Dr. Sinan Şahin
TRASTA – Partner/Bankacılık
Finansal okuryazarlık; finansal kavramlar, ürünler ve hizmetler hakkında bilgi ve farkındalık sahibi olmak ve bunu finansal karar alma sürecinde etkin bir biçimde kullanmak şeklinde tanımlanabilir.
Girişimcilerin rekabet ortamında başarılı olabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri için muhasebe, bütçeleme, sermaye maliyeti, borç ve kaynak yönetimi gibi temel finansal konularda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Finansal okuryazarlık girişimcileri söz konusu alanlarda doğru ve rasyonel karar almaları yönünde desteklemektedir.
Finansal okuryazarlığı bulunan bir KOBİ sahibi;
- Kendi fonları ile şirket fonları arasında ayrım yapabilecek,
- Mevcut çok sayıda finansal ürün ve hizmet arasında doğru tercihlerde bulunabilecek,
- Alternatif finansal kaynakları göz önünde bulundurarak işletmenin sermaye ihtiyacını doğru bir şekilde öngörüp, uygun koşullarda temin edebilecek,
- Karşı karşıya kalınabilecek riskleri azaltabilecek, karşılaşılan riskleri de hasarsız ya da mümkün olduğunca az hasarla atlatmak için gerekli önlemleri alabilecek,
- Firmayı kredibilitesi yüksek ve yatırıma hazır hale getirebilecek;
- Etkin bir vergi yönetimi sağlayıp,
- Başarılı bir finansal yönetim uygulayabilecektir.
Ülkemizde KOBİ’lerin karşı karşıya kaldıkları başlıca finansal yönetim sorunları şu şekilde sıralanabilir:
- İşlenmenin finansal verilerine ve finansal tablolarına hakim olmamak,
- Nakit ve fon akışını doğru yönetememek,
- Düşük özkaynak ve yüksek finansal kaldıraçla çalışmak, finansal daralma dönemlerinde bunun sıkıntısını yaşamak,
- İşletmenin fonlarıyla şahsi fonlarını karıştırmak, işletmeden fon çıkarmak ve bunları özel işlerinde kullanmak,
- Finansmanda uygunluk kuralını göz önünde bulundurmamak, duran varlık ve yatırımları gelecekte yaratacakları nakit akışına uygun orta ve uzun vadeli krediler yerine kısa vadeli kredilerle finanse edip likidite darboğazına düşmek,
- Yatırım kararlarını objektif ve gerçekçi bütçelere dayanmadan hayata geçirmek, çıkabilecek sorunların yolda halledilebileceğini düşünmek,
- Alıcı ve tedarikçilerde yoğunlaşmaya maruz kalmak.
- Finansal işlemlerde tek bankada yoğunlaşmak,
Kuşkusuz bu listeyi uzatmak mümkündür. Sayılan sorunlar daraltıcı iktisat politikalarının uygulandığı dönemlerde KOBİ’ler açısından olumsuz gelişmelere sebep olabilmektedir.
Örneğin, faiz oranlarının en önemli fonksiyonlarından biri, sınırlı fon kaynaklarının ekonomide etkin ve verimli bir biçimde dağılımını sağlamaktır. Yapay olarak düşük tutulduğu ortamlarda faiz bu görevini yerine getirememekte, ayrıca işletmeleri kredi kullanmaya teşvik etmektedir. Kaynaklar verimsiz ve rekabet gücü olmayan alanlara yönlendirilebilmekte, bu durum değişen ekonomik koşullarla ve düşük finansal okuryazarlık düzeyiyle birleştiğinde mali yönden güç duruma düşen firma sayısı hızla artabilmektedir.
KOBİ’lerin finansal okuryazarlık düzeylerinin artırılmasında çeşitli kurumlara görevler düşmektedir.
Her şeyden önce işletme sahibinin ve yöneticisinin finansal okuryazarlığın önemi ve faydası konusunda farkındalık sahibi olması gerekmektedir. Bu konu anlaşılmadığı sürece diğer kurumları gayretlerinin katkısı olmayacak ya da sınırlı kalacaktır.
Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, Sanayi, Ticaret ve Esnaf Odaları KOBİ sahip ve yöneticilerinin finansal okuryazarlıklarının artırılmasına yönelik eğitim organizasyonları düzenlemeli, bu çalışmalar zamanın değişen koşulları göz önünde bulundurularak periyodik olarak tekrar etmelidir.
Etik kuralların hâkim olduğu bir finansal hizmetler sektöründe bankaların, müşterilerinin dolayısıyla da KOBİ’lerin finansal danışmanı gibi hareket etmeleri beklenir. Sadece performans ve karlılık odaklı bir satış yaklaşımı banka-KOBİ arasında karşılıklı güvene dayalı ilişkinin kurulmasını engelleyebilmektedir. Bankalar KOBİ’lere sağlıklı ve objektif finansal danışmalık hizmeti verme konusundaki güvenilirliklerini geliştirmeli, ilgili meslek kuruluşları bunu teşvik etmelidir.
Serbest muhasebeci mali müşavirlerin, finansal yönetim ve finansal karar alma konularında KOBİ’leri yönlendirebilecek, onları finans kurumlarla ilişkilerinde yaşayabilecekleri sorunları önceden görüp gerekli kararları proaktif bir şekilde almalarını sağlayacak yönde destekleyebilecek yetkinlik düzeyine ulaşmaları önem taşımaktadır. Burada da ilgili odalara eğitim konusunda görev düşmektedir.
TÜİK tarafından 2023 yılı aralık ayında yayımlanan istatistiklere göre KOBİ'ler 2022 yılında toplam girişim sayısının %99,7'sini, istihdamın %70,6'sını, üretim değerinin %36,3'ünü ve faktör maliyetiyle katma değerin %36,4'ünü oluşturmuşlardır. 2022 yılına ilişkin toplam ihracatın %31,6'sı, ithalatın ise %15,4'ü KOBİ'ler tarafından gerçekleştirilmiştir. Rakamlar KOBİ’lerin ulusal ekonomi açısından arz ettikleri önemi açıkça göstermektedir. Bu gruba giren işletmelerin sağlıklı iktisadi ve finansal kararlar almaları ekonominin de bir bütün olarak sağlıklı gelişimine katkıda bulunacaktır. KOBİ’lerin finansal okuryazarlıklarının geliştirilmesi de bu yönde atılmış olumlu bir adım olacaktır.