“Bencillik”, Avrupa’yı da zorluyor…
***
Oysa…
19. yüzyılda İngiltere’de başlamış kooperatifçilik hareketi… Fransa ve Almanya’da yayılmış…
***
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözümüze Avrupalılar sahip çıkmış!
Kooperatifçilikle beşeri/finansal sermayenin bir araya gelmesi; Ve bu yolla insanların kendine/birbirine/ekosisteme güven duyması sağlanmış…
***
Verim/yatırımlar/refah bu yolla artırılmış…
***
Perakendecilerin yüzde 75’inin, çiftçilerin tamamının kooperatif ortağı olduğu Almanya’da REWE; Aynı tabloya sahip Japonya’da Nippon; ABD’de Farm gibi milyar dolarlık “binlerce şirket”, “kooperatifçilik”/” birliktelik” sayesinde büyümüş…
***
Eklemek gerekir:
Bir marketin yanına diğer marketi…
Bir eczanenin yanına diğer eczaneyi…
Bir kafenin yanına diğer kafeyi açmak…
Verimsizlik, israf, sermayeyi etkin kullanamama, batık krediler, eğitimsizlik, politikasızlık gibi binlerce olumsuzluğun nedeni; aynı zamanda sonucudur…
VELHASIL
Kooperatifçilik kültürü edinebilmek için kendine/birbirine/ekosisteme güven gerekir… Bu iklimin tesisi ise karar alıcıların görevidir…
***
Tersi durumda…
Atıl bıraktığımız rüzgârı, güneşi, denizi, akarsuyu, araziyi, tarihi (yüksek potansiyeli) değerlendiremeyiz… Nedenine de, “sermaye yetersizliği” deyip geçeriz… Kamuda gereksiz kadrolaşmaya, özelde kafe/market açmaya, alım gücümüzü düşürmeye devam ederiz…