Kâr ve ihracat enfl asyon yapar mı?

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Enflasyon öyle dirençli çıktı ki bazı iktisatçılar ve bürokratlar özel sektörü tek sorumlu ilan etmeye başladı.

Önce “İhracat enflasyonu azdırıyor, yasaklayın ihracatı” diyenler oldu. Şimdi de “Sanayi şirketleri ya da diğer sektörlerdeki şirketler çok kâr ettikleri için enfl asyon düşmüyor” diyenleri duyar olduk. Osmanlı devletinin ‘ekonomisi’ ya da ‘Osmanlı iktisat tarihi’ üzerine çok kafa yormuş isimlerden merhum Mehmet Genç, çok naif şekilde mealen “Osmanlıda devletini yönetenler, ‘yurt içinde bolluk olsun, bolluk ucuzluk getirir’ diye ihracatı yasaklamış, ithalatı teşvik etmiştir” derdi.

Bu naif düşünce yurt içinde üretimi bitirmiş ve önünü tamamen kapatmış, ne bolluk olmuş ne de fiyatlar düşmüştü. Daha kötüsü Osmanlı devleti sanayileşemeden tarihe gömüldü. Dolayısıyla ihracatı yasaklayıp ya da zorlaştırıp enflasyon düşürme saplantısı sonunda bir devleti tarihten düşürdü. O nedenle Cumhuriyeti kuranlar özel sektörü, çiftçi, esnaf ve zanaatkârdan ibaret bir ülkede devlet eliyle sanayileşmenin yolunu açmak için çırpındı.

Peki, herhangi bir şirket kaç yıl kârsız ayakta kalabilir? Şirketler kâr etmese yatırım, istihdam ve vergi nasıl oluşacak? İşte bu nedenle İstanbul Sanayi Odası (İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın “TÜİK, bugün görev walanının dışına çıkarak enflasyon konusunda bazı kesimleri suçlamak yerine, toplumun geneli tarafından merak edilen enflasyon hesaplama yöntemiyle ilgili sorulara, daha ikna edici bir açıklama getirmeliydi” şeklindeki açıklaması çok yerinde oldu.

Tüm yazılarını göster