Katar LNG piyasasında ne hedefliyor?

Eser Özdil

Glocal Group Danışmanlık, Yatırım ve Ticaret Genel Müdürü

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası doğal gaz tedarik paradigmasında LNG’nin (sıvılaştırılmış doğal gaz) küresel önemi her geçen gün artıyor. Savaşın ardından Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltma çabası, Katar’ın LNG üretim kapasitesini artırarak Avrupa kıtası da dahil olmak üzere agresif bir şekilde pazar payını yükseltme hedefini de beraberinde getiriyor.

Bu doğrultuda Katar, kısa vadede siyasi, güvenlik ve ekonomik açıdan düşük riskli ve kârlı olarak değerlendirilen Avrupa ülkeleri ile imzaladığı uzun dönemli kontratları arttırmayı amaçlıyor. Diğer yandan ise, 2030 yılına kadar ihracat kapasitesini mevcut seviyesinin neredeyse iki katına yükseltecek. Bu minvalde mevcut doğal gaz sahalarının üretimini artıracak yatırımlar ile LNG lojistiğinde de güçlü bir filo oluşturarak pozisyonunu iyice güçlendiriyor. 

Değişen jeopolitik konjonktür

Katar’ın LNG ihracat stratejisi, bölgesel ve küresel politik ve ekonomik kararlarla yakından ilişkili. Örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra, AB’nin 2027 yılına kadar Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını sona erdirmeyi hedeflemesi Katar gibi ülkelere yeni fırsatlar sunuyor. Bu politikanın yansıması olarak, Yamal-Avrupa ve Kuzey Akım 1-2 boru hatlarının kapatılmasının da etkisiyle, AB’nin 2021’de toplam tüketimini içinde %40’ın üzerinde olan Rus boru gazının payı 2023’te %8’e kadar gerildi.

Avrupa’da azalan Rus gazının yerini büyük oranda LNG ithalatı ile ikame etti. Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü verilerine göre, AB ülkelerinin LNG ithalatı 2023’te 167 milyar metreküp olarak gerçekleşmiş ve bu ithalatın %46’sı ABD’den, %12,1’i Katar’dan, %11,7’si ise Novatek aracılığıyla Rusya’dan sağlandı. Ayrıca, Cezayir ve Nijerya gibi farklı ülkelerden de LNG ithalatı yapılıyor.

ABD, 2023 yılında yaklaşık 123 milyar metreküp ile dünyanın en büyük LNG ihracatçısı olmuştur. ABD’yi sırasıyla yaklaşık 105-106 milyar metreküplük satışlarla Avustralya ve Katar takip ederken, bu üç ülke, küresel LNG üretiminin %60’ını karşılıyorlar. Son iki yılda küresel LNG pazarındaki hacimsel artış, Rus gazına bağımlılığını azaltmaya çalışan Avrupa’dan gelen güçlü LNG talebi sayesinde önemli ölçüde hızlandı.

Katar’ın küresel rekabet stratejisi

Bu doğrultuda, Katar’ın kısa vadeli enerji stratejisi, Avrupa’da Rusya kaynaklı boru gazı alımında kendisini güvenilir ve lider bir tedarikçi olarak konumlandırmayı amaçlıyor. Uzun vadede ise ihracat kapasitesini küresel ölçekteki talebi karşılamak için artırarak ABD ile rekabet edebilmeyi hedefliyor.

Kısa vadeli stratejisi kapsamında devlet şirketi QatarEnergy (QE) aracılığıyla, Avrupa pazarlarındaki ticari payını artırmak için uzun vadeli LNG tedarik anlaşmaları önem kazanıyor. QE, TotalEnergies ile 2026’da başlayacak ve 27 yıl sürecek bir anlaşma kapsamında güney Fransa’daki Fos Cavaou terminaline yıllık 3,5 milyon ton LNG tedarik edecek.

Yine QE ile Londra merkezli Shell arasındaki ortaklık aracılığıyla 2026 yılından itibaren Hollanda’nın Rotterdam limanındaki Gate LNG terminaline yine aynı miktarda LNG tedariki için 27 yıllık bir anlaşma daha imzalandı. Avrupa’da Fransız ve İngiliz müşterilerinin yanı sıra, İtalyan enerji şirketi Eni ve QE, geçmişten gelen 2,9 milyar metreküp LNG anlaşmalarına ek olarak, 2026 yılından itibaren FSRU Italia’ya teslim edilecek yıllık 1,5 milyar metreküp LNG için 27 yıllık bir sözleşme de imzaladılar.

Bu noktada Katar’ın LNG satışlarını sadece Avrupalı alıcılarla sınırlı kalmıyor. Diğer yandan, 2023 yılında 17 milyon ton LNG sevk ettiği Çin devlet şirketi Sinopec olmak üzere ve diğer birçok Asyalı alıcılarla imzalanan uzun vadeli LNG kontratları da bulunuyor.

