Kayseri’de mobilya sektörüne nasıl yaklaşalım?

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Eğer bir “değer” üretmek istiyorsanız, önce “hayal” ile başlarsınız. Bilim insanı, bir temel “varsayımı” belirler; o varsayımı destekleyen, çürüten ya da yeni boyut kazandıran analizler yaparak bir sonuca ulaşır. Bir varsayımı test ediyorsanız, çıkış noktasında doğrulanması ile yanlış olduğunun kanıtlanması arasında olasılık yarı yarıyadır. Yaşam deneyiminin bize öğretmiş olması gereken şudur: Yetişkin, üretken, kendisine, yakınlarına, ulusuna ve insanlığına değer katan insanlar “yanılabilme özgürlüğünü” alabildiğine kullanma özgüveni olanlardır.

Birkaç yıldır, Kayseri’ye gidip üretimdeki gelişmeleri derinliğine gözlem yapma fırsatım olmadı. Antik filozofların uyardığı gibi, bulunduğunuz yerde akan bir suda iki kez yıkanamazsınız. Akıp giden su yıkandığın yerde o anda geçip gitmiştir; arkadan gelen su ile akıp ulaşmak istediği yere koşan suyun aynı su olduğunu söylemek yanlış olabilir. Yaşamın akışını gözleyen Mevlana o nedenle demiştir ki, “Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!” uyarısını yapmıştır. Gerçek bir insanın, toplumuna karşı sorumluluk duyan herkesin “iki günü birbiriyle aynı insanın, bir şeyleri eksik yaptığını” söylersek abartının batağına saplanır mıyız?

Soruya yanıtım çok net: Hayır!

Doğrusal değil, katlanarak değişmelerin yaşandığı bir zaman içinden geçerken, iki günümüzün benzemesi, geleceğimizi kaybetme anlamına gelir. O nedenle, iman ettiğimiz saha gözlemlerinde açığımız olsa da, yanılabilme özgürlüğünü kullanarak, “Kayseri’de mobilya sektörüne nasıl yaklaşırdım“ sorusuna verebileceğim yanıtları paylaşmak istiyorum.

Envanter önem taşıyor

Kayseri’de atanmış vali, seçilmiş belediye başkanı, yarı-resmi sanayi ve ticaret odası yöneticisi, mobilya sektöründe meslektaşları temsil eden sivil toplum örgütü yöneticisi, yerel medyada çalışan, yaygın medyada temsilcisi olsam sektörün sorunları ve sorunların çözümüyle ilgili nasıl bir gündemin izleyicisi olurdum?

Gündemimde aşağıda paylaşacağım beş madde olurdu; “fikr-i takip ilkesine” uyarak, gündemden sapmadan konu üzerine kararlılıkla gider, akla gelebilecek değişkenleri bütünsel analizden geçirir; ilgili olanlarla paylaşarak “değer katmaya” çabalardım:

• Dinamik durum değerlendirme mekanizmasını işletirdim. İşyeri analizleri ile yöredeki mobilya üretiminde güçlü ve zayıf yönleri belirlerdim.

• Kayseri mobilyasının ülke mobilya üretimindeki konumunu nesnel biçimde tanımlardım.

• Küresel ölçekte mobilya üretiminde temel eğilimleri, olası fırsat ve tehlikelerini sektör ilgililerine açık ve net anlatırdım.

• Kayseri mobilya sektörünün birikim yeteneğini koruması ve uzun dönemli geleceğini sürdürebilmesi için strateji kurgular, öngörme ve önlem alma, gözetim ve denetim disiplinini ödün vermeden sürdürürdüm.

Gündemin sadece başlıklarını paylaşmamız yeterli değil, altını nasıl doldurmamız gerektiğini tanımlamak gerekir. Gündemin ayrıntılarıyla ilgili gerekçelerimizi de bir yazınının sınırları içinde paylaşmalıyız.

1 - DİNAMİK DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Yazının girişinde de söylendiği gibi her şey çok hızlı değişiyor. Değişmelerin yarattığı en önemli tuzak, “alışkanlıkların işlerimizi yaparken kör alanlar yaratması” olasılığı. İnsan doğasının ve iş yaşamının günlük rutinlerinin yarattığı alışkanlıklar, işimizi başarıya götüren varsayımlarımızı eskitir; kararlarımızı belirleyen zihni modelimizi işlemez hale getirebilir. İşimizi yaparken “kör alan tuzaklarına” düşmemenin yolu “dinamik durum değerlendirmesi” yapmaktır.

Mobilya sektöründe iş yerleri özelinde ve sektör genelinde değer yaratma zincirinin bütün halkalarında olup bitenleri sürekli gözlemleyerek sayısal veriler oluşturma, ikna etmek için görsellikten yararlanma ve doğru anlatabilmek için kavram ve terimlerin içlerini doldurarak anlatmak gerekir.

Bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için belirtelim: İşyerleri ölçeğinde ve sektör bütününde, gidişatla ilgili çevre analizleri yapılmıyor; fırsat ve tehlikeler sistemli değerlendirilmiyor; zayıf ve güçlü yanlar belirlenmiyor, üretim süreçleri ve işgücü profilleriyle ilgili sorunlar ve çözümler hiç üretilmiyor, yerel ve küresel pazarlar izlenmiyor gibi genellemeler yapmak istemem. Burada üzerinde durmak isteğim, bütün bu çabaları bir “ortak platforma” taşıyarak, iş yeri ölçeğindeki bakış açısını, bölge bazında bütünsel bir bakışa taşıma konusuna ağırlık verilmesiyle ilgilidir.

Kayseri mobilya sektörü kendini tanıtırken, ülkemizde 10 sandalyeden 4’ünü, 10 kanepeden 7’sini, 10 bazadan 3’ünü, 10 takımdan 2’sini, 10 yaylı yataktan 6’sini ürettiğini söylüyorsa; kentteki yaşam zenginliğini artırmada mobilya sektörünün yeri, değeri, önemi ve ağırlığının ihmal edilmemesi gerektiğini de söylemiş oluyor.

Kayseri mobilya sektöründe, uzman bir ekip oluşturularak doğrudan ve dolaylı sektörde yer alan işletmeler, kapasite ve teknik olanakları, istihdam, pazarlama ve satış alanındaki gelişmeler, rekabet gücü kazandıran ve kaybettiren yurtiçi ve yurtdışı etkenlerin envanteri yapılmalı, envanter verileri değerlendirilerek “gidişat hakkında erken uyarı mekanizması” oluşturulmalıdır. Bu değerlendirme bir kez yapılma yerine, belli aralıklarla tekrarlanan bir disiplinle ele alınmalıdır. Eğer Kayseri’de sorumluluk üstlenenler ciddi bir envanter ve dinamik durum değerlendirmesi yapmayı bir kurumsal işleyiş haline getirirse, sektöre bağlanan kaynakları daha etkin ve daha verimli kullanabilir.

Dinamik durum değerlendirmesinin bireysellikten çıkararak bir ortak platformda “Kayseri’nin sorunu” olarak ele almazsak kaybederiz; sağlıklı veri, doğru ihtiyaç, uygun yapılanma, geliştirici kültür oluşturur; olgunlaştırır ve çoğaltırsak hepimiz kazancı güven altına alınmış olur.

Dinamik durum değerlendirmesi, “yüzleşeceğimiz alanların” önceliklerini belirlemede de yol gösterici olacaktır.

2 - ZAYIF VE GÜÇLÜ YANLARIMIZI BİLMELİYİZ

Sağlıklı envanterlere, verilere, model ve metotlara dayalı dinamik durum değerlendirmesi bize önce “kendimizden kaynaklanan”, sonra ülkemizin “makroiktisadi durumundan” beslenen, daha ötesinde “yakın ve uzak çevremizdeki oluşumlardan” etkilenen güçlerimizi doğru anlamımıza yardımcı olur.

Bireylerin, kapalı toplulukların ve dışa açılmada süreci tamamlamış toplumların “zayıf ve güçlü yanlarıyla ” yüzleşmelerini engelleyen bir dizi etken vardır. “Yüzleşme özgüveni” günümüzün hakimiyetçi rekabetinde çok önemlidir. Hakimiyetçi rekabet, rakibinizin bütün haklarına saldırın, bütün varlıklarını yok et, yok edemiyorsan işbirliği yap mantığı üzerine kuruludur. Giderek yayılan bu rekabet anlayışında “etkili alternatifler” üretebilmemiz için zayıf ve güçlü yanlarımızı net olarak bilerek işimizi yapmak gerekiyor.

Kayseri’de mobilya sektöründe Mevlana’nın dediği gibi, “Gerçek dostu olanların aynalara ihtiyacı yoktur” ilkesinden yola çıkarak, zayıf yanlarımızı saklama yerine, açık yürekle tartışarak, yarattığımız boşlukları doldurursak, daha sağlıklı gelecekler inşa edebiliriz. Güçlü ve zayıf yanlarla ilgili uzman bilgisine dayalı analizleri, ortak platformlarda paylaşarak zihinleri diri tutmak hayati önemdedir.

