HAKAN ATİS
Sonsuzluğu andıran bembeyaz bulutların üstünde Roma’ya uçarken John Hirst’in ‘Kısa Avrupa Tarihi’ adlı eserinin sayfalarında dolaştım. Aklıma bazıları ciddi, bazıları muzip pek çok soru takıldı. Bunlardan birisi Mısır Kraliçesi 7. Kleopatra’ya yönelikti. Tarihe mal olan cazibeli kadının dönemin küresel kudreti Jül Sezar’ın Roma’daki villasında (MÖ 46 ve 44 ) havuz keyfi yaşayıp yaşamadığını merak ettim doğrusu. Bu garip gelmesin. Çünkü… Neşesine düşkün olduğu dikkate alınırsa çizmenin hakkını verdiğini tahmin etmek güç değil. Lakin, bundan ötesi araştırmacıların işi. GEÇMİŞTEN BUGÜNE Berlin’den gökyüzüne yükselirken seyahatimin keyifli geçeceğini düşünüyordum. Soho House Cecconi’s Teresa’nın lezzetli yemeklerine eşlik eden kent manzarası, müzik ve dost sohbetleri yanılmadığımı gösterdi. Ancak… Az önce paylaştığım muzip soru günlerce belleğimde asılı kaldı. Çünkü… Kimi kaynaklara göre Roma’da Largo di Torre Argentina yakınlarında olduğu varsayılan toprak altındaki villanın magazinsel ünü binlerce yıldır dilden dile dolaşıyor. Şimdi ‘Memlekette bir yığın ekonomik sorun varken havuz konusu nereden çıktı?’ diyebilirsiniz. Biraz sabredin. Çünkü… Günümüzde milyonlarca dolarlık dinamik bir sektör haline geldi. Örneğin, içinde bulunduğumuz yıl sadece Türkiye’de çeşitli büyüklüklerde 100 bine yakın havuz yapıldığı ifade ediliyor. Ülkemizin dünya liginde Çin ve ABD ile birlikte ilk üçte yer aldığı da biliniyor. Bu nedenle konuyla ilgili renkli bilgiler paylaşacağım. Hazır mısınız?
MALDİVLER VE SEYŞELLER
Seyahatimden kısa süre önce sohbet ettiğim ülkemizin önde gelen iş insanlarından Hüseyin Soykarafakılı’nın ‘Havuzlar tarih boyunca uygarlıkların statü sembollerinden biri olmuştur’ sözü aklıma takılmıştı. 1988 yılında kurduğu Artes’le Almanya’dan Rusya’ya, Azerbaycan’dan Yunanistan’a kadar onlarca ülkede havuz inşa eden sektörün deneyimli ismi, önümüzdeki aylarda dünya sosyetesinin gözde tatil merkezlerinden Maldivler ve Seyşeller’de de 300’e yakın havuz inşa edecek. Bunların yapımı için gereken şantiyelerin önümüzdeki haftalarda kurulması planlanıyor. Söz konusu projenin devamı olarak kendilerinden 64 adet sauna buhar odası talep edildiğini de belirten Hüseyin Soykarafakılı, başarı öyküsünü ana hatlarıyla şöyle anlatıyor: “Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 1975’te mezun oldum. Teba’da çalışırken Mersin’deki PTT dinlenme tesislerine olimpik havuz inşa etmemiz istendi. Ancak o yıllarda ülkemizde bu sektör nerede ise bilinmiyordu. Bu nedenle Frankfurt’ta gerçekleştirilen Su Teknolojileri Fuarı’na gittim. Kentin belediyesine ait olimpik havuzun teknik işlerinde çalışan bir Türk ile tesadüfen tanıştım. Edindiğim bilgi birikimi ve teknik donanımla Mersin’deki işi başarıyla yerine getirdik. O yıllarda Amerikalılar’da İncirlik Üssü için havuz inşa etmemizi istediler. Başarıyla yerine getirdik. Onu İzmir Şirinyer’de bulunan NATO Karargahı’nın havuzu izledi. 80’li yılların ortasında başlayan turizm seferberliğinde her yerde otel ve turistik tesis yapılıyordu. Ancak bunların havuzlarını yapacak doğru dürüst firma bulunmuyordu. Bu iş genellikle tesislerin mekanik işlerini yapan firmalara veriliyor, yaparken ve işletirken ciddi sorunlar yaşanıyordu. Sektördeki boşluğu görünce 1988 yılında İzmir’de Artes’i kurdum. Deyim yerinde ise kendimi havuz sektörünün içinde buldum.”
