Kolajenli, acı biberli yatak kumaşlarını neden ürettik?

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Aydın Tekstil Ticaret ve Pazarlama A.Ş. (Aydın Tekstil) Genel Müdürü Ali Sami Aydın ile oğlu Ziya Aydın geçen hafta Frankfurt’ta düzenlenen Heimtekstil (ev tekstili) fuarında müşterilerini ağırlıyor. İkisiyle aynı anda sohbet pek mümkün olmuyor çünkü içeri giren bütün müşteri adaylarıyla bizzat ilgileniyorlar. Genellikle umutsuzluk çökmüş fuarda, beni şaşırtan bir enerjiyle karşılaşınca ilk sakinlikte Ali Sami Aydın’a “Herkes, düşük kur, yüksek enflasyon ve faizden şikâyetçi, siz ne dersiniz?” diye soruyorum. Yanıt şaşırtıcı: “Bence en büyük sorunumuz ‘pahalı kalitesizlik.’ Diğerleri sonra gelir. O dedikleri şeyler firmaları zorluyor çünkü çoğu fasoncu ve müşteri ‘bu fiyata yap’ diyor, onlar da mahkum oluyor. Halbuki Uzakdoğu’nun kalitesizlik imajı var ama Türk ev tekstilinin dünyada çok iyi bir yeri var. Herhalde THY’den sonra en iyi markamız Türk ev tekstilidir ama bu fason meselesi sıkıntılı ve sürekli kalitemizi de düşürüyor. Firmalarımız fiyat baskısı altında kalınca maliyeti düşürmek için malın içinden eksiltmeler yapıyor, bu da bizim kaliteli imajımızı yok eder.”

Ali Sami Aydın, bu kadar iddialı konuşunca, “Siz ne yaptınız? Bunları yaşamaktan nasıl kurtuldunuz?” diye soruyorum. Şöyle yanıtlıyor: “2018’de radikal bir kararla kendi koleksiyonumuzu yapma kararı aldık. 2019’da bu nedenle sıkıntı yaşadık ama çok sürmedi. İşler farklı şekilde açıldı. Fiyat rekabetinden kurtulduk, artık fiyatı biz veriyoruz. Artık firma olarak fiyat baskısı yaşamıyoruz.” 

3 bin kişilik istihdamımız var, cironun yüzde 60’ı ihracattan

Aydın Tekstil Genel Müdürü Ali Sami Aydın, “Fabrikalarımızda toplamda 3 bin kişi çalışıyor ve biz işçi bulmakta zorlanıyoruz. Ciromuzun yüzde 60’ını ihracattan sağlıyoruz. En büyük pazarlarımız, Avrupa, İngiltere, ABD” diyor. Daha önceden inovasyon odaklı bir ‘tekstil şirketi’ olduğunu bildiğim için soruyorum: “Yeni ve ilginç kumaşlar var mı? Ar-Ge’den neler çıktı?”

Bu soru üzerine oğlu Ziya Aydın’ı yanımıza çağırıyor ve “anlat bakalım yeni neler yaptık” diyor. Ziya Aydın, şirketin inovasyon liderlerinden ve şöyle sıralıyor: “Kedi ve köpek dostu kumaşlar yaptık, çok iyi satıyor. Yatak ve mobilya şirketlerine özel çalışıyoruz. Mesela kolajenli yatak kumaşı ürettik. Kolajen mikro kapsüller içinde ve 10 yıkamaya kadar kaybolmuyor, müşteri yatarken teninden kolajen almaya devam ediyor. Soğuk kumaş ile de keteni birleştirdik, serin tutsun, nefes alsın, terletmesin. Sıcak yatak için de acı biber kullandık. Yatağı doğal acı biber ısıtıyor. O da mikro kapsüllü. Bir kumaş daha ürettik ki çok iyi. Su geçirmiyor ama hava alabiliyor, yanmıyor ve anti statik (kolay temizleniyor), geri dönüşebiliyor ve boyarken de su kullanılmıyor. Bu, oteller, hastaneler vs. için çok uygun bir kumaş. Abrasyon (peeling) yapmıyor. Bizde üç Ar-Ge merkezi var; İstanbul, Sakarya ve Kayseri’de. Toplamda 100 kişi bu Ar-Ge merkezlerimizde çalışıyor. Biz en fazla Ar-Ge harcaması yapan firmalar arasındayız. 2024’te bir başka yatırım daha yaptık ve şimdi fabrikalarımızda tükettiğimiz toplam enerji kadar güneş enerjisi üretiyoruz.” 

Düşük faizli kredilerle aldıkları arabaları, yatları, evleri satsınlar

Ali Sami Aydın, sert bir söz daha söylüyor: “Düşük kur, yüksek enflasyondan şikayet edenler, devlet düşük faizle para dağıtmıştı. O paraları alanların çoğu araba, yat, ev almıştı. Şimdi işleri zora girdiyse onları satsınlar ve işlerini düzeltsinler.”

Aydın’ın devlete farklı bir konuda çağrısı oluyor: “Maalesef devletimizin imzaladığı bazı Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA), ciddi şekilde aleyhimize çalışıyor. Devletimiz, STA’mız olan bazı ülkelerden menşei değiştirilerek getirilen malları önlemeli. Bence tekstilimizi asıl olumsuz etkileyen budur, STA’lar bizi sömürüyor, çok kısa sürelerde aleyhimize çalışır hale geliyor.” 

Tüm yazılarını göster