KOBİ’ler sistem dışına itiliyor

Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Pazartesi günü gazetemiz “Ekonomi’ de” Merve Yiğitcan’ın KOBİ’lerle ilgili bir haberi yayınladı. Haber özetle şöyle:

“2023 yılının ilk 11 ayında kurulan şirket sayısı 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 7,3 azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 7,2 artarak 19 bin 931’e ulaştı. Ocak-Kasım 2023’te kurulan şahıs firması sayısı ise yüzde 24,9 düşerken, kapanan firması sayısı yüzde 44 arttı. İstatistiklere göre, söz konusu dönemde kurulan 17 bin 744 şahıs firmasına karşın, 28 bin 896 şahıs firması kapandı.”

Bu haberden iki hafta önce de TUİK “Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri, 2022” bültenini yayınladı. Haber ve bülteni birlikte ele alıp analiz etmek mevcut ekonomik görünüm açısından önemli. Bunu yapmadan önce TÜİK’in de kullandığı 2022 yılında Hükümetçe belirlenen son KOBİ sınıflandırmasına bakalım.

a) Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon Türk Lirasını aşmayan çok küçük ölçekli işletmeler,

b) Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu elli milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler,
c) Orta büyüklükteki işletme: İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu ikiyüzelli milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler.”

Haberdeki ve TÜK’deki veriler KOBİ’lerin zorda olduğunu göstermekte. Piyasa ekonomisinde bu gelişim normal. Batan batar kalan sağlar bizimdir diyebilirsiniz. Ancak kazın ayağı öyle değil. Çünkü en gelişmiş ekonomiler bile KOBİ’ler üzerinde yükseliyor.

TUİK’in verilerine göre girişim sayısının sadece binde 3’ü büyük işletme. Girişimlerin yüzde 90,6’sı mikro işletme. İşgücünün yüzde 34,5’i mikro, yüzde 20,1’i küçük ve yüzde 16’sı orta büyüklükteki işletmelerde çalışıyor. Yani KOBİ’lerin istihdamdaki payı yüzde 70,6. KOBİ’lerin üretimdeki, payı yüzde 36,3. Buna bakarak bu işletmelere verimsiz çalışıyor diyebilirsiniz. Ancak bu yargı yanıltıcı olur. Çünkü KOBİ’ler özellikle mikro işletmeler emek yoğun sektörler.

Girişimci yapısı bu olmasına rağmen hükümet KOBİ’leri özellikle mikro ve küçük işletmeleri görmezden geliyor. Bu kesime yönelik kurulan KOSGEB son yıllarda hükümetin direktifleri doğrultunda çalıştığı için diğer alanlarda olduğu gibi kayırılmış sektörler ve firmalar için destek vermekte. Kriz öncesi özellikle inşaat sektörü teşviklerin kaymağını yemekteydi. Kriz çıktıktan sonra bu sektör yine kayırılsa da kaynak yetersizliğinden eski günlerdeki gibi teşvik alamadı. Bunun sonucunda da en fazla firmanın kapandığı ve konkordato ilan eden sektör inşaat oldu.

KOBİ’lerin, özellikle de mikro ve küçük işletmelerin en önemli sorunu krediye erişememek. Seçim sonrası uygulanan kredi kısıtlaması en fazla bu işletmeleri zora soktu. KOBİ temsilcisi sivil örgütler (aslında STK’dan çok hükümete bağlı yarı sivil kurumlar) ve hükümet bu duruma karşı üç maymunları oynamakta. Bu tiyatro böyle devam ederse özellikle istihdam ve rekabet açısından daha fazla sorunla karşılaşacağız.

İki küçük vurgu. İlki TUİK’e, istihdam deposu  KOBİ’ler kapanırken işsizlik oranın düştüğüne yönelik verileriniz şüpheli hale gelmekte. İkinci uyarı hükümete. KOBİ’ler sağ eğilimli ve 2002’den itibaren iktidar partisine oy veriyor. İçinde bulundukları kriz nedeni ile yerel seçimlerde bu kesim tercihini değiştirebilir.

Son günlerde Cumhuriyet, Laiklik ve ATATÜRK üzerine toplu bir saldırı var. Kitap önerimiz de bundan dolayı ATATÜRK üzerine.

Cavit Orhan Tütengil, 2023, Atatürk’ü Anlamak ve Tamamlamak.

Tüm yazılarını göster