Ticaret Bakanlığı tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) gönderilen 31 Mart 2020 tarihli mektup ile COVID-19’a yönelik alınan tedbirlerden biri de sermaye şirketlerinin kâr dağıtımına yönelik olarak alınmıştır. Şöyle ki;
Ticaret Bakanlığı tarafından TOBB’a gönderilen yazı ile “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarında Bulunacak Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin içeriği gereği “Kamunun iştiraki olan şirketler hariç olmak üzere” sermaye şirketlerinin 2019 yılı hesap dönemine ilişkin olarak bu yıl (2020) gerçekleştirilecek genel kurul toplantılarında gündeme alınacak “nakit kâr payı dağıtımı” kararlarında, geçmiş yıl kararlarının dağıtıma konu edilmemesi ve dağıtım tutarının 2019 yılı net dönem kârının %25’ini aşmaması ile yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmemesi…” talep edilmiştir. Kısaca yukarıda aktarılan istemden anlaşılacağı üzere “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin” 13/5 maddesine dayanılarak sermaye şirketlerine kar miktarına ilişkin sınırlama getirilmesi öngörülmüştür.
Sermaye şirketlerinin kar dağıtımına getirilen sınırlama uyarınca “Yapılan denetim sonucunda veya herhangi bir sebeple bakanlıkça, şirket genel kurulunda görüşülmesi istenen konuların gündeme konulması zorunluluğu” olarak ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere, kar dağıtımı konusunda karar alma yetkisi her ne kadar genel kurulda olsa dahi, genel kurul gündemini hazırlayacak olan organ yönetim kuruludur. Bu nedenle, yönetim kurulunun genel kurul gündemini oluştururken bu hususu göz önünde bulundurarak konuyu gündeme alması gerekmektedir. Aksi takdirde yönetim kurulunun sorumluluğu söz konusu olabilir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 507’nci maddesi gereği olarak “Anonim Şirketlerde” her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkına sahiptir. Şirketin sona ermesi halinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır.
Esas sözleşmede payların bazı türlerine tanınan imtiyaz haklarıyla özel menfaatler saklıdır.
Sermaye Piyasası Kanunu ve mevzuat hükümleri saklıdır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 508’inci maddesinde öngörüldüğü şekilde “Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir. Bu bağlamda yıllık kâr yıllık bilançoya göre belirlenir.
Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. (T.T.K. Md. 523)
Genel Kurul;
- Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,
- Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa,
Kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir.
Esas (Ana) sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere bilanço karından yedek akçe ayırabilir.