Konut fiyatlarındaki artış yüzde 189

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Konut fiyatlarındaki artış eylül itibarıyla Türkiye ortalamasında yüzde 189 düzeyinde. Ancak artış oranı İstanbul ve Antalya'da yüzde 200'ün üstünde...

✔ Konut satışı ya da alışı hız kesmeye devam ediyor. Ekimde geçen yıldan dörtte bir daha az konut el değiştirdi.

Konut fiyatlarında eylül ayı itibarıyla son bir yılda kaydedilen ortalama artış yüzde 189’u buldu. Merkez Bankası artış oranını yeni konutlarda yüzde 179, yeni olmayan konutlarda yüzde 191 olarak ölçtü.

Eylül ayındaki artış da toplamda yüzde 4.9, yeni konutlarda yüzde 4.6, yeni olmayanlarda yüzde 5 düzeyinde oluştu.

Aylık bazdaki artışta eylülde son bir yılın en düşük hızdaki artışı kaydedilmiş oldu.

İstanbul ve Antalya...

Konut fiyat artışında İstanbul üç büyük il arasında ilk sırada yer alıyor. İstanbul’da bir yılda kaydedilen artış yüzde 212’yi buldu.

Konut fiyatları son bir yılda Ankara’da yüzde 196, İzmir’de yüzde 186 artış gösterdi.

Fiyatların en hızlı artış gösterdiği iller ise Antalya’nın etkisiyle Antalya, Burdur, Isparta grubu. Bu üç il ortalamasında son bir yılda kaydedilen artış yüzde 236’ya ulaştı.

Merkez aynı yöntemde ısrarlı

Daha önce birkaç kez değindiğimiz bir ayrıntı var. Konut fiyatlarındaki genel artış oranı, kimi zaman toplamda, kimi zaman il bazında yeni konutlardaki artışla yeni olmayan konutlardaki artışın dışında açıklanıyor.

Eylül ayı verilerinde bu durum Ankara için yine söz konusu oldu. Ankara’da eylül itibarıyla son bir yılda yeni konutların fiyatı yüzde 197.4, yeni olmayan konutların fiyatı yüzde 198.8 arttı. Konut fiyatlarındaki artış ise yüzde 196 olarak açıklandı.

Normalde yeni ve yeni olmayanların ortalaması gibi algılanan konut fiyat endeksinin arada bir yerde oluşması beklenir. Oysa konut fiyatlarının artış oranı iki orandan da düşük.

Merkez Bankası bu durumu şu dip notla izah ediyor:

“Konut fiyat endeksi, yeni konutlar fiyat endeksi ve yeni olmayan konutlar fiyat endeksi, hesaplama yöntemi gereğince, farklı örneklem ve farklı tabaka yapısı kullanılarak üretilen birbirinden bağımsız endekslerdir.”

Ama açıklamada bu endekslerin birbirinden bağımsız olduğu gibi bir algı hiç yok. Tam tersine sanki genel oran, yeni ve yeni olmayanların ortalaması gibi algılanıyor.

Her üç endeksi de aynı zamanda açıklayıp “yeni ve yeni olmayanların” ortalaması gibi verilen konut fiyat endeksinin arada bir yerde değil de daha aşağıda ya da daha yukarıda olması, bu açıklamaya rağmen işte bu pek olmuyor!

Metodolojinin böyle olduğunu söylemek de sorunu çözmüyor.

KONUT SATIŞI MI AZALIYOR, ALIŞI MI?

Bir süre önce konut alış-satış sayısının hız kesmiş olmasına değinirken aslında azalanın satış değil, alış olduğunu dile getirmiştim. Temel tezim de alış-satış sayısını satıcıların değil, alıcıların belirlediğiydi.

Konut piyasasında durumun biraz farklılık gösterdiğini ve piyasayı alıcıların belirlemediğini belirterek bu görüşüme katılmayanlar oldu. Olabilir... Hangi görüşün doğru olduğunu ortaya koyacak hassas kuyumcu terazisi yok tabii ki...

Duruma göre kimi zaman alıcı belirler piyasayı, kimi zaman satıcı. Hatta belirleme gücü konu çok spesifik olduğu için bir konut için alıcıda, bir diğeri için satıcıda olabilir.

Bu, konunun biraz felsefi tarafı...

Adı ister satış olsun, ister alış; konut piyasasında bir yavaşlama var.

Ekim ayında geçen yıla göre daha az sayıda konut alım satıma konu oldu.

Ekimde geçen yıldan tam dörtte bir daha az konut alındı ya da satıldı. Sayı 137 binden 103 bine indi.

Ağustostan eylüle ve eylülden ekime geçişte de bir azalma var.

Bu arada yabancılar ekim ayında 5377 konut aldı. Bu konutların 2123’ü Antalya’dan, 1658’i İstanbul’dan alındı.

KKM İÇİN SEKİZ AYDA 91.6 MİLYAR TL KUR FARKI ÖDENDİ

Kur korumalı mevduat için Hazine’den ödenen tutar sekiz ayda 91.6 milyar lirayı buldu.

KKM için yapılan ödeme Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ekim ayı bütçe verilerinde yer aldığı ve dolayısıyla açıklanan ocak-ekim dönemi gerçekleşmesi olduğu için KKM ödemesinin de on aylık olduğu düşüncesiyle zaman zaman bir yanlışa düşülüyor.

KKM’de ilk ödeme mart ayında başladı. Hesaplar aralıktan itibaren açıldı ve en kısa vadede üç ay olduğu için ilk ödeme martta yapıldı. Dolayısıyla toplam 91.6 milyar liralık ödeme mart-ekim dönemini, yani sekiz ayı kapsıyor; on ayı değil.

Bu dönemdeki toplam 91.6 milyar liralık ödemenin aylara dağılımı şöyle:

“Mart 11.7 milyar, nisan 4.6 milyar, mayıs 4.8 milyar, haziran 16.1 milyar, temmuz 23.4 milyar, ağustos 15 milyar, eylül 9.3 milyar ve ekim 6.7 milyar.”

Bu tutarın yalnızca TL cinsinden açılan kur korumalı mevduat hesapları için Hazine tarafından ödenen kur farkı olduğunu belirtelim.

Döviz tevdiat hesaplarının bozdurulması suretiyle açılan hesaplara Merkez Bankası’nca ne kadar kur farkı ödendiğine ilişkin bilgiler ise adeta devlet sırrı gibi saklanıyor ve bu konuda hiçbir açıklama yapılmıyor. Ancak toplam KKM’nin yarıdan biraz fazlasının dövizden dönüşüm yoluyla açıldığı dikkate alınırsa bu hesaplar için Merkez Bankası’nın ödediği tutarın da Hazine’nin ödediği tutara yakın olduğu sonucuna varılabilir.

Herhalde günün birinde “sır perdesi aralanacak” ve Merkez Bankası’nın bu hesaplar için ne kadar kur farkı ödediği de ortaya çıkacaktır. Zaten Hazine’nin açıkladığı bu farkın Merkez Bankası ayağının niye gizli tutulduğunun da aslında hiçbir anlamı bulunmamaktadır.

Tüm yazılarını göster