Dikey entegrasyon

Tüm bu global dominasyon stratejisi nedeniyle, Katar, Basra Körfezinde yer alan Kuzey Sahasının (North Field) üretim kapasitesini yıllık 110 milyar metreküpten yaklaşık olarak 200 milyar metreküpe yükseltmek için yoğun bir yatırım programını hayata geçiriyor.

Katar, North Field sahasındaki kapasite artışına paralel olarak, sahanın farklı bölgelerinden çıkarılacak gazların satışıyla elde edilen uzun vadeli kontratlarda bahsi geçen ülkelere belirli düzeyde üretim ortaklığı anlaşmaları da imzaladı. Böylece, hem olası teknik ve finansal sorunların giderilmesinde bir kaldıraç elde ettiği gibi, hem de Fransa’dan Çin’e kadar uzanan bir spekturumda enerjiyi uluslararası ilişkilerin önemli bir bileşeni haline getirdi.  Katar’ın ABD’li ExxonMobil ile ortaklaşa inşa edilmekte olan ve 2025 yılında yılda 18 milyon ton üretime başlaması beklenen Golden Pass LNG terminalinin %70’ne sahip olması enerjideki ticaret & diplomasi dengesinin bir başka somut göstergesi olarak okumak gerekir.   

Küresel LNG pazarındaki mevcut kontratlar ve ülkelerin gaz ihtiyaçları doğrultusunda Katar’ın artan kapasite yatırımlarının da etkisiyle 2030 yılına kadar küresel pazarın yaklaşık %25’ini kontrol edebileceği öngörülüyor. Öte yandan, QE CEO’su Saad Sherida Al-Kaabi’ye göre ise, bu rakamın iddialı bir şekilde 2029 yılına kadar %40 seviyesine çıkabileceği ifade ediyor.

QE’nin önem verdiği bir diğer konu da LNG’nin nihai tüketicilere ulaştırılması hususudur. Üretimde başa güreşmek isteyen Katar, taşımacılıkta da büyük armatörlere bağlı kalmak istemiyor. Bu minvalde, dünyanın en büyük filolarından birini oluşturmayı hedefleyen Katar, her biri 174.000 metreküp kapasiteli toplam 104 LNG taşıyıcısının da (LNG carrier) siparişlerini vermiş durumdadır.

Piyasanın lideri kim olacak?

Katar’ın LNG üretim ve lojistik hattına yönelik yatırımlarının ivme kazandığı bir ortamda Şubat 2024’te ABD’den beklenmeyen bir hamle geldi. Kasım 2024’te gerçekleştirilecek Başkanlık Seçimlerinin hemen öncesinde, ABD’deki Demokrat Parti’ye yakın çevrelerde LNG’nin karbon emisyonlarını artırdığı ve ABD’nin 2050 hedeflerini olumsuz etkilediği dile getirildi.

Akabinde ABD Başkanı Joe Biden sürpriz bir Başkanlık kararnamesiyle yeni LNG terminallerinin genişletilmesine “geçici olarak ara verildiğini” açıkladı. ABD’deki bu beklenmedik karar, Katar’ın hırslı LNG üretim hedefleriyle küresel piyasalardaki konumunu nasıl etkileyeceğine dair tartışmaları beraberinde getirdi.

Mevcut senaryoda ABD’de duraklatılan LNG terminal yatırımlarının toplam kapasitesi 120 milyar metreküplük bir potansiyele karşılık geliyor. Bu potansiyelin teknik olarak sisteme aynı anda dahil edilmesi mümkün olmamakla beraber, bu kapasite yaklaşık olarak ABD’nin LNG ihracat kapasitesinin dörtte birine karşılık geliyor.

LNG piyasalarında küresel liderlik için yarışan Katar, 2023 yılında ABD’nin 17 milyar metreküp gerisinde kalmış durumda idi. Ancak mevcut kapasite artışlarıyla, ABD’nin de kendi eliyle LNG terminallerindeki genişlemeyi durdurduğu bir dönemde, Katar’ın 2030 yılına doğru giden uzun vadeli hedeflinde küresel lider konuma yükseleceğini öngörebiliriz.

Bize ne faydası var?

Doğal gazda net ithalatçı olan Türkiye açısından, üreticilerin çeşitlenmesi ve kendi aralarında rekabete girmesi şüphesiz olumlu bir gelişme. Türkiye’nin son 10 yılda agrasig bir şekilde hayata geçirdiği LNG terminal yatırımları, farklı tedarikçiler arasında tercih yapabilme esnekliğini de beraberinde getiriyor. Gerek LNG gerekse boru gazı tedarikçileri arasında sıkılaşması beklenen rekabet, Türkiye açısından daha uygun rakamlara doğal gaz temin edebilme fırsatını da beraberinde getiriyor.

Tüm yazılarını göster