Türk ve Yunan halklarının birbirlerine benzerlikleri malum. Şimdilerde bu benzerliklere, her iki ülkedeki siyasi koşullar da ekleniyor gibi.
Yunanistan’da önümüzdeki hafta sonunda yapılacak olan seçimden, halen Başbakan olan Kiryakos Miçotakis’in büyük zaferle çıkması bekleniyor.
Ülkede 21 Mayıs’ta gerçekleşen genel seçimlerde hiçbir siyasi parti parlamentoda hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamamıştı. Seçimden zaferle çıkan Miçotakis’in Yeni Demokrasi Partisi koalisyon için ortak aramak yerine, yeniden seçime gitmeyi tercih etti.
Bu tercihin arkasında Yunan seçim yasasındaki bir madde var; İlk genel seçimde en çok oyu alan parti, artık oyları kullanarak parlamentodaki vekil sayısını arttıramıyor. Ancak ikinci seçimde artık oylar da milletvekili seçimi için sayılıyor. İkinci seçimi birinci bitiren parti, 50 fazla milletvekili çıkarmaya hak kazanıyor. Miçotakis de buna oynadı.
GÜÇLÜ İKTİDAR ZAYIF MUHALEFET
Nitekim önümüzdeki hafta yapılacak seçimde Miçotakis’in bu ek 50 milletvekili ile hükümeti kuracak çoğunluğa rahat rahat ulaşması bekleniyor. Hatta seçim kanununu, Anayasa’yı değiştirecek 180 milletvekili oranına ulaşma ihtimali - az da olsa- bulunuyor.
Miçotakis’in bu başarısının ardında 2009’daki ekonomik krizin ardından ilk kez ülkede ekonomik göstergelerin olumluya dönmesi büyük rol oynamış görünüyor.
“DEVLET GERİ DÖNDÜ…”
Miçotakis hem Avrupa Birliği’nden aldığı yaklaşık 50 milyar Euroluk pandemi dönemi yardımlarını, hem de kamu kaynaklarını seçim öncesinde halka cömertçe dağıttı. Bu cömertlik 2009 krizi sonrası dönemde maaşları kesilen, kimi zaman maaş alamayan Yunan halkında “devlet geri döndü” algısı yarattı. Bu da elbette sandığa yansıdı. Size de Türkiye’deki seçimler öncesi çeşitli halk kesimlerine bolca dağıtılan finansal destekleri, tam vatandaşların ödenen bir aylık doğalgaz faturalarını hatırlatmadı mı?
ZAYIF MUHALEFET
Ancak Miçotakis’in açık ara kazandığı- 25 Haziran’da da kazanacağı- seçim zaferinin ülke demokrasinde yaratacağı olası zaafiyetten şimdiden endişe edenler var.
Bu endişeyi körükleyen unsur, ana muhalefetteki solcu Syriza’nın seçmen desteğinin giderek düşmesi. O kadar ki, Syriza’nın önümüzdeki hafta yapılacak seçimlerde ana muhalefet koltuğunu PASOK’a kaptırabileceği bile konuşuyor. Elbette bu durum Syriza lideri Çipras’ın koltuğunun daha şimdiden tartışılmaya başlanmasına neden oldu. İşte Türkiye ile bir benzerlik daha.
Benzerlikler bitmiş de değil;
Türkiye’de muhalefetin çok yakındığı, medya ortamının hükümet tarafından kontrol edilmesi şikayeti Yunanistan’da da giderek daha fazla dillendiriliyor. Büyük medya patronlarının, başka sektörlerde de devletle işbirliği içinde oldukları işleri var. Dolayısıyla, mevcut hükümet partisinden yana açık tavır almaktan kaçınmıyorlar. Yunan gazetecilere göre, başta Syriza olmak üzere muhalefetin zaten “dağınık” olan seçim kampanyası mesajları, medyanın hükümet partisinden yana tavır alması nedeniyle seçmenlere tam olarak ulaşmadı.
Tüm bunlar alt alta yazıldığında da, Yunanistan’ın da Miçotakis yönetimindeki siyasi durumunun Türkiye ile anti demokratik uygulamalara yönelen Macaristan arasındaki yere doğru evrileceği yorumları yapılıyor.
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem yeniden seçilmesi, hem de başında olduğu seçim ittifakının parlamentoda çoğunluğu almasının ardından, komşu Yunanistan’da Miçotakis’in de benzer bir güçle hükümete gelecek olması, iki ülke arasındaki ilişkilere yansıyacak elbette.
İki tarafın da, seçimden aldıkları bu yönetim gücünü çatışma üzerine mi, yoksa uzlaşma için mi kullanacakları ise meçhul.
Bu konudaki ilk stres testi ise Kıbrıs olacak gibi görünüyor…