“Hemen Şimdi Harekete Geç!” sloganı ile bu yıl 22-26 Eylül tarihleri arasında ikincisi gerçekleştirilecek olan ZeroBuild Türkiye’21 Sıfır Enerji Binalar Forumu, yaşanabilir bir dünya için üretilen çözümlerden biri olan ve AB’de 1 Ocak 2021 itibariyle zorunlu hale getirilen ‘Sıfır Enerji Binalar’a dönüşümü tüm boyutlarıyla ele almayı hedefliyor. Forum, her biri Birleşmiş Milletler 2030 “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”na referans verilen 30 oturumda 35 ülkeden 110 fikir önderini bir araya getiriyor.
Forumun oturum başlıklarından biri de “Karbon Nötr Gelecekte Sıfır Enerji Binaların Önemi.” Bugün, binalar Türkiye’de toplam enerji tüketimi içinde yüzde 30-40 kadar paya sahip. Bu oldukça önemli bir oran. Dolayısıyla, sıfır enerji bina tasarımı iklim değişikliği ile mücadelede çok önemli bir role sahip. Forum öncesinde, bu oturumun konuşmacıları ile sıfır enerji bina tasarımında yenilenebilir enerjilerin, teknolojinin ve malzeme seçiminin önemini konuştuk.
Enerji verimliliğini yapının bir parçası olarak sağlıyoruz
“Fosil yakıtlarından kaynaklanan sera gazı nedeniyle küresel ısınmaya ilişkin artan endişelerle birlikte enerji tasarrufu önlemlerine ve çevre dostu enerjinin geliştirilmesine olan ilgi artmaya başladı. GTC güneş enerjisini binanın fiziki bir parçası olarak tasarlamakta ve geliştirmekte. Binaya entegre güneş paneller yalnızca elektrik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bir gürültü bariyeri, yalıtım işlevi görür, rüzgar ve hava koşullarına karşı koruma sağlar. Ek olarak, şeffaf bina alanlarına entegre edilen güneş paneller hem gölge ve gün ışığı sağlayabilir hem de mimar tasarımda bütünlük oluşturur. GTC olarak otoparklarda, akaryakıt istasyonlarının kanopilerinde ve büyük iş merkezlerinde enerji verimliliğini yapının bir parçası olarak sağlamaya başladık. Ar-Ge çalışmalarımız ve ihtisasımız 140 mikrona kadar incelik gösteren kristal silikon hücreler zedelemeden 1.6 mm ile 12 mm arası değişen camlarla lamine etmek üzerine. Farklı mekanik dayanımları rahatlıkla sağlayabiliyoruz. Çatı sistemlerinde de cam cam çift yüzlü güneş paneller ile yansıma, mekanik dayanıklılık, performans faktörlerini bir araya getirerek uzun ömürlü ve temiz enerji sağlıyoruz.”
Binalarda güneş enerjisi kullanımı fosil yakıt ithalatını azaltacak
“Son yıllarda gitgide artarak yaşadığımız doğal afetler dünyanın her yerinde iklim değişikliğinin etkilerini hissettiriyor. 10 yıl önce sadece kutuplarda yaşanan, bize uzak bir olay gibi görünürken şimdi tüm insanlık şahsen etkilenmeye başladı. Sanayi açısından bakacak olursak, Avrupa Yeşil Anlaşması ile uygulanacak olan ‘sınırda karbon vergisi’ ihracatta karlılığı etkileyecek bir unsur. Sanayicimizin bu konuda farkındalık sahibi olduğunu ve uygun adımları atmaya çalıştığını gelen bilgi isteği taleplerinden ve yapılan çalışmalardan görüyoruz. Toplum açısından bakarsak, enerji verimliliği konusunda genel farkındalık seviyesi halen oldukça düşük. Güneş enerjisi sahip olduğumuz sınırsız ve sürekli bir kaynak. Binalar Türkiye’de toplam enerji tüketimi içinde yüzde 30-40 kadar paya sahip olduğundan ısınma ve elektrik için güneş enerjisi kullanabilmek çok kıymetli bir adım. Solarwall, binalarda taze hava ve güneş enerjisi ile ısıtma olanağı sağladığı için hem sanayide emisyonların azaltılması ve karbon vergisinin azaltılması hem de binalar için harcanacak ithal fosil enerjiyi azaltması açısından çok değerli.”
