Böylesine büyük bir felaketin ardından elbette yaraların sarılması çok uzun zaman alacaktır. Hayatlar, hayaller ve umutlar 6 Şubat sabahı deprem felaketini yaşayan illerde son buldu. Yerini acıya, gözyaşına, yok olan hayatlara ve hayallere bıraktı. Malatya’da görüştüğüm dostlarımın birçoğu kentten ayrılmış. Diyarbakır’da ve depremin direkt etkilediği diğer illerde de zorunlu olarak büyük göçler oldu. Depremzedeler ise artık yaşanan felaketi kabul edip hayatın devam ettiği gerçeği ile yeni yaşam kurmanın hazırlıklarına başladılar.
Deprem anında kendimi sokağa ilk attığımda karşı binanın enkazı ile yüzleşmiştim. Neden bu bina diye düşündüm. Nedenleri daha sonradan yapılan değerlendirmeler ile ortaya çıktı. Yıkılan tüm binalardaki nedenler gibi…
Maalesef yaşananlardan hiç ders alınmamışçasına öyle şeyler duyuyor ve yaşıyoruz ki… Hayretler içinde kaldığım bir konuyu paylaşmak istiyorum. Deprem sonrası evi az hasarlı veya orta hasarlı olan konut sahiplerinin evlerini hasarsız gösterme çabası ve girişimleri.
Buna alet olan görevliler veya bu raporu verecek olan ilgili kurum yetkilileri umarım böyle bir hataya düşmezler. Düşünsenize kendi evinizin maddi değerini yükseltmek için, sizden sonra evi alacak kişiye hazır mezar satacaksınız... Belki bu düşünce ve girişimdeki kişinin başına da aynı durum gelecek. O da yapılan bu usulsüzlük nedeni ile farkında olmadan mezar satın alacak.
Ağır hasarlı bina sayısından dolayı bölgede çok ciddi konut açığı var. İmkanı olanlar yatay mimari için kolları sıvadılar. Villalar kapış kapış ve değerinin çok üstünde satılıyor. Hasarlı evlerde oturan ve imkanı olmayanlar ise hasarsız bina arayışına geçti. Tabii burada da yine yüksek fiyatlar söz konusu.
Bu usulsüz hasar raporları için önlemler alınmalı. Veya bundan sonraki her bir konut satışında yeni bir deprem hasar raporu alınması zorunlu hale getirilmeli. Ya da böyle bir durumun tespiti halinde sorumlu tüm kişiler çok ağır cezalara maruz bırakılmalı.
Dost ahbap ilişkilerinin rafa kaldırılması gereken bir dönemdeyiz. Lütfen kimseye mezar satmayın. Yapmayın. Çürümüş vicdanlarınızın kokusunu etrafa daha fazla yaymayın.