Kamuda tasarruf konusu sürekli gündemde tutulması gereken bir konu…
Enflasyonla mücadelede Merkez Bankası yavaş kaldığı, sıkılaşma adımlarını gecikmeli attığı yönünden eleştirilse bile yine de rasyonel politikalar adına adımlar atıyor. Para politikası yönünde rasyonelleşme var ve ağır aksak da olsa devam edecek gibi duruyor.
Fakat Maliye Politikası için aynı şeyi söyleyebilmek mümkün değil. Uzun zamandır kendimce hem buradan yazıyorum hem de her söz imkânı bulduğum mecradan dile getiriyorum. Kamuda tasarruf şart, kamunun bu şekilde bir boş vermişlik ve savurganlıkla geniş kesimleri enflasyonla mücadele edildiğine inandırabilmesi mümkün değil.
Hem Hazine ve Maliye Bakanı’nın hem de Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın açıklamalarından anladığım; üzerinde çalışılmış, uzlaşılmış bir tasarruf planı yok. Belli ki kamuoyunun tepkisi bu yönde oluşmasa tasarrufa yönelik bir niyet de çok fazla yokmuş.
Olayı verimlilik artışı ya da üç beş arabadan tasarruf etmek yönüne çekmek sanırım en yalın ifadeyle ‘tasarruf konusunun sulandırılması’ anlamına gelir.
Oysa elimizde tasarruf yapılabilecek alanların neler olduğunu, hangi alanlardan kamunun yaptığı harcamalara ilişkin bilgisinin olmadığını bize sunan çok değerli bir kaynak var: Sayıştay Raporları
Hafta başında Nasıl Bir Ekonomi TV’de de söylemiştim ama söz uçar yazı kalır misali yazılı olarak da bir kere daha ifade etmek istedim.
Sayıştay çok önemli bir kurum. Anayasa’nın 160’ıncı maddesine göre Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli.
Gücünü Anayasa’dan alıyor. Anayasa’ya pek de uyulmayan bir ülkede ne kadar güçlü o da bir ayrı tartışma konusu elbette ama yine de en etkili denetim organı.
Mahallî idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması da Sayıştay tarafından yapılmakta.
Şimdi neden bu kadar Sayıştay’ı anlattım diye belki merak edenler olabilir. Kamuda nasıl harcama yapılıyor? Neler eksik diye hafta sonu Sayıştay raporlarına bir göz attım.
2020 yılı Sayıştay raporlarına bir baktım sonra da 2022 yılı raporlarına böylece iki yıl ara ile bir karşılaştırma yapma imkânım da oldu kendimce.
Hemen belirtmem lazım ki bazı kurumlara yönelik denetim raporlarının hacmi küçülmüş bu geçen iki yılda. Örneğin çokça gündemde olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilişkin 2020 denetim raporu daha kapsamlı ve birçok tespit içeriyorken 2022 yılında rapor hacmi 12 sayfaya kadar düşmüş. Genel geçer kelimeler kullanılmış. Muhasebe ilke ve kaidelerine uyulduğu vs. belirtilmiş.
Raporlarda önceki yıllarda tespit edilen hususlara ilişkin nasıl ilerleme sağlandığı ya da sağlanmadığının da bence ayrıca bir bölümde belirtilmesi gerekir. Fikri takip bunu gerektirir.
Bunlar benim küçük eleştirilerim ancak hep nerede tasarruf yapılacak çalışıyoruz deniyor ya işte bu raporlar birer küçük hazine.
Örneğin 2022 Yılı Dış̧ Denetim Genel Değerlendirme Raporu’nda kendimce önemli gördüklerimi aşağıda sizlere sunuyorum. Ben bu tespitlere çok ama çok şaşırdım.
‘Yorumsuz’ olarak aynen raporda geçtiği şekliyle bırakıyorum:
1- Ticaret Bakanlığı tarafından kullanılan, gümrük kapılarının Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılması/modernize edilmesi amacıyla imzalanan uygulama sözleşmeleri kapsamında işletme süresince elde edilen kantar gelirlerinden bakanlık payına düşen kısmın toplandığı hesap ile bakanlık iç̧ ticaret hizmetlerini geliştirmek üzere odalar, borsalar ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bütçelerinden her yıl ayrılan paylardan oluşan “İç Ticaret Hizmetlerini Geliştirme Payı Hesabı’nın”, kamu idaresinin malî raporları içerisinde gösterilmediği tespit edilmiştir.
2- Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarımsal uygulamaların desteklenmesi amacıyla tarımsal amaçlı kooperatiflerin uyguladığı projelere düşük faizle uzun vadeli kredi kullandırılmaktadır. Söz konusu krediler bakanlık tarafından kullandırılmakta, kredi geri ödemeleri Ziraat Bankası tarafından tahsil edilmektedir. Bakanlık ile banka arasında koordinasyon olmaması nedeniyle krediler için yapılan tahsilatın hangi kooperatiflere ait olduğu, tahsilatın ne kadarının anapara, kredi faizleri veya gecikme cezalarına mahsuben yapıldığı takip edilememektedir. Hangi kooperatiflere ne şartlarda kredi verildiği bilgileri ve verilen bu kredilerin geri dönüşlerine ilişkin yeterli veriye ulaşılamadığından, Tarım ve Orman Bakanlığı’na tahsis edilmiş̧ ödeneklerden bugüne kadar verilen kredilerin ne kadarının geri ödendiği ne kadarının ödenmediği veya zamanında ödenmediği bakanlıkça bilinmemekte ve izlenememektedir.
3- Denetimlerde, iptal edilen yatırım teşvik belgeleri kapsamında yararlanılan destek unsurlarının geri alınmasına ilişkin olarak bazı vergi dairelerince işlem yapılmadığı, yararlanılan destek unsurunun birden fazla vergi dairesi müdürlüğünü ilgilendirmesi nedeniyle ne kadar tutarda istisnadan ya da indirimden yararlanıldığının tam olarak belirlenemediği tespit edilmiştir. İptal edilen yatırım teşvik belgeleri kapsamında yersiz olarak sağlanan destek unsurlarının geri alınmaması kamunun gelir kaybına uğramasına ve yatırımların arzu edilen/planlanan şekilde tamamlanamamasına sebep olmaktadır.
4- Denetimlerde bazı kamu idarelerinde; Bilimsel araştırma projelerinin finansmanı için tahsis edilen kaynakların, bilimsel araştırma projesi tanımına ve amacına uygun olmayan yerlerde kullanıldığı tespit edilmiştir.
5- Denetimlerde bazı belediye şirketlerinde, şirket çalışanları ile bunların aile fertleri için özel sağlık sigortası yaptırılarak poliçe bedellerinin şirket bütçesinden ödendiği tespit edilmiştir.
6- Denetimlerde, bazı il özel idareleri bütçelerinden köylere yönelik hizmetlere ilişkin yapım, bakım ve onarım işleri, bölünmüş yol, elektrifikasyon, köy yolu, içme suyu, sulama suyu ve kanalizasyon yatırımları dışındaki işler için de köylere hizmet götürme birliklerine aktarmalar yapıldığı ve köylere hizmet götürme birliklerine yapılan aktarımların yatırım planı, yıllık çalışma programı ve uygulama projelerine dayanmadığı tespit edilmiştir.
Yerimin kısıttı nedeniyle önemli gördüklerimin tamamını buraya alamadım.
Ancak nereden tasarruf yapacağını düşünenlere yılın ikinci yarısını beklemeden hemen tasarrufa başlayacakları alanlar çok net veri olarak duruyor.
Bunlar denetime tabi kamu kurumlarından tespit edilenler, ama turpun büyüğü KÖİ Projeleri’nde. Orada da tasarruf edecek alanlar fazlasıyla var.
Madem herkesten fedakârlık isteniyor, müteahhitlerimiz de bunun gerisinde kalmamalı.
Ne dersiniz?