Döviz kurunun ılımlı artışıyla birlikte düşük düzeylere inen, hatta geçen yılın kasım ve bu yılın mart ayında sıfır olan kur korumalı mevduat için bütçeden yapılan ödeme haziranla birlikte inanılmaz bir tırmanış gösterecek. Haziran ayında yalnızca bütçeden yapılması gerekecek kur farkı ödemesi 70-75 milyar liraya ulaşacak gibi. Bu kadarla kalsa iyi, haziran ayında kur farkı yüzünden Merkez Bankası’na da 75- 80 milyar lira arasında bir yük bineceği hesaplanıyor.
Merkez Bankası ve BDDK kur korumalı mevduata ilişkin adeta bütün verileri kararttığı için hesap yapmak, öngörüde bulunmak hiç kolay değil. Biraz olsa olsa mantığıyla hareket etmek gerekiyor. İşte bu şekilde yapılan hesaplamalar haziran için böylesine bir kur farkının gündeme gelebileceğini gösteriyor.
TL cinsi hesaplar için 70-75 milyar liranın nasıl büyük bir tutar olduğunu daha kolay anlayabilmek için şimdiye kadar yapılan aylık en yüksek ödemenin Temmuz 2022’deki 23.3 milyar lira olduğunu hatırlamak yeter. Ayrıca kur farkı olarak bütçeden geçen yılın mart ayından bu yılın mayısına kadar olan on yedi ayda toplam 97 milyar lira ödendiğini hatırlamak da...
Yani öyle görünüyor ki, yalnızca haziran ayında önceki on yedi aydaki ödemenin dörtte üçü kadar daha bir ödeme yapmak gerekecek.
Geçen yılın martından bu yılın mayısına kadarki on yedi ayda 97 milyar...
Bu yılın yalnızca haziran ayında 70-75 milyar...
Merkez Bankası’nın yalnızca haziran ayında üstlenmek durumunda kalacağı 75- 80 milyar lira da çok büyük bir tutar. Merkez Bankası KKM için geçen yılın tümünde yaklaşık 90 milyar liralık bir ödeme yapmıştı.
Tırmanışın sebebi kur artışı
Bütçeden ödenecek tutarın bir anda 70-75 milyar liraya, Merkez Bankası’na binecek yükün 75-80 milyar liraya fırlamasının en büyük nedeni kur artışı.
Bu tahminlerin detaylarını açıklamadan önce Merkez Bankası ve BDDK’nın hangi verileri gizlediğine bir kez daha vurgu yapmak isterim.
Merkez Bankası mevduatla ilgili her tür detayı haftalık olarak açıklıyor.
BDDK yine aynı şekilde mevduatla ilgili en ince detayları kamuoyuyla paylaşıyor.
Ama nedense konu kur korumalı mevduat oldu mu, kamuoyuna bir tek toplam tutar açıklanıyor, diğer veriler gizli!
Dolayısıyla KKM’de bilinmeyen çok.
Örneğin KKM'nin ne kadarı TL cinsi ve kur farkı bütçeden ödeniyor, ne kadarı dövizden dönüşümle açılmış hesaptan oluşuyor ve kur farkı Merkez Bankası'nca ödeniyor, bilmiyoruz.
Vade dağılımını bilmiyoruz.
Bütçeden her ay yapılan kur farkı ödemelerini Maliye verilerinde görebiliyoruz ama Merkez Bankası’nın ödemelerini bilmiyoruz.
İşte bazı detaylar olmayınca da öngörüde bulunmak epeyce zorlaşıyor.
Ama haziranda ne olacağını en mütevazı hesaplamayla bile görmek mümkün.
Bütçeye bir ayda 70-75 milyar lira yük!
KKM’nin yaklaşık yüzde 40’ı doğrudan TL ile açılan hesaplar ve bunların kur farkı bütçeden ödeniyor ve ödeme tutarını da ay ay izleyebiliyoruz. Örneğin son veri mayıs ayına ait ve 1.6 milyar liralık bir ödeme yapıldı.
Haziranda vadesi dolan hesaplar için hesap açılış tarihine gitmek gerekiyor. O tarih de ağırlıklı olarak mart. Çünkü KKM’nin yüzde 80-90’ının üç ay vadeli olduğu biliniyor.
Mart ayındaki KKM bakiyesi haftadan haftaya değişmekle birlikte 1.6 trilyon lira dolayındaydı. Bunun TL ile açılan kısmı, yüzde 40 oranıyla 640 milyar lira. Bu tutarın en az 500 milyar liralık kısmı da üç ay vadeli ve bu vade haziranda doldu.
Dolar marttan hazirana yaklaşık yüzde 17.5 oranında arttı. Üstelik bu oran haziranın ilk yarısındaki ortalama kura göre oluştu.
Yüzde 17.5 artışı 500 milyara uyguladığımızda ortaya çıkan kur farkı 87.5 milyar lira.
Mart ayında TL hesaplar için faiz tavanı uygulanıyordu ve politika faizi yüzde 8.5 olduğu için en yüksek faiz yüzde 11.5 düzeyindeydi. Bu durumda üç aylık faiz gün hesabını da dikkate alırsak yaklaşık yüzde 3.
Bankalar 500 milyara yüzde 3’ten 15 milyar lira faiz ödedi.
Oluşan 87.5 milyar liralık kur farkından bankaların ödediği 15 milyarı düşelim, kalıyor geriye 72.5 milyar liralık kur farkı yükü.
İşte bütçeye haziran ayında kur korumalı mevduattan gelecek yük böylesine devasa bir boyuta ulaşacak.
KKM’de faiz tavanı dövizden dönüşümlüler için şubat başında, doğrudan TL ile açılan hesaplar için nisan başında bu yüzden, kurun artacağı öngörüldüğü ve bu artışın çok büyük yük getireceği hesaplandığı için kaldırıldı.
Zaten bu uygulamada faiz tavanı olması yanlıştı. Bankaların ödemesi gereken faizi, kur farkı olarak Hazine ve Merkez Bankası üstlendi.
Merkez Bankası’nın yükü de çok ağır...
Şimdi bir de haziran ayında oluşacak yükü Merkez Bankası cephesinden inceleyelim.
Mart ayı ortalaması 1.6 trilyon lira olan KKM’nin yaklaşık yüzde 60’ının döviz cinsinden olduğunu varsayarsak tutar 960 milyar lira. Bu tutarın yüzde 80’inin de üç ay vadeli olduğunu varsaysak, haziranda vadesi dolacak tutar 770 milyar lira.
770 milyar liraya yüzde 17.5’lik kur artışını uyguladığımızda ortaya çıkan aylık yük 135 milyar lira.
Ama unutmayalım; DTH dönüşümlü hesaplar için faiz tavanı ocak ayı sonunda kaldırılmıştı. Mart ayında bankaların DTH dönüşümlü hesaplara ortalama yüzde 30 faiz uyguladığını varsayalım, bu durumda üç aya düşen faiz yüzde 7.5.
Yüzde 7.5 faizi 770 milyar liraya uyguladığımızda bulduğumuz tutar 58 milyar lira.
Oluşan toplam kur farkı yükü 135 milyar, bunun 58 milyarı bankalarca ödendiğinde Merkez Bankası’na kalan yük 77 milyar lira.
Haziran ayının “hasılatı” işte böyle...
KKM’den dolayı bütçeden 70-75 milyar lira arasında, Merkez Bankası’ndan da 75-80 milyar lira arasında bir para çıkacak.
Toplayalım, tam 150 milyar lira.
Şahane değil mi!