Yeme-içme sektörü hepimizin bildiği gibi, COVID-19 ile mücadelede hayata geçirilen tedbirlerden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Aylarca kapalı kalan kafe ve restoranlar için bu salgın süreci, hem maddi hem de manevi olarak çok zor geçti. 2 Mart 2021 tarihi itibariyle başlayan normalleşme süreciyle birlikte, kafe ve restoranların da açılması işletmecilere derin bir nefes aldırdı. Fakat birçok ilin, risk haritasında turuncu kategoride yer almasıyla birlikte açılan kafe ve restoranların, değerlerin kırmızıya dönmesiyle birlikte tekrar tam kapanma durumuyla karşı karşıya olduğu bir aşikar. Kocaeli de bu illerin arasında yer alıyor.
Kocaelili restoran ve kafe işletmecileri, pandemi sürecinde ekmek teknelerinin kapatılmasını istemiyor. Devletten, işletmelerine daha sık denetim yapılmasını ve bu denetimler kapsamında hizmet vermeye devam etmeyi talep ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Kocaeli Ticaret Odası’nın (KOTO) bu kapsamda gerçekleştirdiği toplantıda, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, esnaf ve işletmecilerle bir araya geldi. Vali Yavuz, COVID-19 sürecinde lokanta, restoran ve kafelere yönelik uygulanan kontrollü sosyal hayat kurallarının konuşulduğu toplantıda, işletmecilerin karşılaştığı sorunları ve taleplerini dinledi. Vali Yavuz, Kocaeli’de pandemi sürecinde bugüne kadar 1 milyon 100 bine yakın talebin yerine getirildiğini ve 2020’de devletin Kocaeli’ye 2.1 milyar TL nakdi kaynak sağladığını dile getirdi. Bu da, esnafların yaşadığı zorlukların, hiç şüphesiz devlet tarafından yakından takip edildiğini gösteriyor.
Yapılan bu nakdi destekler faydalı fakat işletmecilerin hayatlarını pandemi öncesindeki gibi idame ettirmeleri için yeterli olmuyor. İşletmeleri kapandığında paket servisten düşük kar elde eden işletmeciler, kiralarını ve personel masraflarını karşılamada büyük zorluk çekiyor. Kafe ve restoranların tekrar kapanma ihtimali de işletmecileri bu yüzden endişelendiriyor.
“İlimizin kırmızı kategoriye düşmesinin kafe ve restoran sektörüne mal edilmesi haksızlık olacak. Sektörümüz, sahibi, çalışanı ve aileleriyle birlikte ülkemizde 10 milyon kişinin ekmeği, geçim kaynağıdır. Kafe ve restoranlara sadece eğlence yeri olarak değil, ekmek teknesi olarak bakmak gerekiyor” diyen işletmeciler, kapanmanın aksine daha fazla denetim istediklerini dile getiriyor. Yetkili mercilerin, işletmecilerin bu çağrısına kayıtsız kalmayacağına ve süreçten en çok etkilenen sektörlerin başında gelen kafe ve restoran işletmecilerinin ticarette kalma mücadelelerine destek vereceğine inanıyorum. Çünkü bu süreçte tek bir işletmeyi bile ticaretten kaybetme lüksümüzün olmadığını ve elimizi taşın altına koymamız gerektiğini düşünüyorum. Tatil ve mesai saati demeden halka hizmet veren ve deyim yerindeyse ekonomin bacasız sanayisi olan esnafı ayakta tutmak biraz da bizlerin elinde.
Kocaeli’nin kırmızı kategoriye düşmesindeki tek sebebin, kafe ve restoranların olmadığı kanısındayım. Ticari ya da sosyal ayırt etmeksizin toplumun tüm kesimlerinin kurallara uyması, uymayan işletmelerin de ayırt edilmesi gerekiyor. Böylece işletmelerin bu süreci, kapanmadan da sağlıklı bir şekilde yürütebileceğine inanıyorum.