Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geçen hafta İzmir Bayındır'da düzenlenen "Küçük Menderes Havzası Tarım ve Orman Sektör Buluşması"nda yaptığı konuşma çok tartışıldı. Özellikle, "çiftçimizin 'biz zarar ediyoruz' dediği bir ürün yok" ve " toplumda eğer kayrılan bir kesim varsa çiftçi kesimidir." sözleri çiftçilerden büyük tepki aldı. Çiftçiler, Bakan Pakdemirli'yi tarlalarına, bağ, bahçelerine davet etti. Nasıl zarar ettiklerini kendisine anlatmak istediklerini dile getirdi. Ayrıca kayrılmak bir yana cezalandırıldıklarını ifade ettiler.
Öncelikle Pakdemirli'nin o konuşmasındaki tartışılan bölümü hatırlayalım: "Desteklerin ne kadar verimli olduğu tartışılır ama destekleri ne kadar artırırsak bugün üretim de o kadar artıyor. Daha verimlisi olabilir ama bugün itibariyle desteklerin artışı ile beraber Türkiye'nin verimi artıyor. 'Destek bizden, üretmek sizden, bereket de Allah'tan' diyoruz. Son 3 senede, Türkiye tarımsal üretimde büyüyor ve büyümeye de devam ediyor. Allah'a şükürler olsun bugün itibariyle piyasada çiftçimizin 'Biz zarar ediyoruz' dediği bir ürün yoktur.
Besicilik ve yetiştiricilerimizin zaman zaman maliyetlerin altına düştüğü dönemler olabiliyor ama bunlarla ilgili tedbirleri alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. 2021'de 24 milyar lira desteğimizi verdik. Bu sene bu destek daha da fazla olacak. Birçok destek kaleminde artış oldu. Bu desteklerin 10 mislini vermek isterim ama elbette sınırlarımız var ama bugün itibariyle çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim; toplumda eğer kayrılan bir kesim varsa çiftçi kesimidir. Bunu yapmamız gerekiyor. İmkânlar çerçevesinde daha da yapmamız gerekiyor."
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin iddia ettiği gibi Türkiye'de çiftçi gerçekten kayrılıyor mu? Uygulamalara bakalım, kararı siz verin.
1- Koronavirüs pandemisi sürecinde ekonomiye ilişkin birçok destek paketi açıklandı. Bu paketlerin hemen hiçbirinde çiftçi yoktu. Müteahhitlerin borçları, faizleri silindi. Büyük kolaylıklar sağlandı. Sanayicilere destek paketleri açıklandı. Esnafa yönelik, turizm işletmelerine yönelik bazı destekler sağlandı. Çiftçilere gelince sadece bir kez, 2020 yılı Mayıs ve Haziran ayına ait düşük faizli tarım kredi borçları 6 ay süreyle ertelendi. Doğru dürüst bir destek verilmedi. Rutin olarak ödenmesi gereken 2019 ürünü destekleri 2020'de ödenirken sanki yeni destek veriliyormuş gibi sunuldu. Hak ettiği destekleri aylar sonra ödemek çiftçiyi kayırmak mıdır?
2- Bu süreçte çiftçiye verilen tek destek bazı illerde toplamda 5 bin ton tohumun yüzde 75 hibe ile sağlanması oldu. Yüzde 25'ini yine çiftçi ödedi. Türkiye'de 3 milyon tondan fazla tohum kullanıldığı dikkate alındığında 5 bin ton tohum desteğinin devede kulak kaldığı görülecektir. Bu mudur çiftçiyi kayırmak?
3- Pandemi döneminde bütün zorluklara rağmen üretime devam eden çiftçiler ürünü değerinde satmak isterken yapılan ithalatla çiftçi büyük zarara uğratıldı. Bugün birçok ürünün ithalatında gümrük vergisi sıfır. Çiftçi, ithalatla terbiye etmeye çalışılıyor. Çiftçi ithalat yapılarak mı kayrılıyor?
