KKM, galiba 2021 sonu veya 2022 yılıydı Türk ekonomisine ikinci defa girince yeni bir hesap, yeni bir çözümmüş gibi karşılandı. Oysa yeni değildi, başka bir isimle DTH (Döviz Tevdiat Hesabı) ekonomimizde zaten var olmuştu. 1980’li yılların başında, Turgut Özal Başbakanlığı döneminde uygulamadaydı. TÜİK verilerine göre 2021 yılı Eylül ayında hem politika faizi, hem de enflasyon bilindiği gibi %19 mertebesindeydiler. O dönemde TCMB politika faizini ekonomi dışı bir kararla düşürmeye başladı. Yine o dönemde çözüm olarak KKMH devreye alındı. Hesabın muhatabı TCMB idi. 2023 yılında TCMB nın ödemesi hesaplanan tahmini bedelin TL 90-100 milyar olacağı öngörülüyor. Ancak son kararlarla bu ödemelerin Hazineye devredildiği biliniyor.
Değerli Hocam Mahfi Eğilmez’in 17.8.2023 tarihli yazısından edindiğim bilgiler arasında TL 600 milyarı aşacak toplam ödemeler olacağı da öngörülmektedir. Hazine’nin bu hesapları devralması TCMB’nin 2023 yılını bilançosunda zararla kapatacağı bu koşullar altında beklenmektedir. Evet, merkez bankalarının temel işlevi kâr etmek değildir, ama bu montanlara ulaşan zararlar da istenen, beklenen sonuçlar değildir. Sonuç olarak TCMB banknot matbaasını çalıştırarak emisyon hacmini katlayarak, enflasyonu artırmak pahasına zararını minimize eder, ya da zarar kalmaz. Eğer kaçırdıysanız Mahfi Eğilmez hocamın 17.8.2023 tarihli yazısını bulup okumanızı öneririm. Ben burada bazı alıntılar yaptım ama işin ehli ve yazının sahibinden bu bilgileri edinmek en doğrusu.
Pişman olsanız da olmasanız da, yapılan hatanın uzun süre sonra fark edilmesi esasen çözüm olmamaktadır.
Burada iki temel sorunla karşılaşılmış olunduğu muhakkaktır.
1) Bugüne kadar hiçbir ekonomi teorisinde faizin sebep, enflasyonun da sonuç olduğuna ilişkin bir bulgu yoktur. Bu belli ki bir yanılsamadır.
2) Dünyanın ekonomisi düzgün yönetilen bütün devletlerinde MB’ları bağımsızdır.
Bu böyle olmayınca 2021 Ekim’inde %19 olan politika faizini, yine %19 olan enflasyonun altına indirmek, siyasî bir karar olmuştur. Daha sonra geç de olsa görülen, kabul edilen bu duruma çare olarak KKM önerisinin uygulamaya alınarak iş, daha da içinden çıkılamaza getirilmiştir. Mevduat faizini yükselterek Hazine’nin bu yükünü üstlenmek bankalara kalmıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk yüzyılının kutlama hazırlıklarının yapılması gerekirken, 29 Ekim’e çok az bir süre kalmışken, ekonomiyi bu noktalarda tartışmak, Mart 2024’te olsa bile yaklaşan genel seçimler atmosferinde de ülkeye yararlı olmayacaktır.