Mücevher İhracatçıları Birliği’nin “alım heyeti” formatında düzenlediği “Jewellery Antalya 2025”te Jewellery Technology Research’ün (JTR) standında şirketin kurucusu Mehmet Can Özdemir’le sohbet ederken, Birliğin Danışmanı Tanyel Yılmaz, Simoro Jewellery’den Canalp Karışık’ı çağırdı.
Mehmet Can Özdemir ve Tanyel Yılmaz, Canalp Karışık’tan daha önce dinledikleri İspanya öyküsünü bana da anlatmasını istedi:
- İspanya’dan siparişi son anda neden ve nasıl kaçırdın, anlatır mısın?
Canalp Karışık’a İspanya konusuna geçmeden şirketin öyküsünü anlatmasını istedim. Simoro Jewellery’nin 46 yıllık şirket olduğunu belirtti:
Kız kardeşi Gizem Karışık’la birlikte Mist adlı mücevher markasını geliştirdiklerini belirtti:
- Simoro’nun fabrikası Büyükçekmece’de. 3 bin metrekare kapalı alanda üretim yapıyoruz. Altın, gümüş, pırlantalı ürünler üretiyoruz. Ayrıca Mist markamızla da satış noktalarına giriyor, ihracata yöneliyoruz.
Yakın dönemde Romanya’da 170 mağazası olan bir zincirle anlaştıklarını bildirdi:
- Altın ithalatında uygulanan kota nedeniyle ülkemizde kilo başına uluslararası piyasaya göre 4 bin doları bulan fiyat farkı oluşuyor. Bu fark, bizim ürünlerin maliyetini yukarı çekiyor. Romanya’daki şirketle zar zor bağlantıyı kurduk.
Ardından İspanya konusuna geçti:
- İspanya’da 340 mağazası olan bir zincirle görüştük. Ürünlerimizi beğendiler. İş fiyat konusuna geldiğinde pahalı buldular. Fiyat konusunda epey hesap kitap yaptık ama tutturamadık. İspanya’dan sipariş alamadık.
Canalp Karışık, farklı ürünlerle kendilerine pazar yaratmaya çalıştıklarının altını çizdi:
- Biz “piercing” takılarıyla öne çıktık. İhracatta da altın “piercing” ürünlerimizle yol alıyoruz.
“Piercing”de kilo başına ihracat gelirini merak ettim, Canalp Karışık hesapladı:
- Kilo başına ihracat geliri 95 bin doları bulabiliyor. Bunun 60 bin doları maden değerinden oluşuyor.
Canalp Karışık, bu hesabı ortaya koyduktan sonra strateji değişimini de paylaştı:
- Sektöre ilk girdiğim günlerde hedefim hep satışta tonajı artırmaktı. Zamanla fikrim değişti. Hedefim kiloyu, tonajı düşürmek. Yükte hafif, pahada ağır ürünlere yönelmek, yani katma değeri yüksek ürünler üzerinde durmak en iyisi.
Kilo başına 85 bin dolarlık gelir, normalde akla “fiyat tutturma” sorunu yaşanmayacağını getiriyor…
Ancak, “piercing” takısı örneğinde “altın ithalatı kotası” yüzünden oluşan 4 bin dolarlık fark, kilo başına geliri 95 bin doları bulan ihracatta da fiyat tutturma zorluğu yaşanabildiğini ortaya koyuyor…
Mücevher İhracatçıları Birliği’nde Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulunmuş Eriş Jewellery Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eriş, sektörden bazı üreticilerin Dubai, Özbekistan ve Mısır’a gitmesine değindi:
- Benim oğlum da Mısır’da durumu anlamaya gitti. Mısır’da bize ücretsiz üretim alanı teklif ettiler. Ayrıca, faizsiz finans/altin" target="_blank" rel="noopener">altın desteği önerdiler. Yani, Mısır bizden yatırımcı çekmek için oldukça cazip ortam yaratıyor.
