Avrupa Birliği’nin yürürlüğe koyduğu Yeşil Mutabakat ve bu kapsamda devreye sokacağını ilan ettiği sınırda karbon vergisi uygulamaları Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarına ilgiyi arttırdı. Peki neden ve nasıl? Enerji Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ENSİA) Başkanı Alper Kalaycı ile konuştuk.
Türkiye enerji verimliliğinde ne durumda?
Mevzuat eksiği yok ama beklenen hareketlilik de yok. Çünkü yatırımcılar belirsizlikler nedeniyle beklemede. Herkes enerji verimliliğine yatırım yapacağım dese de kimse şu an için kasasındaki nakitle verimlilik işine girmek istemiyor.
Ama konuşmalara bakılırsa bir hareketlilik var sanki?
Evet öyle, çünkü Yeşil Mutabakat firmaları zorluyor. Demir çelikten başlayarak emisyonu yüksek pek çok sektör Avrupa Birliği tarafından giderek daha fazla sıkıştırılıyor, sıkıştırılacak. Özellikle Avrupa’ya ihracat yapan firmalar açısından süre giderek daralıyor. AB Türkiye’nin en büyük dış ticaret partneri. Toplam dış ticaret içindeki payı yarıya yakın. Dolayısıyla Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapan tüm firmaların bu sürece hazırlıklı olması gerekiyor.
Ne süreci bu?
Avrupa Birliği, 2050 yılında net sıfır emisyon noktasına yaklaşmayı hedefl iyor. Sadece üye ülkelerde değil, üyelerle iş yapan üçüncü ülkelerde de bu konuda adımlar atılmasını sağlamaya çalışıyor. Bu amaçla, sınırda karbon vergisini denilen yeni bir gümrük vergisini devreye sokacağını ilan etti. XFirmalar ne yapmalı? Öncelikle temiz enerji kullandığını kanıtlanması gerekiyor. Firmalar kendileri doğrudan yenilenebilir enerji yatırımı yapmayı tercih edebilir. Sıfırdan yatırım yerine işletmedeki yenilenebilir enerji santrallerini satın almayı tercih edenler de var.
Örnek satın almalar var mı?
Koç Grubu’nun elektrik şirketi Entek, Süloğlu Rüzgâr Santrali'ni aldı. Turkcell de Karadağ rüzgar Santralini… Bence bu satın almalar önemli. Çünkü bugüne kadar yenilenebilir enerji yatırımına girişmemiş büyük aktörler oyuna dahil oluyor.
Bu tip satın almalar artar mı?
Aslında Turkcell AB’ye bir ürün ihraç etmediği halde rüzgar santrali aldı. Nedeni, küresel sosyal sorumluluk sözleşmesini imzalamış bir taraf olarak karbon ayak izini küçültme taahhüdünü yerine getirme çabası olabilir. Ama Koç Grubu’nun önemli markaları, Avrupa Birliği ülkelerine ciddi miktarda ihracat yapıyor Dolayısıyla buna benzer satın almaları, önümüzdeki günlerde başka önde gelen sanayi oyuncularında da görebiliriz.
Sıfırdan yatırım yapmayı deneseler olmaz mı?
O daha zor. Elektrik üretim lisansları için ihaleler açılması lazım ki sıfırdan yatırım işine girişsinler. Aslında lisansı alınmış ama hayata geçirilememiş bazı projeleri satın almaları da mümkün. Ama yine de bunlar Yeşil Mutabakat’a uyum için hemen devreye sokulabilecek çözümler değil, çünkü hayata geçirilmeleri uzun zaman alıyor. Bu yüzden de şirketlerin işletmedeki mevcut santrallere yönelmeleri hiç de şaşırtıcı olmaz.
İHRAÇ ÜRÜNLERİNE ENERJİ KİMLİĞİ ŞART
AB Sınırda Karbon Vergisi’nin Türkiye’yi doğrudan ilgilendirdiğini vurgulayan Alper Kalaycı “Türkiye’deki ihracatçı firmalar da Avrupa’ya gönderecekleri ürünlerin enerji kimliğini künyesine yazmak durumunda. Yani yoğun karbon emisyonuna yol açılarak elde edilmiş enerjiyi kullanıp da rekabetçi fiyattan Avrupa Birliği ülkelerinde ürün satmanız neredeyse imkânsız hale gelecek. İşte hazırlıklı olunması gereken süreç bu, yani sınırda karbon vergisi uygulamaları süreci” dedi.
YENİ LİSANS İHALELERİ AÇILMALI
Alper Kalaycı, Yeşil Mutabakat’a uyum için yeşil enerjiye yatırım yapmak isteyen şirketlerin önünün açılması için yatırım ortamının iyileştirilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi. Kalaycı “Bundan böyle her yıl en az 2000 MW’lık lisans verilmesi gerekiyor. Verdiğiniz her lisans yatırıma dönüşmüyor. Yani yılda en az 1500 MW’lik yenilenebilir kaynaklara dayalı santralin daha devreye alınmasını garantileyecek bir ihale ve lisanslandırma süreci yürütülmeli” dedi.
ŞİRKETLER YEŞİL MUTABAKAT İÇİN NE YAPMALI?
ENSİA Başkanı Alper kalaycı, Yeşil Mutabakat’a uyumun, şirketler açısından bir tercih olmaktan çıkıp giderek bir zorunluluğa dönüşme yolunda olduğunu ifade etti. Kalaycı, bu konuda adım atmak isteyen şirketlere ne tür önerilerde bulunabileceği sorusu üzerine şöyle dedi: “Bu konuda piyasada ciddi bir bilgi kirliliği var. Ama özellikle ihracatçı birlikleri Yeşil Mutabakat konusunda çok ciddi çalışmalar yürütüyor. Ciddi ekipler oluşturmuşlar. Bu ekipler firmaları hem bilgilendiriyor hem de onlara bu alandaki girişimleri için ön ayak oluyor. Bu durumdaki firmalar yenilenebilir kaynaklara dayalı bir yatırım yapmaya karar verirlerse biz ENSİA üyeleriyle onları bir araya getiriyoruz. Üyelerimiz, rüzgar türbini, güneş paneli almak isteyen, santral kurdurtmak isteyen sanayicilerin bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere derhal harekete geçiyorlar.”