Nusret AYYILDIZ
Bağımsız Denetçi – Kamu Gözetimi Kurumu Eski Uzmanı
Geçtiğimiz hafta sonu Resmi Gazete ’de Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) tarafından alınan bir karar yayımlandı. Karar yatırım teşviklerinin ertelenmiş vergi etkisi üzerineydi.
Konuya biraz uzak olanlar “Hiç vergi ertelenir mi?” diyebilir. Eğer şirketiniz Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) kapsamında finansal tablo hazırlıyorsa bal gibi de ertelenir. TFRS’ler ayrı bir uzmanlık alanı tıpkı vergi uygulamalarında yatırım teşviklerinin ayrı bir ihtisas konusu olması gibi.
Karar özellikle borsa şirketlerimiz açısından önemli.
KGK neden böyle bir karar almaya ihtiyaç duydu? Kararın detayları neler ve hangi şirketleri kapsıyor? Kısa kısa hepsini değerlendirmeye çalışalım.
İsterseniz Karar’ın detaylarına geçmeden önce ertelenmiş vergi varlığı kavramına kısaca değinelim.
Ertelenmiş Vergi Varlığı Nedir?
TFRS’lere göre raporlama yapan şirketlerin belki de vergi bilgisine ihtiyaç duydukları tek standart 12 Numaralı Türkiye Muhasebe Standardı “Gelir Vergileri” standardı.
Dönem içerisinde TFRS finansal tablolarda gider olarak raporladığınız bir kalem, vergi otoritesi tarafından gelecekte elde edeceğiniz kazançlar neticesinde ödeyeceğiniz gelir vergisinden indiriliyorsa, indirime konu edilecek tutar kadar finansal durum tablonuz da bir varlık muhasebeleştirmenize izin veriyor. Buna da ertelenmiş vergi varlığı diyoruz. Örneğin TFRS tablolarımızda kıdem tazminatı kapsamında bir karşılık ayırdınız, dolayısıyla bir gider raporladınız. Vergi otoritesine göre bu gideri fiilen ödediğinizde matrahtan indirebilirsiniz. Böyle bir durumda bu gider kadar gelecekte matrahtan indireceğiniz bir avantaj söz konusu. Öyleyse bu tutar kadar ertelenmiş vergi varlığı hesaplamak durumundasınız.
Gelecekte kullanacağımız mali zararlar ve diğer vergi avantajları da bu hesaba dahil.
Karar’a Neden İhtiyaç Duyuldu?
Vergi otoritesi yatırım teşvikleri kapsamında şirketlerimize ciddi vergi avantajları sağlıyor. Bu vergi avantajları da TMS 12 kapsamında finansal tablolarda önemli tutarlarda ertelenmiş vergi varlıklarının raporlanmasına sebebiyet veriyor. Varlık deyip geçmeyin karşı bacağı “Ertelenmiş Vergi Geliri” kalemiyle Kar ve Zarar tablosunda raporlanıyor ve dönem karını doğrudan etkiliyor.
Etkinin varabildiği boyutları görmeniz açısından çarpıcı bir örnek; Sasa Polyester Sanayi A.Ş.’nin 2022 yılı kar veya zarar tablosuna baktığınızda vergi öncesi karı 54 Milyon TL iken, yatırım teşviği neticesinde raporlanan 10 Milyar TL’lik gelirle birlikte dönem karının 10,5 Milyar TL’ye çıktığını görebilirsiniz. Yine aynı hesap döneminde Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.’nin 6 Milyar TL ve Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.’nin de 3 Milyar TL’nin üzerinde Teşvik kaynaklı vergi geliri raporladığını görüyoruz.
Dolayısıyla yatırım teşviklerinin finansal tablolar üzerindeki etkisi arttıkça bu etkinin nerden ve nasıl kaynaklandığının daha anlaşılabilir ve daha şeffaf bir biçimde sunulması da ihtiyaç haline geldi.
Karar Ne Diyor?
Karar öncelikle yatırım teşviği neticesinde raporlanan tutarların “Yatırım Teşvik Sistemi Kapsamında Elde Edilen Vergi Avantajları” başlığı altında ayrı bir biçimde sunulmasını istiyor. Açıklamanın ayrı bir başlık altında yapılması finansal tablo kullanıcılarının doğrudan dikkatini çekmesi açısından son derece önemli.
Peki bu başlık altında neleri açıklayacağız?
En önemli kısım burası. Açıklamalara yatırım teşviğinin kaynağını açıklayarak başlayabiliriz. Kaynağını açıkladıktan sonra yatırım teşviği neticesinde raporlanan tutarın hesaplamasının nasıl yapıldığını, hangi tahminlerin ve varsayımların kullanıldığının açıklanması gerekiyor. Ertelenmiş vergi hesabı özü itibarıyla zaten önemli tahmin ve varsayımlar içeriyor. Bu bilgilere erişmek de finansal tablo kullanıcılarının en doğal hakkı.
Yatırım teşviği neticesinde raporlanan bu vergi avantajının hangi dönemleri kapsayacağını açıklamak da önemli. Cari dönem dahil olmak üzere şirketin bu teşvikten dönemler itibarıyla nasıl ve hangi tutarlarda faydalanılacağını açıklanması da zorunlu tutuluyor.
Kar Beklentilerinin Bu Açıklamadaki Yeri?
Ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirirken en temel husus gelecekte bu avantajdan faydalanacak kadar kar elde edilmesidir. Şirket kar elde edebilsin ki ileride vergi otoritesine ödeyeceği gelir vergisinden söz konusu tutarı indirebilsin.
Bu sebeple dönemler itibarıyla faydalanılacak teşvik tutarı açıklanırken bu dönemlerdeki muhtemel kar beklentilerinin de göz önünde bulundurulması önemli.
Ertelenmiş vergiyle alakalı ilave bir bilgi vermek gerekirse; belki de paranın zaman değerinin hesaba katılmadığı tek hesaplama diyebiliriz. Ortada bir vergi geliri var ancak bu gelirden filli olarak hangi dönemlerde hangi tutarlarda yararlanılacağının açıklanması ayrı bir önem kazanıyor. Bu kapsamda bir projeksiyon oluşturmak ve açıklamak iyi bir çözüm gibi duruyor.
Karar Hangi Şirketleri Kapsıyor?
Halka açık şirketlerimiz başta olmak üzere kamu yararını ilgilendiren kuruluşların bu karara uyması zorunlu. Bir de büyük işletme tanımına uyan ve zorunlu ya da ihtiyari olarak TFRS uygulayan şirketler kararın kapsamında.
Zorunluluk Ne Zaman Başlıyor?
Karar 01.01.2023 tarihi ve sonrasını kapsayan hesap dönemleri için uygulamayı zorunlu kılıyor. Ara dönemlerde de uygulaması öngörüldüğünden, Karar’ın ilk uygulamalarını ara dönem finansallarda görmeye başlayacağız. Ara dönem raporlama yükümlülüğü bulunmayan şirketler ise Karar’ı 2023 yılı yıllık finansal tablolarda uygulayacaklar.