“Yarını dert etmezsek, gelecekte çok çaresiz kalırız” diyen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “İçinde bulunduğumuz günlerde kimse maddi kazancı düşünmemeli. Önceliğimiz insan sağlığı ve gıda temini” diyor.
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, sürdürülebilir tarım ve gıdanın geleceği için küresel iklim değişikliği ile mücadelenin, toprağı ve suyu korumanın, yerli ve yerel tohumların kıymetini bilmenin, israfı önlemenin ve geri dönüşümün önemini her konuşmasında gündeme getirir. Küresel tarım ürünleri ihracatında ilk 10’da yer alan ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsviçre ve İngiltere gibi ülkelere ihracat yapan bir Türk markası olan Reis Gıda, korona günlerinde iç pazarda gıda teminini sürdürebilmek için sürekli çalışıyor.
“Ülkelerin önce kendi insanını doyurması gerekiyor. Gıda arzı bu zamanda daha önemli bir rol kazanmış durumda. İhracatı erteleyerek Mart ayından bu yana iç piyasada rafları doldurmaya odaklandık. İçinde bulunduğumuz günlerde kimse maddi kazancı düşünmemeli. Önceliğimiz insan sağlığı ve gıda temini” yorumunu yapıyor Mehmet Reis.
“Yarını dert etmezsek, gelecekte çok çaresiz kalırız” diyen Mehmet Reis’in yaşadığımız günlere dair görüşleri şöyle:
Bazı ürünlerde beş-altı kat talep artışı oldu
“Yerel ve uluslararası zincirlere hizmet veriyoruz. Bu süreçte tedarikte sağladığımız kesintisiz hizmet, panik alımlarını engelledi. Reis Gıda olarak işin sürdürülebilirliğini sağladık. Fiyatlarımızda artış yapmadık. Aralık ayı fiyatı ile Mart sonuna kadar ürün tedariği gerçekleştirdik. Marketlerin merkez depolarına değil, araçlarımızla doğrudan marketlerin kapılarına giderek, rafların boş kalmamasını sağladık. Çünkü tüketici rafları boş gördüğünde panik oluyor. Nisanın ortalarından sonra panik alımları kesildi. Eğer kesilmeseydi, gerçekten çok kötü bir durumla karşı karşıya kalırdık. Bu süreçte bazı ürünlerde beş-altı kat talep artışı oldu. Bu gerçekten çok büyük bir oran. İnsanlar kuru gıdayı muhafaza edebildiği için alıyor, fakat panik alımlarının önüne geçmek için, ‘Bu kadar çok ürünü aynı anda alırsanız, hepsini birden tüketemezsiniz. Bu paketlerdeki ürünler canlı. Önümüz yaz. Bekleyen ürünlerde böceklenme olur. Hepsini çöpe atmak zorunda kalırsınız. Bu da büyük bir gıda israfına neden olur. İsraf edeceğiniz ürünleri almazsanız, talep sorununu engellemiş olursunuz’ dedik.”
Stok takibi yapılmalı
“Gıdada bir ay sonrası bilinmiyor. Küresel ekonomide lokomotif olan ülkeler bile çaresiz durumda. Çiftçimize güven vermek lazım; çünkü onlar ürettiği sürece biz varız. Güvenli bir şekilde üretim yapmalarını, daha fazla verim almalarını sağlamamız lazım. Yeni hasat dönemine kadar ürün stoğu konusunda bir sorun yok; ama bunu bugün için söyleyebiliyorum. Aralık ve ocak aylarında tarlaya atılan mercimek, buğday hasatını Haziran ayında alacağız. Ama daha tohumunu atamadığımız fasulye var, nohut var, çeltik var. Bunların hasatı Temmuz, Ağustos ve Eylül’de olacak. Bu noktada, yöneticilerin, karar vericilerin stok takibi yapması çok önemli. Reel rakamlar üzerinden konsensüs oluşturalım. Tedbirlerimizi buna göre alalım. 'TMO çeltikte tedbirleri aldık' diyor. Bu çok güzel. Diğer ürünlerde de tedbir almak gerekiyorsa bugünden hareket etmemiz lazım. 20 milyon değil, 30 milyon ton stok yapmalıyız. Yarını dert etmemiz gerekiyor; aksi takdirde ilerde çaresiz kalırız.”
Bir ülke için bağımsızlık gıda güvenliği demektir
“Bir virüs, ülkeler arasına duvarlar ördü, kapıları kapattı. Bir ülke için bağımsızlık gıda güvenliği demektir. Gıda güvenliği için de verimli toprak ve temiz suya ihtiyacımız var. Kendi kendimize yeterlilik çok önemli. İçinde bulunduğumuz kriz, kendimizi sorgulamamızı, sahip olduğumuz nimetlerin değerini daha iyi anlamamızı ve israf etmemeyi öğretecek bizlere. Dünya, geç de olsa bunu anladı. Kızılderili Atasözü’nün dediği gibi; ‘Son ağaç yok olduğunda, son ırmak kuruduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.’”
Petrol zengini ülkeler gıda için kapı kapı dolaşıyor
“Gıda güvenliği, dünyanın sürdürülebilirliği için iyi bir tohuma, orman varlıklarına, temiz havaya, iklim krizi ile mücadeleye, insana önem vermeye ihtiyacımız var. Geldiğimiz noktada ne yiyelim ne içelim diye seçim lüksümüz yok artık. Kaynaklar tüketiyor. Kaynaklarımızı korumak, israfı azaltmak zorundayız. Kendi kendine yeterlilik, gıda güvenliği bir ülkenin milli güvenliği kadar önemlidir. Dünya bunu anladı. Ülkeler sağlıkta ne kadar çaresiz kaldıklarını gördüler. Petrol zengini ülkelerin gıda için kapı kapı dolaştığını görüyoruz. Dolayısıyla mevzu para değil. Toplum sağlığı ve güvenliği açısından gıda arzı her zamankinden daha önemli hale geldi.”