Kamu görevlerinden ayrılanların eski kurumlarıyla ilişkilerine dikkat

Ahmet ARSLAN

Denetçi, CPA, MBA

Kamu görevlileri ya kendi istekleriyle veya emeklilik suretiyle veyahut cezaen kamu görevinden ayrılmaktadır.

Kamu görevinden ayrılanların bir kısmı özel sektörde göreve başlamakta veya kariyerlerine devam etmektedir. Bu kişilerin çalışmaya başladığı firmalar ise kamu idareleriyle çeşitli mal ve hizmet alışverişi ilişkisine girebilmektedir. Bu ilişki ihale yoluyla olabileceği kamunun sağladığı çeşitli imkanlardan yararlanmak şeklinde de olabilir.

Kamu görevlilerini işe alan firmalardan bazıları bu görevlilerin eski meslektaşları veya kurumlarıyla ilişkilerinden yararlanmak isteyebilmekte ve hatta bu kişileri sırf bu amaçla işe alabilmektedir. Üstelik bu kişilere “iş” teklifi kendilerine teklifte bulunan firmalarla ilgili dosya, başvuru, talep vb. işlemleri inceledikleri veya denetledikleri dönemde yapılabilmektedir.

Kamuoyunda “çantacı” olarak da bilinen bu kişilerin temel fonksiyonu aracılık yaparak firmaları lehine kamu idareleriyle iş bağlamaktır. Eski kurumlarındaki tanıdık, ahbap-çavuş ilişkileri sonucunda işin bağlanması hatıra binaen yapılabildiği gibi menfaat birlikteliği şeklinde de olabilmektedir.

Bu durumu dikkate alan kanun koyucu kamu görevinden ayrılanların belli bir süreyle kurumlarıyla menfaat ilişkisine girmesini yasaklayan bir takım düzenlemeler yapmıştır.

2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun’a göre;

- Kanun kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar. Özel kanunlardaki yasaklayıcı hükümler saklıdır.

- Vergi incelemesine yetkili olanlar, görevlerinden ayrıldıktan sonra üç yıl süreyle, görevden ayrılış tarihi itibarıyla son üç yıl içinde nezdinde inceleme yaptıkları mükellefler veya bu mükelleflerin veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu kurumlarda herhangi bir görev veya iş alamazlar, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu kapsamında sözleşme düzenleyemezler.

- Yukarıda belirtilen yasaklara aykırı harekette bulunanlar altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Söz konusu yasağın istisnası daha önce kamuda görev almış tabipler, diş tabipleri ve eczacılar için getirilmiştir. Bu kişiler kendi nam ve hesabına yaptıkları mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak kurum ve kuruluşlarla tip sözleşmeler yapabilirler.

Kanun hükmü düzenleyici ve denetleyici kurumlar hariç tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamaktadır. Bu istisnanın da etkisiyle; geçtiğimiz aylarda bir düzenleyici ve denetleyici kurumda görev yapan üst düzey bürokratların görevden ayrılıp bu kurumun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerde hemen işe başlamaları kamuoyunda tartışma konusu olmuştur.

2531 Sayılı Kanun Kapsamında Bulunanlar Kamu İhalelerine Girebilir mi?

Kamu İhale Genel Tebliği’nde belirtildiği üzere;

2531 sayılı Kanundan doğan yasaklama sebebiyle, bu durumda olanların kendisi ya da bir tüzel kişi veya başka bir gerçek kişi adına teklif vererek ihaleye katılmaları mümkün bulunmadığından 2531 sayılı Kanun kapsamında bulunan aday veya istekli durumunda olanların, bu Kanunda belirtilen yasağa rağmen ihaleye katılmış olması halinde, bu durumda olan isteklilerin değerlendirme dışı bırakılması gerekmektedir.

Eski meslektaşlarla ilişkilerin etik boyutu

Öte yandan, eski meslektaş ve kurumlarla ilişkilerin menfaat çatışması yaratması nedeniyle etik mevzuatında da bir takım düzenlemeler yapılmıştır.

Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik “Eski kamu görevlileriyle ilişkiler” başlıklı 21’inci maddesinde;

“Kamu görevlileri, eski kamu görevlilerini kamu hizmetlerinden ayrıcalıklı bir şekilde faydalandıramaz, onlara imtiyazlı muamelede bulunamaz.

Kamu görevlerinden ayrılan kişilere, ilgili kanunlardaki hükümler ve süreler saklı kalmak kaydıyla, daha önce görev yaptıkları kurum veya kuruluştan, doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir yüklenicilik, komisyonculuk, temsilcilik, bilirkişilik, aracılık veya benzeri görev ve iş verilemez.”

hükmü bulunmaktadır.

Aynı yönetmeliğin “Çıkar çatışmasından kaçınma” başlıklı 13’üncü maddesinde;

“Çıkar çatışması; kamu görevlilerinin görevlerini tarafsız ve objektif şekilde icra etmelerini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken ve kendilerine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişi ya da kuruluşlara sağlanan her türlü menfaati ve onlarla ilgili mali ya da diğer yükümlülükleri ve benzeri şahsi çıkarlara sahip olmaları halini ifade eder.

Kamu görevlileri, çıkar çatışmasında şahsi sorumluluğa sahiptir ve çıkar çatışmasının doğabileceği durumu genellikle şahsen bilen kişiler oldukları için, herhangi bir potansiyel ya da gerçek çıkar çatışması konusunda dikkatli davranır, çıkar çatışmasından kaçınmak için gerekli adımları atar, çıkar çatışmasının farkına varır varmaz durumu üstlerine bildirir ve çıkar çatışması kapsamına giren menfaatlerden kendilerini uzak tutarlar.”

denilmektedir.

Söz konusu yönetmelik hükmü gereğince, özel sektörden bir başvuru, dosya veya talebin kamu görevlisinin daha önce yakın mesai arkadaşlığı yaptığı kişinin görev yaptığı firmadan gelmesi halinde kamu görevlisinin yukarıda belirtilen yönetmelik hükmünü göz önüne alarak hareket etmesi gerekmektedir.

Sonuç

Kamu görevinden ayrılanların “tanıdık” dolayısıyla eski kurumlarıyla ilişkide bulunması hem yasal hem de etik yönden sorunlu bulunduğundan bu kişilerin 2531 sayılı Kanun hükümlerini dikkate alarak özel sektördeki iş imkanlarını değerlendirmesi ve ayrıca kamu kurumlarının da bu durumu izlemeleri ve denetlemeleri olası usulsüzlük ve menfaat çatışmalarının önlenmesi açısından önem arz etmektedir.

Öte yandan, 2531 sayılı Kanun’un kapsamının düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile bütçe yapısı itibariyle kanun kapsamı dışında kalan tüm kamu kurum ve kuruluşlarını içine alacak şekilde genişletilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.

Tüm yazılarını göster