KKM’de vade sonu gidilecek tek adres var, yine KKM

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ KKM'de ilk hesapların vadesi bu hafta doluyor. KKM hesabı olanların vade bitiminde başka yere kımıldama şansları pek yok.

✔ Zaten Hazine de bu hesaplardan doğacak kur yükünden çok vade bitimindeki muhtemel çıkışları önlemeyi daha çok önemser durumda.

Kur korumalı mevduat uygulamasının başlamasından bu yana üç ay geçti. İlk hesapların üç ay vadeli olanlarının vadesi de bu haftadan itibaren dolmaya başlıyor.            

Bu hesaplarla ilgili olarak bugünlerde en çok kur farkı yüzünden Hazine’ye ne kadar yük bineceği tartışılıyor. O konuya diğer bölümde değineceğiz. Olan oldu, Hazine’ye bineceği kadar yük bindi, uygulamaya da devam edileceği ortada.       

Peki vade dolduğunda kur korumalı mevduatla işi bitecek tasarruf sahibinin başka alanlara yönelmesini önlemek mümkün olacak mı? Hazine cephesi herhalde bugünlerde ne kadar kur yükünü göğüslemek durumunda kalacağından çok bunu düşünüyordur.         

Çünkü kur korumalı mevduatı tercih edenler vade bitiminde “Ben gidiyorum” derse ne olacak? Tabii ki burada önemli olan KKM’yi terk edecek paranın nereye gideceği... Ya doğrudan dövize gidilirse?

SEÇENEK PEK YOK

Kur korumalı mevduat hesabı uygulamasının başladığı ilk günlerde, yani aralık ayının son haftasında hesap açtıranlar yüzde 12 dolayında bir kazanç elde etmiş durumda.             

O günlerde TL cinsi mevduat hesabı açtırılmış olsaydı üç ayda net yüzde 4 dolayında bir kazanç elde etmek söz konusu olacaktı. Dolayısıyla kur korumalı hesabı seçenler karlı çıktı.

Kur korumalı hesabınız vardı ve vade sona erdi, kur farkıyla birlikte yüzde 12’ye yakın bir parayı cebinize koydunuz. Bir karar vereceksiniz; ya uygulama içinde kalıp mevcut kurdan endeksleyerek hesabınızın vadesini uzatacaksınız ya da paranızı alıp yeni bir yatırım alanı arayacaksınız.              

“Paramı alıp klasik mevduata yatırayım” deseniz, bankaların verdiği faiz yıllık brüt yüzde 16-17 dolayında. Oysa kur korumalı mevduatta stopaj olmadığı için net yüzde 17 üstünden faiz alıyorsunuz. “TL’den çıkıp döviz alayım” deseniz, bu sistemde zaten dövizdeki artış kadar para kazanıyorsunuz.         

Şu durumda ne yaparsınız? Yapılacak belli değil mi; kur korumalı hesaba devam!           

Zaten son dönemde banka mevduat faizlerin kur korumalı mevduat faizinin bile altına inmesinin, üstelik bu hesaplardan stopaj kesildiği için net getirinin KKM faizinin altında kalmasının artık nasıl oluyorsa bir şekilde sağlanması, KKM’den kaçış olmasını engellemeye dönük gibi görünmüyor mu?

BİR DE YENİ AVANTAJLAR GELİRSE...

Hele hele KKM uygulamasında politika faizinin 3 puan üstüyle sınırlanan tavan faiz biraz esnetilir ya da başka avantajlar da söz konusu olursa kim tutar KKM’yi!         

Ama bu gidişle KKM Hazine’yi fena tutacak, fena sarsacak; şimdilik o ikinci planda, özellikle Hazine açısından.         

Döviz artmasın, dövizin artması önlensin yeter!         

Bunun maliyeti mi, kimin umurunda?

HAZİNE’YE BİNECEK YÜK ANCAK VADE DOLUNCA HESAPLANABİLİR

Öncelikle şunu söyleyelim. Kur korumalı mevduattan Hazine’ye binecek kur yükünün ne miktarda olacağı bilmek mümkün değil. Bu tutar, ancak belli varsayımlarla tahmin edilebilir.              

Çünkü hangi gün, hangi kur üstünden ve ne tutarda hesap açıldığını bilmiyoruz. Vadeyi hiç bilmiyoruz. Bu bilgiler elimizde olsa bile kur yükünü ancak hesap kapatıldığında hesaplamak mümkün olabilir; çünkü öyle ki hesabın kapatılış saatine göre bile kur yükü fark edecek. Yanlış okumadınız, saate göre bile kur yükü değişiklik gösterecek.              

Bu hesaplar için başlangıçta Merkez Bankası her gün yalnızca saat 11.00’de kur ilan ediyordu. Hesap tutarı da dönüşüm kuru adı verilen bu kur üstünden dövize endeksleniyordu. Sonra günde bir kez kur ilan etme uygulamasından vazgeçildi ve bu amaçla her gün altı kez kur açıklanmaya başlandı.              

Şimdi Merkez Bankası’nın gün içinde saat 10.00’dan başlayarak her saat başı olmak üzere 15.00’e kadar ilan ettiği kurlardan hesap kapatma saatine yakın olan kur dikkate alınacak.              

Uygulamanın ilk günü olan 21 Aralık’ta hesap açıldığını varsayalım. Gün hesabı yapıldığı için vade 21 Mart’ta dolmamış olabilir ama biz öyle olduğunu düşünelim; bu durumda vadeyi dün dolmuş kabul edelim. 21 Aralık’ta hesap açılırken uygulanan kur dolar için 13,2727 düzeyindeydi. Peki dünkü kur; örneğin saat 13.00’te açıklanan 14,8542, saat 14.00’te açıklanan ise 14,8319.            

Buna göre 21 Aralık’ta aynı gün açılan iki hesaptan biri saat dün 13.00’teki kura göre kapatıldığında oluşacak kur artışı yüzde 11.92, diğer hesap ise saat 14.00’teki kura göre kapatıldığında oluşacak fark yüzde 11.75 olacak.           

İki hesabın tutarını da 100 bin lira olarak varsayalım. Saat 13.00'teki kura göre kapatılan hesap 11.920, diğeri ise 11.750 lira alacak. Bu tutarların 4.250 liralık kısmı faiz olarak banka tarafından, kalanı ise Hazine tarafından ödenecek.         

Yani görüldüğü gibi Hazine bile hesap kapatılana kadar ne kadar kur farkı ödeyeceğini bilme şansına sahip değil.           

Dolayısıyla Hazine’nin bile tam olarak bilemeyeceği kur yükünü bizler ancak el yordamıyla tahmin edebiliriz.         

27 ARALIK’TA HESAP AÇTIRANLAR YAŞADI!

Daha önce de hep vurguladık. Kur korumalı hesaba girişte kurun düşük olması çok büyük avantaj oluşturuyor.        

İşte 27 Aralık'ta hesap açtıranlar sisteme düşük kurdan girmiş olmanın büyük avantajını yaşayacak.      

27 Aralık’taki kur 11,4373 ile en düşük düzeydeydi. Hesabın kapatıldığı tarihte kur 14.85 dolayında oluşsa bile üç ay için yüzde 30’luk bir getiri söz konusu olacak.

Tüm yazılarını göster