Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) 27 Mart tarihindeki tahmininde, küresel salgının (pandemik) ekonomik etkilerinin belirlenmesinin hayli güç olduğunu belirtse de dünya çapında bir ekonomik daralmanın kesinleştiğini belirtiyor.
Tüketici harcamalarının %33 civarında düşmesi olasılığı ile faaliyetlerin durdurulmasının, birçok ekonominin üretimlerinde %20 ile %25 arasında düşüş yaşanabileceği bildiriliyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı da (UNCTAD) rezerv parası olmayan ekonomilerin, bunu ihracat veya mevcut rezervlerini satarak karşılayabileceklerini ancak bu ülkelerde ihracatın da ciddi boyutta ithalata dayandığını belirtiyor.
Bunun sonucu olarak da finansal çalkantıların bu ekonomilerin paralarına getirdiği değer düşüşlerinin, ithalatlarını karşılamakta ve borçlarını ödemekte ciddi güçlüklerle karşılaşılacağı öngörülüyor.
Her devlet, kendi ekonomisinin alacağı hasarı en aza indirme ve yaşanabilecek ekonomik olumsuzlukları azaltma yolunda adımlar atarak, ekonomik destek paketleri açıklamakta. Raporda, açıklanan destek paketlerinin etkilerinin, faaliyetlerin durma süresi ve büyüklüğü ile beraber mal ve hizmetlere olan talebin azalmasının yanı sıra bu desteklerin ne kadar hızla hayata geçirilebileceği ile ortaya çıkacağı da belirtiliyor.
Devlet, hükümetlerle yönetiliyor…
Bu gibi zor durumlarda, yönetimde olanların işi zor.
Ancak, KOBİ sahiplerinin ve yöneticilerinin elinde devlet olanakları yok.
Kaynakları oldukça kısıtlı ve hatta bazı kaynaklara erişimleri bulutların bile arkasında.
KOBİ’lerin finansmana erişimindeki sıkıntıları Mısır’daki sağır sultan bile duydu da iyice öğrendi. Öte yandan bugün bile bu kriz ortamında KOBİ’lerin kredi almaları için önlerine konulanlar endişe verici.
İhracatçı KOBİ’lerimizin durumu ise daha ayrı ve farklı bir zorluk sergiliyor.
Dükkânı kapatmak çözüm gibi görünse de çekler ve diğer taahhütler ne olacak?
Çalışanları, Kısa Çalışma Ödeneği ile kolaylasa bile ihracatçı KOBİ patronunun durumu ne olacak?
Elbette bu kriz sonsuz değil, çok da uzun olmayacağını umduğumuz bir sürede bitecek de…
İhracatçı KOBİ’ler bu sonu hayatta ve ayakta görebilecek mi?
Görmeye çalışmak için en önce ümidimizi kaybetmememiz gerek.
Zira yarın normale döndüğümüzde, daralmış bir piyasa, azalmış talep ve daha keskin rekabet ortamı ile karşılaşacağımızı düşünmeliyiz.
Bugünleri atlatmak için en öndeki koşul EVDE KALMAK…
Ancak yarın evde oturmayacağız ve o zaman önceki günlerden daha fazla çalışmak gerekecek.
Müşterilerimizle temasımızı sosyal seviyede sürdürelim.
Yeni müşteriler bulmak için strateji geliştirelim ve hatta elimizde olası müşteri detayları varsa, bunlarla olabildiğince temas kurmaya çalışalım.
Elbette iş bağlama zamanında değiliz amma en azından iş hayatı içerisinde sosyalleşelim.
Yurt dışı alıcılarının, bu krizden ders çıkararak, yumurtaları aynı sepete koymamak için, farklı tedarik seçenekleri arayışına girdiklerini ve gireceklerini akılda tutalım.
Bu bize yeni fırsatlar getirebilir…
Biz de yurt dışına bağlı tedariklerimiz için seçenek arayışına girelim.