Binaların yapımdan yıkıma tüm etkileri değerlendirilmeli
“Sürdürülebilir bina tasarımı, bir binanın yaşam süresi ve sonrası için en uygun senaryonun tasarlanması olarak tanımlanır. Geçtiğimiz 10 senede, sürdürülebilirlik tanımı genellikle bir binanın kullanım safhasında çevreye yapmış olduğu ya da yapacağı etki bazında değerlendirilirdi. Ancak günümüzde, bina tasarımı sürecinde bir binanın yapımında kullanılacak malzemelerin etkileri ile binanın yıkımı sonucunda ortaya çıkan etikleri de göz önüne almamız gerekiyor. Bu değerlendirmeyi yalnızca çevresellik üzerinden değil, ekonomik ve sosyal açılardan da yapıyoruz. En uygun senaryonun tasarlanması konusunda, 2020’den beri yaşadığımız süreç içerisinde binaların kullanım amacı yönünden de devamlılığını sürdürebilmesinin önemini COVID-19 salgını sırasında çok iyi gözlemleyebildik. Yılın belli zamanlarında atıl kalan ofis binalarını gördük. Bir mimarın, yapı tasarımında bir binaya tek bir kullanım amacı öngörmesi artık mümkün değil. Bu sebeple, esnek ve dirençli dediğimiz binalarda birden farklı senaryoya yönelik tasarımlar hazırlanıyor. Bu kapsamdaki yapıların maliyetleri konusunda kapsamlı çalışmalar mevcut. Ancak bu maliyeti, sadece ilk yatırım maliyeti kapsamında kısıtlı bir şekilde değerlendiremeyiz. Şayet ilk yatırım maliyetine bakacak olsanız bile, mevcut yönetmeliklere göre yapılacak binaların maliyeti ile fark kalmadığını görebilirsiniz. Bunun yanında, bir binanın yaşam boyu maliyetlerine bakacak olursanız, sürdürülebilir yapıların kendi yaşam ömürlerinden sonra bile geri dönüşüm ve yeniden kullanım yolu ile tasarruf sağlayan tasarımlar olduğunu görebilirsiniz.”
Yapay zeka teknolojileri zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor
“Sıfır enerji binaların tasarımında loT, yapay zekâ teknolojilerinin özellikle otomasyon sistemleri üzerindeki rolü yadsınamayacak derecede önem arz ediyor. Nesnelerin interneti olarak tanımlanan loT, internete bağlı her şey kapsadığı gibi otomatik sistemlerle birleşerek bilgi toplama, analiz etme ve bunun sonucunu eyleme dönüştürme özelliğine sahip. Sıfır enerji binalardaki otomasyon sistemleri sadece enerji sistemleri ile ilgili değil, güvenlik, yangın, CCTV ve seslendirme sistemlerini de içeren, neredeyse bir binadaki tüm sistemlere kontrol sağlayabilen sistemlerdir ve her otomasyon sistemi neredeyse benzersiz ve her uygulamada farklı seviyede binaya özeldir.
loT sayesinde bir bina içindeki tüm sistemler, kullanıcıların davranışlarıyla ilişkili olarak davranabiliyor. Geleneksel otomasyon sistemlerinde iklimlendirme sistemlerinin tüketimleri uzaktan görülebilir ve kontrol edilebilirken, yapay zekâ sayesinde otomasyon sistemleri kendisini anlık olarak ayarlayabiliyor. Ayrıca bu sistemler bulut tabanlı bağlantıları sayesinde devamlı olarak bilgileri güncelliyor ve bu sayede daha hassas optimizasyon yeteneğine sahip oluyor. Tüm bu özellikler sayesinde; bina yalıtım sistemleri, pencere sistemleri, klima ve iklimlendirme sistemleri, havalandırma sistemleri, VRF sistemleri, klima santral, soğutma grupları, ısıtma sistemleri, aydınlatma sistemleri, bina otomasyon sistemleri, kojenerasyon sistemleri, ısı pompaları, fotovoltaik sistemler ve bina özelinde yapılmış olan diğer entegre sistemlerin tüm koordinasyonu zamandan ve maliyetten büyük oranda tasarruf sağlayarak başka bir operatöre gerek duymadan gerçekleştirilebiliyor.”