Farklı varlık gruplarında gözlenen yükselişler bir yana yaz aylarından bu yana piyasalar açısından zaman zaman kestirmesi zor fiyatlamalar ile karşılaşıyoruz. Bir yanda olması gereken tepkiler, diğer yanda ise zamanın ruhundan ayrışmama çabası. Hikayenin tam da bu kısmında merkez bankalarının sağladığı iletişimler devreye giriyor. Masanın her iki tarafında yer alan analist-yatırımcı kesimi açısından kurtarıcı bir nevi yine merkez bankaları oluyor. Kasım ayı fiyatlamalarını da bu kapsamda okumak yanlış olmayacaktır.
Nihayet beklenen oldu. Fed’in gündemi meşgul eden meşhur tapering süreci resmen ilan edildi. Haziran ayından bu yana güçlü ve şeffaf bir iletişim ile yürütülen süreç piyasa fiyatlamalarında ani yol kazası riskini ilk aşamada bertaraf etmeyi başardı. Gün sonunda eldeki net sonuçlara baktığımızda Fed’in Mayıs 2013 sonrasında yaşananlardan en az gelişmekte olan ülkelerin çoğunluğundaki karar alıcılar kadar ders çıkardığı görülüyor. ‘Fed Listens’ seminerleri boşa yapılmamış. Hem dinlemiş, hem not etmiş hem de gelecek açısından çıkarımlar sağlamışlar. O nedenle pandemi süreci devam ederken, enflasyonist baskıların kalıcılığı ve stagflasyona gitmesi muhtemel yoldaki suç ortaklığı zihinleri meşgul ederken hem nispeten yavaş tapering süreci devreye alınıyor, hem de faiz hadleri nominal ve reel bazda kontrol altında tutuluyor. Üstelik hikayeye enflasyon beklentilerini dahi eklemek mümkün.
O zaman listedeki başlıkların üzerinden tekrar geçelim. Kamuoyu ile paylaşılan FOMC metnine baktığımız iki kritik mesaj dikkat çekiyor: i) Enflasyonda geçici söylemi korunmakla birlikte zamanlama daha uzun değerlendiriliyor. ii) Varlık alımlarındaki azaltımda ilk aşamada Kasım ve Aralık ayları için 15 milyar dolar telaffuz ediliyor. Sonrası henüz masaya gelmiş değil. Diğer yandan tüm bunların planlı iletişimin bir parçası olduğu görülüyor. Başkan Powell’ın basın toplantısı da bu eksende gerçekleşti. Faiz artırımı düşüncesinden uzak, beklentileri yönetmeye odaklı ve fakat gerektiğinde adım atmaktan çekinmeyecek bir Fed imajı çiziliyor. Tapering sürecinde gelecek 2 ay detaylandırılmasına rağmen sonrasına parantez açılmaması henüz muğlak bir durum oluşturmuyor. Neden?
Fed cephesinde dikkat çeken en önemli gelişme sözle iletişim sayesinde kendilerine alan açmaya çalışmaları. Öyle ya merkez bankacılığında politika faizi üzerinden adım atmak hem maliyetli hem de zahmetli bir sürecin yönetimi demek. Oysaki iletişimi dikkatlice kurgulayarak, piyasa işlemcileri ile ters düşmeden aynı gemide olunduğu ve sürecin yönetimi noktasında şüpheye düşürmemeye çalışmak daha kontrollü ve maliyeti düşük bir seçenek. Tam olarak buna da modern merkez bankacılığı deniyor. Başkan Bernanke’nin meşhur blog yazısında yaptığı atfı hatırlamış olmalıyız.
Amerikan para politikasına yön verenler bu iletişim sayesinde kendilerine her iki yönlü zaman ve avantaj kazandırmayı tercih etmiş durumdalar. Ekonomi beklenen patikanın dışına çıkar ve yavaşlama riski gösterirse tapering süreci daha yavaş yürütülebilir. Öyle ya Fed’in yasa ile tanımlanmış iki meşhur görevinden birisi tam istihdam diğeri de fiyat istikrarı. Bardağın diğer kısmında ise birçok kez, yakın geçmişe kıyasla frekansı artmış şekilde arz kaynaklı problemler ve beklenenden daha uzun zaman alacak olan şeklinde yönlendirme değişikliği var. Olur da negatif senaryo devreye girerse bu durumda da Fed daha erken tapering sonlandırması ve aylık azaltımlarda rakam büyütme gibi seçenekleri devreye alabilir. Henüz o noktada olmasak da görüntü şimdilik bu.
Gelelim fiyatlama davranışlarına. Klasik Kasım ayı etkileşimi görüyoruz. Beta yaratma çabasında olan fonlar, muhasebeleşme eğilimleri ve yılı olabildiğince primli pozisyonlarla kapatma isteği iyice belirginleşmiş durumda. Lokal ve global varlık varlıklarda en etkili başlık devam eden bilanço sezonuna ait haber akışı. Bu nedenle diğer gelişmeler olması gerektiği şekilde fiyatlara yansımıyor; global faiz hadleri ve yerel varlıkların kendi içerisinde ayrışması gibi.