4- Çiftçinin ürettiği çiğ sütün referans fiyatı 1 Haziran 2021'den itibaren litre başına 3 lira 20 kuruş olarak 1 Ocak 2022'ye kadar sabitlendi. Sütün çok büyük bölümü 3 liranın altında satılıyor. Yetiştiricinin en büyük gider kalemini oluşturan yem fiyatları adeta uçtu. Bakanlığın açıkladığı verilere göre yem fiyatı son bir yılda yüzde 60'ın üzerinde arttı. Dolar arttıkça yemin de fiyatı artıyor. Böyle bir ortamda Ekim 2020'de litre başına 40 kuruş olan çiğ süt destekleme primi 20 kuruşa düşürüldü. Mayıs ayında çiğ süt referans fiyatı belirlenirken Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli en kısa zamanda çiğ süt destekleme priminin ödeneceğini söyledi. Bugün 29 Eylül, Ocak 2021'den bu yana çiftçinin hak ettiği çiğ süt destekleme primi henüz ödenmedi. Bu aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 20 yıla yaklaşan iktidarı döneminde bir rekordur. Çiğ süt primi hiçbir zaman bu kadar geç ödenmemişti. Çiftçinin desteğini bu kadar geciktirmek çiftçiyi cezalandırmak mıdır, yoksa kayırmak mı?
5- Bakan Pakdemirli, 29 Haziran'da Habertürk'te Serap Belet'in sorularını yanıtlarken kırmızı et üreticileri ile ilgili şu itirafta bulundu: “Son 19-20 ayda etteki fiyat artışı yüzde 11-12'dir. Bakın kasaptaki ette artış yüzde 11-12'dir. En iyi regüle edilen fiyatlardan bir tanesidir aslında. Yeni yeni de et üreticilerimiz para kazanmaya başladı ve sürdürülebilir bir şekilde bu işi sürdürmeye çalışıyorlar aslında. Bugün karkas et fiyatları, maliyetler 45 lira civarında, hatta mecburen bugün ortalamada 43 liradan üreticimiz kestirmek durumunda kalıyor."
Bayındır'daki konuşmasında da " Besicilik ve yetiştiricilerimizin zaman zaman maliyetlerin altına düştüğü dönemler olabiliyor" diyerek aslında aynı sürecin devam ettiğini belirtiyor. Üreticinin 45 liraya mal ettiği karkas eti 43 liradan yani zararına satmasını savunmak besicileri, çiftçileri kayırmak mı oluyor?
6- Bakan Pakdemirli yine aynı konuşmada "Desteklerin ne kadar verimli olduğu tartışılır ama destekleri ne kadar artırırsak bugün üretim de o kadar artıyor. 2021'de 24 milyar lira desteğimizi verdik. Bu sene bu destek daha da fazla olacak. Birçok destek kaleminde artış oldu. Bu desteklerin 10 mislini vermek isterim ama elbette sınırlarımız var." diyor.
Geçmişte de görev yapan birçok Tarım Bakanı buna benzer sözler söyledi. Bakanlar; "gönlümden geçen çiftçi tohumu ekmeden destekleri açıklamak", "gönlümden geçen daha çok destek vermek ama ülkenin kaynakları sınırlı" açıklaması yapar. Şimdiye kadar hiçbir bakan gönlünden geçeni yapamadı.
Eylül ayının da sonuna geldik 2021 ürünü tarım destekleri henüz açıklanmadı. Ne zaman açıklanacağı da bilinmiyor. Çiftçi ekim yaptı, hasat etti, ürününü sattı ama ne kadar destek verileceği belli değil. Ödemesi 2022 bütçesinden yapılacak ama ürün bazında ne kadar destek alacağı belli değil. Çiftçiyi böyle mi kayrılıyor?
7- Çiftçi bugünlerde 2022 ürünü buğday, arpa, nohut, mercimek ekimi için hazırlık yapıyor. Büyük bir belirsizlik var. Destekler belli değil. Girdi fiyatları artıyor. Çiftçiler bu zor şartlarda üretimi sürdürmeye çalışırken, bakanlık sadece seyrediyor. Çiftçi böyle mi kayrılıyor?
Özetle, çiftçi bu şekilde kayrılmak, ayrıcalık istemiyor, hakkının verilmesini bekliyor. Ödenmeyen desteklerin acilen ödenmesini,2021 üretim yılına ait desteklerin bir an önce açıklanmasını bekliyor. Bu destekler 2022 bütçesinden ödenecek. Açıklanacak bu destekler 2022 üretimi için hazırlık yapan çiftçiye yol gösterici olur. Girdi fiyatları dövizdeki artışa bağlı olarak sürekli artarken, bu kadar geç açıklanan, geç ödenen desteğin faydası olur mu?