3 - ÜLKE KONUMUNU BİLMEK DE ÖNEMLİ

Kayseri, ülkemizin bir bölgesi. Ülkemizde mobilya üretimi ve pazarlaması hakkında net bilgi sahibi değilsek, Kayseri’de mobilya işletmelerinin ölçeklendirmesinde yanlışlar yapabiliriz. Ayrıca teknoloji seçimi ve yatırımlarında aşırı ya da noksan değerlendirmenin tuzaklarına düşebiliriz. Rekabet sistemini, “fi yat-odaklı rekabete” aşırı yüklenerek, bağladığımız sermayenin verimini düşürebiliriz. Pazarlama ve satışa yönelik yapılanmalarda piyasanın taleplerinden uzak kararlar vererek kaynak israf edebiliriz.

Kayseri mobilya sektörüyle ilgili bilgi üretirken, entegre bir bakışın temel değişkenlerinden biri de ülkedeki değişen koşulları göre mobilya sektöründeki stratejilerin net olarak bilinmesidir. Örneğin, atölye üretiminden endüstriyel standart ürünlere geçişten, şimdi ihtisaslaşmaya dayalı fabrika işbirliklerine yönelişin olası etkilerini iyi gözlemeden, Kayseri mobilyasını geleceğe taşıyabilir miyiz? Daha onlarca soru sorarak, en büyük gücü yaratan işletme içi koşulları, daha ülke koşullarını ve giderek bütün dünyadaki gelişmeleri değerlendirerek ilerlememiz gerekiyor.

4 - KÜRESEL KOŞULLARDAN BAĞIMSIZ DEĞİLİZ

Çağımızın iletişim ve ulaşım imkanları küresel ölçekte bağlantı, iletişimetkileşim, rekabet ve işbirliklerini yeniden yapılandırıyor. Kayseri’de mobilya sektörünün geleceğini güven altına almak istiyorsak, küresel gelişmeleri de yakından izlemeliyiz.

Küresel gelişmeleri izlemenin çok değişik yolları var: Mobilya üretimiyle ilgili akademik çalışmaları, pazarlama ve satış strateji, taktik ve uygulamalarını, Ar-Ge, tasarım ve inovasyon alanındaki gelişmeleri, ulus devlet hükümetlerinin sektörle ilgili düzenlemelerini, ulusların kültürel özelliklerinin mobilya talebindeki eğilimleri daha bir dizi değişkeni açık kaynaklardan izlemek mümkün.

Bu konuda yazılı ve elektronik ortamlardaki bilgilerin derlenmesi ve analiz edilmesi yoluyla “küresel ölçekte mobilya hafızası” oluşturursak, Kayseri’yi birkaç basamak daha yukarılara taşıyabiliriz. Bu noktada bir tehlikeye işaret etmek istiyorum. Burada yazdıklarımla ilgili devlet desteği talep edilebilir; ama her şeyi devlet gücünden beklemek çıkmaz bir yoldur. Eğer Kayseri’nin kendi gücüyle kendi hafızamızı oluşturur, bilgi birikimimizi sağlarsak o zaman büyük gücü yaratmış oluruz.

5 - GELECEĞİMİZİ GÜVEN ALTINA ALMAK

Kayseri mobilyasının birikim yeteneğini koruyarak uzun dönemli geleceğini güven altına almak için neler yapmalıyız?

• Kayseri’de mobilya sektörünün uzun dönemli geleceğini güven altına almak için önce alışkanlıklarını kırıp yeni bir bakış açısı oluşturmaları gerekir. Sektör, herkesin kendi işletmesini ve kendi kârını öne çıkardığı bir anlayışla ileriye gitmez. Kayseri’deki tedarik zinciri boşluklarını, lojistik sorunlarını, Ar-Ge, tasarım ve inovasyon ihtiyaçlarını, pazarlama ve satış kanallarını genişletme ve açma süreçlerini yeni bir bakışla ele almalıyız. 

• Kayseri mobilya üretimini, bölgesel bir ekosistem oluşması olarak algılamalı, yeni platformlarda yer almanının kolektif güçle rekabet edebilir ölçeklere taşıyabileceği noktasından hareket etmeliyiz. 

• Kamunun desteğini almalıyız, ama asıl sorun çözen odağın Kayseri mobilya üreticilerinin aralarındaki güçlü işbirliği olduğunu unutmamalıyız.

Daha bir dizi öneri geliştirmek mümkün… Ama işin sırrı şurada: Benim bildiklerim ve dediklerim doğrudur demeden, her konuyu derinliğine sorgulama özgüveni ve yanılabilme özgürlüğüne dayalı hata kültürü ve sürekli sorgulama ile değişim ve dönüşüme uyumu önemseme en aydınlık yol olacaktır. Gelin hep birlikte yapılanları alkışlayalım, eksiklerimizle yüzleşelim, hep birlikte yeni bir Kayseri mobilya sektörü yolu bulalım, yol bulamazsak yeni yol açmayı göze alalım.

Tüm yazılarını göster