GURUR TABLOSU
Hüseyin Soykarafakılı, dünyanın pek çok ülkesinde 36 yıldır kendi şirketiyle havuz inşa ediyor. Bugüne kadar Kazakistan, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Libya, Togo, Gürcistan, Almanya, KKTC ve diğer ülkelerde ‘Türk Malı’ algısını güçlendiren başarılı işlere imza attı. Örneğin, sadece Yunanistan’da 50’ye yakın havuzda onun imzası var. Dahası dost ve kardeş Azerbaycan’da bulunan Artes MMC adlı müstakil şirketiyle en çok havuz, gölet ve SPA inşa eden kuruluş unvanına sahip. Maldivler ve Seyşeller’deki şantiyeleri ise yakında açılacak. Bu ülkelerde iki projede 300’e yakın yüzme havuzu yapacak. Ondan ayrıca 64 adet SPA-sauna-buhar odası projelendirmesi de istendi. İzmir merkezli Artes için bu durum gurur verici. 30 yıldır tanıdığım ve zirveye çıkışına tanık olduğum deneyimli iş insanımız bugünlere elbette kolay gelmedi. Bu nedenle üniversitelerin işletme bölümlerinde tavsiyeleriyle gençlere yol gösterecek iyi bir örnek. Benden söylemesi.
SEKTÖRE DAİR
Bugüne kadar Antalya’daki Titanik Merdan Palas Oteli’nin 10 bin, İstanbul Riva Düşler Vadisi’nin 8 bin metrekarelik havuzları başta olmak üzere yurt içinde ve dışında 10 binden fazla projeyi teslim eden Artes’in künyesinde 89 bin metrekarelik Azerbaycan Şahdağ Göleti, adeta kutup yıldızı gibi parlıyor. Bu nedenle yazımı deneyimli ismin şu sözleriyle tamamlıyorum: “Yaklaşık 45 yıldır havuz sektöründe bulunan bir kişi olarak ülkemizin yurtdışı müteahhitlik projelerinde güven ve gurur verdiğini söyleyebilirim. Türkiye’yi güzel yıllar bekliyor. Ancak aşırı enflasyon ve maliyet girdilerindeki dengesiz artışlar sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Önünü görmekte zorlanan kuruluşlar ileriye dönük atılım ve yatırım konularında ürkek ve çekimser davranmak zorunda kalıyor.” Hüseyin Soykarafakılı’nın değerlendirmeleri tarihe düşülmüş not gibi. Umutlu ve dikkatli. Değerli okurlar, yazımı seyahatimde aklıma takılan o muzip sorunun yarattığı merak duygusuyla noktalıyorum. Ne de olsa hayat yanıtlarını bilmek isteyip bir türlü öğrenemediğimiz gizemlerle dolu. Öyle değil mi? Şimdi elim usulca tv kumandasına gidiyor. Sinema dünyasında sükse yapan, Liz Taylor ve Richard Bronson’un başrollerinde oynadığı 1963 yapımı ‘Kleopatra’ adlı filmi başlatıyorum. Yeniden izlemenin tam zamanı, öyle değil mi? Ekonomi Ege’nin Eylül sayısında yeniden buluşuncaya dek şen ve esen kalın.