Bu başlığı okuyunca ‘mümkün ama üretimle imkânsız’ diyebilirsiniz. Bilakis size öyküsünü anlatacağım şirket üretim, istihdam, ihracat, yurt içinde ve dışında pazarlama yatırımları, Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) harcamaları yaparak bunu başarıyor. Bu faaliyetleri sonucundan öyle katma değerli ürünler ortaya çıkarıyor ve pazarlıyor ki cirosunun yüzde 54’ünü Batı Avrupa, yüzde 23’ünü Doğu Avrupa ülkelerinden elde ediyor. Bu şirket, 163 kişilik istihdama sahip bir Küçük ve Orta Boy İşletme olarak yoluna devam ediyor. Alper ve Elif Akyüz’ün 2010’da kurduğu Anatolia Geneworks’ün, 2021 cirosu 410 milyon lira, aynı yıl kârı ise 443 milyon lira. 2021’de cironun yüzde 90’ı ihracattan olduğu için döviz geliri, TL bilançoda böyle bir güzelliğe yol açmış. 2022’de de benzer tablo devam ediyor, yılın 3. Çeyreğinde cironun yüzde 83’ü ihracattan sağlandı ve bir çeyrekte ciro 228 milyon lira kâr ise 311 milyon lira oldu. Kârın, cirodan büyük olduğunu duyunca şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Alper Akyüz’e şakayla karışık ‘bu nasıl bir iştir’ diye soruyorum.
Yanıtı şöyle oluyor: “Ben, mühendislik (Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar) kökenliyim. Eşim Elif Hanım Boğaziçi Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik Master Derecesine sahip. İşimizi kurmadan önce reklam fotoğrafçılığıyla uğraşıyordum, çok yoğun iş tempom vardı ve neredeyse hiç görüşemiyorduk, durumdan hiç memnun değildik. ‘Başka ne yapabiliriz? Tanı ürünleri üzerine bir iş geliştirebilir miyiz?’ diye fikir geliştirdik. Ülkemizde üretimi olmayan moleküler tanı kitlerini ve bu alanda kullanılan robotik cihazları üretmeye karar verdik. O yıllarda laboratuvar malzemelerinin çoğu yurtdışından geliyordu, en basit bir ‘saf su’ bile. Hastalıkların tanısında kullanılan moleküler tanı tabanlı yöntemler vardır. Hastalığın sebebini genetik vasıtasıyla ortaya çıkaran veya aranan bir patojense bu patojenin genetik yapısını ortaya koyan ve çok hassas çalışan bir sistemdir. Ayrıca kantitasyon yapabilen bir sistem. Hastalıkla ilgili tanı koymayı ve tedavisi esnasında alınan yanıtı takip etmeyi sağlıyor. Koronavirüs ile hayatımıza giren PCR kelimesi de bütün hastalıklar için kullanılan bir tanı sistemi tekniktir. Genetik hastalıklarda da gıdalardaki GDO içeriklerinin tespitinde de kullanılır. Biz bugün birçok alanda kullanılan 350’nin üzerinde tanı kiti ve cihazları üretebiliyoruz. Bu, sağlık alanında yüksek katma değerli üretim anlamına geliyor. Beyin göçüne karşı oluşturduğumuz çok nitelikli ve genç ekibimizle Ar-Ge’ye aralıksız devam ediyoruz. Bu sayede yeni ürün sayımız daha artıyor. 50- 100 yıllık geçmişe sahip küresel rakiplerimizle dünyanın her yerinde rekabet edebiliyoruz.”
Daha anlaşılır haliyle Alper Bey ve Elif Hanım, ‘bir laboratuvarın bir testi yapması için ekipman ve test kiti anlamında neye ihtiyacı varsa üretmek ve anahtar teslimi sistem geliştirmek’ için yola çıkmışlar. 5-6 yıllık bir dönem zorlu geçmiş. TÜBİTAK ve benzeri kurumlardan destekler alarak ilerlemişler. 2015’ten itibaren laboratuvar teknikerini ‘otomize etmek amacıyla’ robotik cihazlar da geliştirmeye başlamışlar. 2018’de 200 ürüne ulaşmışlar. Büyüklerle rekabet için önce sertifikalı bir Ar-Ge merkezi olmaya karar vermişler. Aynı dönemde ana pazar olarak hedefe yurt dışını koymuşlar. İstanbul Tuzla Serbest Bölgede bir üretim tesisi kurmuşlar.
Büyüklerin üretmediği, küresel cirosu yüksek ürünlere odaklandı
Alper Akyüz şöyle devam ediyor: “Güzel ürünlerimiz vardı, kitlerimiz çok başarılıydı fakat daha farklı bir yol çizmemiz gerekiyordu. Çok kapsamlı bir pazar araştırması gerçekleştirdik ve daha niş (özel) ürünlere yönelmeye karar verdik. Az sayıda firma tarafından üretilen, özellikle çok büyük firmalar tarafından üretilmeyen, buna rağmen dünya genelinde birkaç 100 milyon dolarlık pazarı olan ürün gruplarını inceledik ve bunları çok daha kaliteli üretim gerçekleştirip dünya genelinde daha başarılı olabileceğimizi keşfettik. Tanı kitlerinin yanı sıra Real-Time PCR Cihazları, Nükleik Asit İzolasyon Cihazları ve Manuel Manyetik Boncuklu İzolasyon Sistemleri üretip satıyoruz.”
İtalya cirosu 50 bin Euro’dan 10 milyon Euro’ya nasıl yükseldi?
En baştan ihracat odaklı bir girişim olarak yola çıkan Anatolia Geneworks, 2011 yılında ihracata başlamış. Sonra yavaş yavaş ihracat yapılan ülke sayısı artmış. 2017 yılında ihracat yapılan ülke sayısı 25 olmuş ve İtalya’da tamamen pazarlama amaçlı şirket kurulmuş. 2018’de de Pakistan’da şirket kurulmuş. Alper Akyüz şöyle devam ediyor: “Önce bayilerle çalışıyorduk fakat moleküler biyoloji çok hassas bir konudur. Hastane yatağı alıp satmaya hiç benzemez. Bu alanda uzman bir personelin bayi içinde bulunması gerekiyor. Bir ülkede çok büyük bir bayi buluyoruz, kapsamlı çalışıyor, geniş ağa sahip ve bir sürü cihaz alıyor, hastanelere yerleştiriyor. Ama bu cihazlar ile birlikte kitlerin de satılması gerekiyor ki esas iş orada. Fakat bayiler cihaz alıp satmaya odaklanıyorlar, kitleri önemsemiyorlar. Bu yüzden yurt dışında kendi şirketini kurmak daha mantıklı oldu. İtalya’da şirketi kurmadan önce bayi ile yaptığımız satış yıllık 40-50 bin Euro civarıydı. 2017’de kendi şirketimizi kurduktan sonra 2018’de 3 kişilik bir ekiple 200 bin Euro’luk satış yapıldı.2019’da 1 milyon Euro’ya ulaştık. 2020 yılı pandeminin etkisiyle 22 milyon Euro’luk bir satış gerçekleştirdik. Pandemi sonrası bu yıl İtalya’ya ihracatımızı 10 milyon Euro ile kapatacağız.”