HAKAN Güldağ’la birlikte Akman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akman’la online ortamda görüşmeye hazırlanırken, aklıma Hürriyet’in ekonomi sayfalarını yönettiğim dönemde, Nilgün Karataş’ın yaptığı haber geldi.
Nilgün Karataş’ın 2001 yılı Mart ayındaki haberini şu başlıkla yayınlamıştık:
- Kıdemli bankazededen fabrika kapatan rest…
Haber, özetle şöyleydi:
- Bundan tam 7 yıl önce (1994) kapatılan Marmara Bankası’na 1 trilyon lirasını (o dönem kurlarıyla 28 milyon dolar) kaptıran iş insanı Ali Akman, bu kez de İktisat Bankası yüzünden fabrikasını kapattı.
- İktisat Bankası’na el konulmadan bir gün önce bankaya 1.9 trilyon lira yatıran Ersu, parası zamanında ödenmediği için Niğde’deki fabrikasının kapısına kilit vurdu. Akman’ın avukatları İktisat Bankası ve Fon yönetimi hakkında dava açma hazırlığına da başladı.
Ali Akman’la sohbete meyve suyu ile başladık:
- Ersu, 1969’da Demirel Hükümeti’nin teşvikiyle kurulmuştu. 1970’li yıllarda krize girmiş, zamanla kapanmıştı. Üniversite eğitimi için gittiğim yurtdışından 1981’de döndüm. Meyve suyu ticaretine başladım. 1982’de ABD’ye ihracat yaptım. 1984’te Ersu’yu satın aldım.
1989 yılında Amerikalı bir şirketle Antalya’da Golden Meyve Suyu’nu kurduğunu belirtti:
- 1992 yılında Afyon Sultandağı’nda Morello Meyve Suyu’nu kurduk, 1994’te de Niğde’de Aksu’yu devreye aldık. Halen meyve suyu sektöründe Ersu ve Golden markalarıyla ülkemizde 5 tesiste üretim yapıyoruz.
Yılda 150-160 bin ton meyve işlediklerini bildirdi:
- Üretimin yüzde 50’sini ihraç ediyoruz. İhracatın yüzde 75’i AB ülkelerine gerçekleşiyor.
Meyve suyunda Ersu ile öne çıkmak için harekete geçtiklerini kaydetti:
- Sermayemizi yüzde 300 artırmak için adımlarımızı attık, SPK’ya başvurduk. Üretim tesislerimizde modernizasyon yatırımları yapacağız. Yeni teknoloji, soğuk ambalaja direk dolum imkanı sağlayacak.
1994’te Çin’de de meyve suyu tesisi kurduğunu anlattı:
- Çin’de 3 tesisi 7 yıl çalıştırdık. 2011’de Çin’den çekildik. Hindistan’da da bir ara meyve suyu üretimi yaptık. Ayrıca İran’da da bir dönem meyve suyu tesislerimiz faaliyet gösterdi.
1984’te meyve suyu ihracatıyla girdiği Kanada’da 2013-2014’ten itibaren gayrimenkul ve otel işine yöneldiğini vurguladı:
- Kanada’da Ankara merkezli SAMM Holding’e bağlı SAMM Developments üzerinden gayrimenkul projeleri yapıyoruz. Toronto’da 600 milyon dolarlık The Kennedy Condominiums projesini hayata geçirdik.
130 milyon dolarlık Regal Plaza Kompleksi’nin temelini Eylül 2020’de attıklarını ifade etti:
- Toronto’daki proje kapsamında 204 odalı otel ve 150 adet ofis yer alıyor. 2013-2014’te gayrimenkul projeleriyle girdiğimiz Kanada’da 7 otelimiz bulunuyor.
Türkiye’de de iki otellerinin bulunduğunu vurgulayıp, ekledi:
- İstanbul, Ankara ve İzmir’de fırsatlara bakıyoruz. Bu yılın sonuna kadar grubumuza 3 otel daha kazandırmayı hedefliyoruz.
2001 yılında “kıdemli bankazede” diye tanımladığımız Ali Akman yönetimindeki Akman Holding, o dönemde bir fabrikasını kapattığı meyve suyunda yeniden atağa geçti.
Ersu, bir taraftan market raflarındaki yerini yeniden alırken, ihracat konusunda da iddialı adımlar atma planları yapıyor.
SAMM Developments da Kanada’daki konumunu daha da güçlendirme yolunda ilerliyor…
Siyah havuç suyunu Japonya’ya gönderiyor
AKMAN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akman, sohbetin meyve suyu işleriyle ilgili bölümünde siyah havuçtan söz açtı:
- Siyah havuç daha önce gıda renklendiricisi olarak kullanılıyordu. Biz meyve suyu tesislerimizde farklı sebze suları, karışımlar test ederken siyah havuç suyu üretmek gündeme geldi.
Siyah havuç suyunu önce Japon müşterilerine test ettirdiklerini belirtti:
- Japonlar siyah havuç suyunu beğendi, ihracatına da başladık.
Siyah havucu sözleşmeli çiftçilik modeliyle ürettirdiklerini bildirdi:
- Şeker pancarının yetiştiği tüm arazilerde siyah havuç da çok rahat yetişiyor. Siyah havuç suyu, meyve suyu sektöründe ilgi çeken ürünler arasında öne çıkabilir.
‘Parayı ne yapacaksın’ diye peşine düşülürse döviz kredisi nasıl kapanır
ÇORLU İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ÇİSAD) Başkanı Nüvit Kırçuval rehberliğinde, DÜNYA Gazetesi Tekirdağ Temsilcileri Alper Bakır - Güray Erdoğan eşliğinde, Hakan Güldağ ve Barış Sedef ile birlikte Çorlu’da Toprak Kürk fabrikasına uğradık.
Toprak Kürk Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Toprak’la fabrikayı gezerken sohbet ettik:
- Ham deriyi ithal ediyoruz. İşleyip, hazır giyim sektörüne sunuyoruz. Üretimimizin büyük bölümü ihracata gidiyor. İhracatımızda da yüzde 50 payı Güney Kore alıyor.
Dünyada deri giyiminde azalma yaşandığını belirtti:
- Ayakkabı ve çantada deri kullanımı aynı yoğunlukta devam ediyor.
İşlenen koyun derilerini gösterdi:
- Bizim av hayvanlarının derisiyle işimiz yok. Yani, zaten kesime giden hayvanların derilerini insanların faydasına değerlendiriyoruz.
Gündemlerindeki sorunları sorduk, sıraladı:
- Finansmana erişimde sıkıntı var.
- Maliyetimiz içinde enerjinin payı çok arttı.
- Eleman bulmakta zorlanıyoruz.
Finansmana erişim konusunu açtı:
- TL kredi için başvuranı banka, “Parayı ne yapacaksın?” sorgusundan geçiriyor. Krediyi alabilen dövize yönelmesin diye bu sorgu uygulanıyor. Diyelim ki TL krediyi aldım. Onunla döviz kredimi kapatmak için neden döviz alamıyorum?
İhracat dövizinin yüzde 40’ını TL’ye çevirme zorunluluğunu anımsattı:
- İhracatçıya “Getirdiğin dövizin yüzde 40’ını TL’ye çevir” diyorsun. Reeskont kredisi kullanılmışsa bir yüzde 30 da oradan istiyorsun. Böylece ihracatçının TL’ye çevirmesi gereken döviz miktarı getirdiğinin yüzde 70’ini buluyor.