Bunun üzerine sordum:
- Niyetiniz var mı Mısır’a gitmeye?
Şu yanıtı verdi:
- Ben kolay kolay gitmem. Ancak, doluluğu ile övündüğümüz İstanbul’daki Kuyumcukent’te dükkanların yarısı kapandı. Kuyumcukent’in bugünlerdeki hali sektörümüzde yaşanan sıkıntıyı ortaya koymaya yetiyor.
Ardından cep telefonundan tatlı-şekerleme fotoğrafları gösterdi:
- Hafız Mustafa’nın biri Galataport’ta olmak üzere iki şubesini açtım. Yani, uzun yıllardır bulunduğum mücevher sektörünün yanına gıda sektörünü de ekledim. Ayrıca Rita Deli ile hamburgere de girdim.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesindeki Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), mücevher sektörüne, kuyumculara devreye giren bildirim zorunluluğunu anımsattı:
- 185 bin lira ve üzerinde alışveriş yapanları MASAK’a bildirmeniz gerekiyor.
Sektör temsilcileri şu yanıtı verdi:
- Alışverişler artık genellikle kredi kartı ile yapılıyor. Dolayısıyla zaten her şey kayda giriyor. MASAK’a ayrıca bildirim yapmamıza ne gerek var?
MASAK yönetimi, benzeri sınırın bankaya yatırılan para için de çizildiğini vurguladı:
- MASAK olarak ayrıca takip yapıyoruz.
Sektör temsilcileri müşterileriyle ilgili şu ayrıntıyı MASAK yönetiminin dikkatine sundu:
- Bizim müşterilerimiz arasında sevgilisine mücevher alanlar da önemli bir yer tutuyor. Şimdi bir onları ihbar edersek, gelip alışveriş yaparlar mı?
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, “altın ithalatı kotası”nın etkisiyle Türkiye’de oluşan 4 bin dolarlık fiyat farkının sektörün ihracatına olumsuz etkisine yurt dışı fuarlardan örnek verdi:
- 19 yıldır kendi markamla gittiğim Hong Kong Fuarı’ndan çekildim. Çünkü, fuarda yeni ihracat bağlantıları için rekabet gücümüz kalmadı. Yeni bağlantı kuramayacaksam fuara neden katılayım.
Sektörde 50’yi aşkın firmanın benzeri karar aldığını belirtti:
- Hong Kong’daki Mücevher Fuarına 110 şirketle katılırdık. Türkiye’den katılımcı sayısı 52 firmaya indi.
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Şaşmaz araya girdi:
- Biz de ABD’deki fuardan çekilme kararı aldık. Aynı şekilde Hong Kong Fuarı’na da gitmeyeceğiz. Mücevher dünyası için çok önemli olan bu fuarlara katılmamızın bugünkü halimizle pek anlamı kalmadı.
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Şaşmaz, Mehmet Çakar, Oktay Atasoy ve Ahmet İshakoğlu ile “Jewellery Antalya”da sohbet ederken konu kaçak altın girişine geldi.
Hemen hepsi şu hesabı ortaya koydu:
- Ayda 8 ton altın kota çerçevesinde kayıtlı olarak ithal ediliyor. Onun 3 katını aşan miktarda, yani 30 ton altın da kayıt dışı, kaçak yollardan ülkemize geliyor. Sonuçta o altına da " href="https://www.ekonomim.com/finans/doviz" target="_blank" rel="noopener">döviz ödeniyor. Ülkemizin dövizi yurt dışına kayıt dışı şekilde çıkmış oluyor.
Sohbet sırasında verileri gözden geçirdim. Geçen yıl ithalatta 17.9 milyar dolarlık biz azalma gerçekleştiğini gördüm. Bunun 9 milyar dolarlık bölümü kayıtlı altın ithalatındaki düşüşten kaynaklandı.
Bu veriyi okurken aklıma şu soru geldi: