Kamuda tasarruf tedbirleri ile ilgili olarak doğru bilinen yanlışlar

Ahmet Arslan

CPA, MBA

Bilindiği üzere, tasarruf tedbirleri konulu 2024/7 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi 17.05.2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu genelgenin yayımlanmasından sonra bazı kamu kurumlarının ya genelge hükümlerini tam olarak anlamamaları nedeniyle veya fırsatçılık, işgüzarlık veya algı yaratma güdüleriyle aslında genelgede amaçlanan uygulamalar yerine genelgede yer almayan veya genelge ile amaçlanmayan uygulamalara başvurdukları ve bu durumun bazı kamu hizmetlerinde aksaklıklara (okullarda temizlik hizmetlerinin aksaması vb.) sebebiyet verdiği gibi haksızlıklara da yol açtığı görülmektedir.

Kamuda tasarruf tedbirleri ilgili olarak doğru bilinen başlıca yanlış uygulamaları aşağıdaki başlıklar altında irdeleyebiliriz. 

1- Tasarruf tedbirleri genelgesi genellikle büro malzemesi, makam aracı ve temsil ağırlama gibi cari giderleri kapamaktadır.

YANLIŞ.

Tasarruf tedbirleri genelgesi sadece cari harcamalarda tasarruf sağlanması değil, hizmet binaları, lojmanlar ve sosyal tesisler gibi kamu taşınmazlarıyla ilgili israfın önlenmesi, kamu kurumlarının görev ve faaliyet alanları dışında harcamalarda bulunmaması, yasal dayanağı bulunmayan veya yapılmayan işlerin bedellerinin ödenmemesi gibi aslında kamu idarelerinin kamu kaynağının kullanılması konusundaki sorumluluklarını da düzenlenmektedir. 

2- Kamu kurumları izin almadan demirbaş, makine ve büro malzemesi alamaz

YANLIŞ.

Demirbaş alımlarıyla ilgili olarak genelgenin ilgili hükmü “Kamu kurum ve kuruluşlarınca zorunlu haller hariç olmak üzere 3 yıl süreyle büro malzemesi, makine ve teçhizat, tefrişat, bilgisayar ve donanımı ile benzeri demirbaş alımı yapılmayacaktır” şeklindedir.

Söz konusu genelge hükmüne göre zorunlu hallerde yani acil ve zaruri ihtiyaç hallerinde kamu idareleri herhangi bir merciden izin almaksızın büro malzemesi, makine (iş makinesi dahil) ve teçhizat, tefrişat, bilgisayar ve donanımı ile benzeri demirbaş alımı yapabilir. Zorunlu hal durumu kamu kurumlarının bizzat kendileri tarafından belirlenecektir. 

3- Kamu Kurumları Hiçbir Şekilde Taşınmaz Mal veya Taşıt Aracı Edinemez

YANLIŞ.

Genelgenin ilgili bölümlerinde “Kamu kurum ve kuruluşları tarafından 3 yıl süreyle yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak veya bu amaçla arsa veya arazi satın alınmayacak, kamulaştırılmayacaktır.” Hükmü ile “Kamu kurum ve kuruluşlarınca, 3 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinilmeyecektir.” hükmü bulunmakla birlikte genelgenin “Diğer Hususlar” başlıklı bölümünde; “Bu genelgede belirtilen hükümler hilafına ortaya çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi veya izin gerektiren durumlar için bakanlıklar, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlar ile diğer idareler bakımından Cumhurbaşkanlığı’ndan, il özel idareleri bakımından İçişleri Bakanlığı’ndan, belediyeler bakımından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan izin alınacaktır.” hükmü bulunduğundan kamu idareleri ilgisine göre Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan izin almak suretiyle bina, arazi veya taşıt edinebilir. 

4- Kamu ihaleleri sadece tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek iptal edilebilir

YANLIŞ.

Kamu ihaleleri ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’ndaki ihalenin temel ilkelerine aykırı bir durumun ortaya çıkması halinde iptal edilebilir. 

4734 sayılı Kanun’a göre ihalenin temel ilkeleri; saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenirlik, gizlilik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve kamu kaynaklarının verimli kullanılmasıdır.

Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle ihalenin iptali söz konusu ilkelerden “ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması” ve “kamu kaynaklarının verimli kullanılması” ilkeleri ile bağlantılıdır. Dolayısıyla, ihalenin temel ilkelerine aykırı herhangi bir durumun olmaması örneğin ihalede en uygun bedelin piyasa rayiçlerine uygun olması halinde tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek ihalenin iptal edilmesi yasal açıdan sorun teşkil eder. 

5- Tasarruf Tedbirleri Genelgesi yeni mevzuat getiriyor

YANLIŞ.

Tasarruf Tedbirleri Genelgesi bazı alımları kısıtlamak dışında yeni herhangi bir düzenleme getirmemektedir. Örneğin, genelgede taşıt edinimi ve kullanımı ile ilgili olarak yer alan düzenlemeler zaten 237 sayılı Taşıt Kanunu ile söz konusu kanuna istinaden yayımlanan ikincil mevzuat hükümlerinde yer almaktadır. Aynı şekilde, kamu kaynaklarının ihtiyaçlar ölçüsünde ve verimli kullanılması gerek 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gerekse 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkeleri arasında yer almaktadır.

Öte yandan, 2024/7 sayılı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde yer alan hususların çoğu daha önceki yıllarda Başbakanlık veya Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan tasarruf tedbirlerine ilişkin genelgelerde de yer almaktadır.

6- Tasarruf Tedbirleri Genelgesi personelin servis “hakkı”nı ortadan kaldırdı

YANLIŞ.

Kamu personeline sağlanan sosyal ve mali haklar esas itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer almakta olup, söz konusu kanunda devletin kamu personeline taşıma (servis) hizmeti sağlayabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, hâlihazırda kamu personeline sağlanan servis hizmetinin herhangi bir kanuni dayanağı bulunmamaktadır. Bu bağlamda söz konusu uygulama kanuna değil, memur sendikaları ile imzalanan toplu sözleşmeye istinaden yürütülmektedir. Bununla birlikte, söz konusu sözleşmeye göre de servis hizmetinin minibüs, otobüs vb. araç kiralaması yapılması suretiyle sağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi personelin servis hakkını değil, yasal dayanağı bulunmayan servis kullanma imkânını ortadan kaldırmıştır. 

7- Kamu kurumları konser ve festival düzenleyemez

YANLIŞ.

Genelgenin ilgili hükmü “Uluslararası toplantılar ile millî bayramlar hariç açılış, konferans, seminer, yıl dönümü ve benzeri kutlama ve organizasyonlara ilişkin faaliyetler nedeniyle gezi, kokteyl, yemek ve benzeri davetler düzenlenmeyecek, hediye verilmeyecek ve diğer adlar altında ödeme yapılmayacaktır” şeklinde olup bu hüküm “Temsil, Tören, Ağırlama Ve Tanıtım Giderleri” başlığı altında yer almaktadır.

Burada kastedilen; toplu sünnet, toplu düğün, açılış etkinliği ve benzeri adlar altında yemekli toplantılar, ziyafet, kumanya dağıtımı, promosyon, eşantiyon vb. ürün dağıtımı yoluyla kamu kaynaklarının ölçüsüz şekilde dağıtılmasıdır. Genelge yasal dayanağı bulunmayan söz konusu etkinlikleri yasaklamaktadır. 

Genelge festival ve konser hizmet alımını yasaklamayı amaçlamış olsaydı genelgede açıkça festival ve konser hizmet alımından söz edilirdi.

Bu nedenle, belediyeler, üniversiteler ve benzeri kurumlar herhangi bir yerden izin almadan kurtuluş yıldönümleri, yöresel ürünlerin tanıtımı ve diğer geleneksel uygulamalar için festival ve konser düzenleyebilir (Yemekli toplantılar, ziyafet, kumanya dağıtımı, promosyon, eşantiyon vb. ürün dağıtımı olmaksızın).

8- Kamu kurumları eğitim, seminer ve danışmanlık hizmeti alamaz

YANLIŞ.

Genelgenin ilgili hükümlerine göre zorunluluk arz etmesi halinde kamu idareleri herhangi bir yerden izin almaksızın dışardan eğitim veya danışmanlık hizmeti alabilir. Zorunluluktan kasıt; alınacak eğitim ve danışmanlığın konusunun kurum personelinin bilgisi ve görevini aşan bir özel uzmanlık gerektirmesidir. 

9- Tasarruf tedbirlerine riayet etmek sadece mali disiplin ve etik açıdan gereklidir

YANLIŞ.

Tasarruf Tedbirleri Genelgesi esas itibariyle mevcut mevzuatın kamu menfaatlerine uygun şekilde kullanılması yönünde kamu idarelerine uyarılarda bulunmaktan ibarettir. Örneğin, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde kamu idarelerince istisnalar dışında hibe dahi olsa yabancı menşeli taşıt aracı edinilmemesi ve taşıt kullanımının sadece belli makamlarda bulunanlarla sınırlandırılması öngörülmüş olmasına karşın taşıt edinimi ve kullanımıyla ilgili söz konusu sınırlamalar zaten ilgili mevzuatta (237 sayılı Taşıt Kanunu ile Hizmet Alımı Suretiyle Taşıt Edinilmesine İlişkin Esas Ve Usuller vb.) mevcut bulunmaktadır. Söz konusu kanuna riayet edilmemesi hapis cezasını dahi gerektirmektedir. Bu nedenle, tasarruf tedbirlerine riayet etmek sadece mali disiplin ve etik meselesi olmayıp, kamu görevlilerinin kanunlara riayet etmesi ve kanunları uygulama yükümlülüğünün de bir gereğidir. 

10- Tasarruf tedbirlerinde yer alan düzenlemeler 3 yılla sınırlı geçici düzenlemelerdir

YANLIŞ.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde yer alan düzenlemelerin çoğu zaten ilgili kanunlarda yer almaktadır. Bu nedenle, genelgede belli bir süreyle sınırlandırılan tedbirler (3 yıl süreyle taşınmaz mal ve taşıt aracı edinilememesi vb.) dışındaki düzenlemeler geçici değil, sürekli olarak yürürlükte olacak düzenlemelerdir. Nitekim genelgede de genelgenin yürürlükte kalacağı süreyle ilgili herhangi bir sınırlama da bulunmamaktadır. 

11- Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’ne riayet etmemek sadece disiplin cezasını gerektirir

YANLIŞ.

Her ne kadar tasarruf tedbirleri genelgesine riayet etmemenin yaptırımı 5018 sayılı Kanunda (Ek Madde 9) “Kamu kurum ve kuruluşlarının harcama ve uygulamalarının tasarruf tedbirlerine uygunluğunun idarelerince ve/veya Hazine ve Maliye Bakanlığınca izlenmesi ve denetlenmesi sonucunda, alınan tedbirlere aykırı iş ve işlemleri tespit edilenler hakkında tabi oldukları mevzuat uyarınca disiplin hükümleri uygulanır ve sonuçları idarelerince Cumhurbaşkanlığına bildirilir.” şeklinde ifade edilmiş ise de tasarruf tedbirleri genelgesinde yer alan hususların ilişkin bulunduğu kanunlarda çeşitli adli (hapis cezası) ve mali (kamu zararı) yaptırımlar da öngörülmüştür.

Bu nedenle, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde yer alan bazı hükümleri göz ardı etmek disiplin cezasının yanış ıra adli ve mali yaptırımlar da gerektirir. 

Sonuç,

Tasarruf tedbirleri genelgesi esas itibariyle yeni bir mevzuat getirmemekte olup, genellikle mevcut mevzuatın uygulanmasıyla ilgili olarak kamu kurumlarının dikkatli ve kamu kaynaklarının kullanımında özenli davranmaları konusunda dikkat çekmektedir.

Bu nedenle, kamu hizmetlerinin aksamaması ve kişilerin mağdur olmamaları açısından kamu kurumlarının söz konusu genelge hükümlerini doğru anlamaları ve uygulamaları ve fırsatçılık, işgüzarlık veya algı yaratma güdülerinden uzak durmaları, tasarrufun esas itibariyle büyük tutarlı harcamalara odaklı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 

KAYNAKÇA

www.maliekonomim.com 

Tüm yazılarını göster