Türkiye’nin toplam kısa vadeli dış borç stoku, son yıllarda dalgalı bir seyir izlemekle birlikte mayıs ayından bu yana yönünü yukarı çevirdi. Bu yılın geneline ilişkin gelişmelerde ise dikkat çeken ayrıntılar var. Toplam kısa vadeli dış borç stoku, ekim ayında 2019 sonuna göre 12,8 milyar dolar artışla 181 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde kamu kesiminin borcu 10,7 milyar, Merkez Bankası’nın borcu da 12,7 milyar dolarlık artış kaydetti. Özel sektör ise bu dönemde kısa vadeli dış borçta net ödeyici oldu. Ve özel sektörün borç stoku 2019 sonuna göre 10,6 milyar dolar azaldı. Böylece özel sektörün kısa vadeli dış borç stokunu azaltması, kamu ve TCMB eliyle oluşan toplam 23,4 milyar dolarlık artışın toplam stoka katkısını 12,8 milyar dolara çekti. Kamu kesiminin kısa vadeli dış borç stokunun artmasında, kamu bankalarının dış borçlanmasını artırması etkili oldu. TCMB’nın borç stokundaki artış ise Katar ile yapılan swap anlaşmalarıyla sağlanan döviz girişlerinden kaynaklandı.
Kredi/mevduat oranı yeniden %100’e geldi
Kredi talebindeki azalma ve kur artışından kaynaklı dış finansman olanaklarının daralması paralelinde mevduatın krediye dönüşümü oranı da üç yıl aranın ardından yeniden birebir seviyesine geldi. 2019 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 123’le rekor seviyeleri gören kredi/mevduat oranı, ekim ayında yüzde 101,8 seviyesine indi. Esasen ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak kredinin mevduata dönüşüm oranı 2019 sonunda yüzde 103’ler seviyesine kadar gerilemişti. Geçen haziran ve temmuz aylarında kamu bankalarının düşük faizli kredi paketlerinin etkisiyle sınırlı yükseliş gösteren bu oran, kampanyaların sonlandırılmasıyla yönünü yeniden aşağıya çevirdi. Yakın dönemde kredilerin yeniden yapılandırılması da bu oranın daha düşük seviyelere inmesini sınırlayıcı bir işlev gördü. Oranın, bu yılın sonuna kadar yüzde 100’ün altına inmesi ve kredileri artırmayı amaçlayan “aktif rasyosu”nun yeni yılla birlikte kaldırılmasının da kredi hacminde ilave daralmaya yol açması bekleniyor.