Devletler, vatandaşlarının (daha doğrusu o ülkede ikamet edenlerin) ve kendi topraklarında merkezi olan şirketlerin bütün dünya gelirleri üzerinden vergi almak ister. Ancak bu kolay bir iş değildir. Her şeyden önce bu gelirlerin varlığından haberdar olmaları ve diğer devletlerin iş birliği yapmaları gerekir. Son yıllarda, OECD bünyesinde yapılan çalışmalar sonucunda ülkeler arasında vergi amaçlı otomatik bilgi değişimini (automatic exchange of information-AEOI) sağlayacak önemli adımlar atılmıştır. Buna göre, sisteme dahil olan ülkeler diğer ülke vatandaşlarının/şirketlerinin finansal bilgilerini birbirleriyle otomatik olarak paylaşacaktır. Türkiye de bu sistemin bir parçası olup yavaş yavaş uygulamaya da başlamıştır.¹ En son 31 Aralık 2019 tarihli 5. mükerrer Resmi Gazete’de Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşmasının İlişik Beyanla Onaylanması Hakkında Karar (Karar sayısı: 1965) da yayınlanmıştır. OECD’nin yayımladığı “The 2019 AEOI Implementation Report” isimli rapora göre Türkiye, sistem kapsamında 2018 yılı içinde 1, 2019 yılı içinde 2 adet paylaşım da yapmıştır. Bu sayılar önümüzdeki yıllarda artacaktır.
Türkiye, otomatik bilgi değişimine başlamadan önce, birkaç kez yurt dışında bulunan varlıkların düşük bir vergi ödenerek beyan edilmesine ve kayıt altına alınmasına imkan veren varlık barışı kanunları çıkarmıştır. Bu kapsamda da en son 7186 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’na geçici 90. madde eklenmiş ve maddenin uygulanması 1948 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 30 Haziran 2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu süre tekrar uzatılmazsa (Uzatma için kanun değişikliği gerekmekte olup kalan sürede pratik olarak çok zor gözükmektedir.) süre yarın dolmaktadır. Konunun detayları ise Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)’de açıklanmıştır.
Söz konusu düzenleme nasıl bir imkan sağlamaktadır? Sonda söyleyeceğimizi başta bir söyleyelim. Yurt dışında elde edilmiş ama vergisi ödenmemiş olan gelirler, miras kalan veya bağışlanan varlıklar üzerinden çok daha yüksek oranda (%40’a kadar gelir vergisi, %10’a kadar veraset vergisi, %30 intikal vergisi) verginin faiz ve cezasıyla ödenmesi söz konusu olacakken düzenlemeden yararlanılması halinde %1 oranında vergi ödenerek devletle el sıkışmak mümkün.
Düzenlemeye göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 30.06.2020 tarihine kadar Türkiye'deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler. Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %1 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler. İmkandan hem gerçek kişiler, hem şirketler yararlanabilmektedir. Bu kapsamda bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye'ye getirilmesi veya Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Türkiye’ye transfer edilen varlıkların tekrar yurt dışına çıkarılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, yurt dışında bulunan varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 19.07.2019 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacaktır.
Türkiye’ye getirilmekten maksat; para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi; fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.
Kanuna göre, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye'ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler. Bu madde, beyan edilen varlıkların kâr dağıtım stopajı yapılmadan ortaklara dağıtılmasına imkan vermektedir.
Kanun ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin Türkiye’de sahip olduğu ama kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların da beyan edilip bu değerler üzerinden %1 oranında vergi ödenerek kayıtlara alınması imkanı da getirilmektedir. Söz konusu varlıklar, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Yani bu varlıklar da kâr dağıtım stopajı yapılmadan ortaklara dağıtılabilecektir.
Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına geçici 90’ıncı madde kapsamına giren varlıkları 19.07.2019 tarihi itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında bulunan varlıklarının şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye'ye getirilmesi veya Türkiye'deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye'de bulunan ancak 19.07.2019 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına beyan edilmek suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkündür. Ayrıca, şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, söz konusu madde hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek madde hükmünden yararlanılabilecektir.
Varlıkların bildirimi ise şu değerler üzerinden yapılacaktır. Türk lirası cinsinden para itibari (nominal) değer, altın rayiç bedel, döviz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru, pay senetleri, tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları ile vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayici, borsa rayici yoksa rayiç bedeli, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeli, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değer, yatırım fonu katılma belgeleri ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatı, taşınmazlar rayiç bedel üzerinden beyan edilecektir.
Yukarıdaki açıklamalardan görüleceği üzere, Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 90. madde ile yurt dışında ve Türkiye’de bulunan kayıt dışı varlıkların kayıtlara alınması ve kayıt dışılık nedeniyle yıllarca ödenmeyerek birikmiş vergilerin %1 gibi düşük bir vergi oranı ile ödenmesini sağlayan, ayrıca herhangi bir vergi incelemesi yapılmasını da önleyen bir imkan sağlanmıştır. Devletin önceki dönemlerde çıkardığı benzer varlık barışı düzenlemelerine olan talep istenilen düzeyde olmamıştır. Devlete olan güvensizlik ve yurt dışı bilgilere devletin ulaşmasındaki güçlük, önceki uygulamaların istenilen başarıya ulaşmamasındaki en önemli nedenlerdir. Ancak otomatik bilgi değişimi ile birlikte uluslararası vergilendirmenin parametreleri değişmekte, vergi mükelleflerinin devletlerin bilgisi dışındaki hareket alanı daralmaktadır. Dolayısıyla, gelecekte uykusuz geceler yaşamaktansa devletin uzattığı eli bu sefer tutmakta fayda bulunmaktadır.
Sözün özü: Gel; ne olursan ol yine gel; ister kaçakçı, ister nayloncu ol yine gel; bu sefer kendin için gel…
¹ Bu konudan 4 Ağustos 2018 tarihindeki yazımızda bahsetmiştik. https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/otomatik-bilgi-degisimi-ve-varlik-barisi/424312