için planlarımız vardı ama yeniden gözden geçiriyoruz. Şu anda tüm Türkiye’deki yapılarımızın depreme dayanıklılığını gözden geçiriyoruz. Mevcut yönetmeliklere göre durumumuz nedir diye inşaat grubumuz bir çalışma başlattı. Bizim yaptığımız tüm yapılara bu çalışma kapsamında bakılacak. Yapımcısı ve işletmecisi oldukları üçüncü köprü olası bir depremde kaçış yolu. Başından beri öyle planlandı. Garipçe’de bir konuşlanma bölgesi oluşturuyoruz. Kriz halinde grubu oradan yönetiriz diye planlıyoruz. Risk analizini sıfırdan yapıyoruz. Yedek yönetim merkezimiz üçüncü köprü olacak.”
Üçüncü köprünün işletme süresinin 2028’in başında biteceğine de değinen Bayar, “Köprü ve otoyolda 2 bin kişi çalışıyor. Yeniden ihale edilirse biz de katılırız. Bu arada Kilyos’tan Sarıyer’e mevcut tünelin devam işine başladık. Orası da deprem kaçışı için önemli. İstanbul böylece iki tünelle üçüncü köprüye bağlanacak. Projede büyük bir demiryolu hattı da var. Sabiha Gökçen’den başlayıp Kuzey Demiryolu Hattı olarak planlandı. Onun için de ihaleye çıkıldığında biz de talip olacağız.
Akkuyu’ya nükleer yakıt Nisan sonunda geliyor
Şu anda Akkuyu projesinin en öncelikli konuları olduğunu anlatan Murad Bayar, şöyle konuştu: “Her şey yolunda gidiyor. Akkuyu depremde konuşuldu ama Sinop’la birlikte deprem riski açısından Türkiye’de en güvenilir yerler. Nisan ayı sonunda nükleer yakıt gelecek. Rusya’dan nükleer yakıtın gelişiyle güvenlik başka bir boyuta taşınacak. Bu süreç Uluslararası Nükleer Enerji Ajansı’nın denetiminde olacak. Bu kurum Türkiye’den onay vermeden getiremezsiniz. Çünkü birçok ülkeyi etkileyen bir konu… Ondan sonra birinci santralin yapımının tamamlanıp devreye alma işlemi yapılacak, şebekeye bağlanacak. Böyle bir süreç var. Sonra ikinci, üçüncü ve dördüncü santraller gelecek. 25 milyar dolarlık çok büyük bir proje. Bizim üstlendiğimiz kısım 9.3 milyar dolar. Dünyadaki genel şartlardan da kaynaklı maliyetler artıyor. Doğal olarak proje bütçesinde de artış oldu.”
Konteyner şirketi depremden sonra 7/24 çalışıyor
IC Holding ve IC İbrahim Çeçen Vakfı, grubun kurucusu İbrahim Çeçen’in Nezahat Çeçen’in memleketi olan İskenderun’da depremden etkilenen vatandaşlar için yaşam alanı kurdu. İçinde mutfak, çamaşırhane, banyo, lokal, çocuk parkı, spor sahası ve soğuk depolama gibi bölümlerin yer aldığı yaşam alanında 1,500 vatandaş barınıyor. Yaşam alanındaki Çocuk ve Kadın Merkezi M.E.B. tarafından ilk öğretim okuluna dönüştürüldü.
IC Holding, temel ihtiyaçlardan günlük yemek servisine kadar bölgeye birçok yardım yaptı. Murad Bayar, “Depremde ilk andan itibaren harekete geçtik. Akkuyu 25 bin kişilik bir şantiye. İlk etapta buradan 1000 kişilik ekip gitti, sonra bu rakam 4 bin civarına çıktı. Büyük bir işçi kampı kuruyorduk onu da İskenderun’a taşıdık. Treysan’daki arkadaşlar 7/24 mesai yapıyor. Ankara’daki Treysan Prefabrik şirketimiz ise tüm yurt içi ve yurt dışı siparişlerini askıya aldı, günlük üretim kapasitesini 40-50 adetlerden 80-90 adetlere çıkardı.
Birçok gruba konteyner temin ediyor. Ayrıca otellerimizde 647 depremzedeyi ağırladık.”