Kimi keyiften, kimi zorunluluktan, kimi umuttan sebep yola çıkıyor. Önce ruhu ikamet değiştiriyor, beden peşinden gidiyor… Türklerin Asya steplerinde başlayan yolculuğu yerkürenin tüm steplerine yayılmış görünüyor. Türkler yeniden göçer bir topluma dönüşüyor.
Çeşit çeşit Türk var
Motivasyonu farklı pek çok grup var. Istakoz sofrasında, Alpler’de kayakta, Miami sahillerinde… Maldivler’de, Yunan adalarında! Türkler en pahalı, lüks yerlerde, eğlencede olan bir grup göz kamaştırıyor.
Bir başka grup NASA’da, Cern’de, Hollywood’da, Silikon Vadisi’nde, prestijli üniversitelerde, en yüksek tirajlı gazetelerde, saygın sanayi şirketlerinin başında, finans dünyasında, uluslararası organizasyonların sevk ve idaresinde… galeri fuar müze bienallerde sanat gösterilerinde! Araştırmacı, bilim insanı, iş insanı, sanatçı. Her yer Türklerle renkleniyor.
Bir grup ruhunu göndermiş, bedenini ülkeden kaçırmanın derdinde. Her an çıkışa hazır. Mutsuz gençler hatta çocuklar… Dilekleri iş-özgürlük- adalet. Dünyada yaklaşık 2 milyar "Z Kuşağı" var, 90’ların sonu 2000’lerin başında doğan kişiler. Yaşam beklentileri farklı. İki milyar olduklarına bakmayın bu rakam büyük değil, dünya yaşlanıyor, doğum oranları düşüyor, gençlerin nesli tükeniyor. Gelecek eriyor.
Türkiye’de gençler ve çocuklar
Nüfusumuz 85 milyon 372 bin 377 kişi. 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 949 bin 817 kişi. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,2’si. 2080’de yüzde 11,1 olacağı öngörülüyor. Nüfusun yüzde %26’sı çocuk (22 milyon 206 bin 34) 1970’de nüfusun yüzde 48,5'i çocuktu, 2080’de bu oran yüzde 19’a düşecek. Bir ülkenin en büyük serveti gençliği. Eriyen servet!
Geçmiş, gurur, gelecek
Yukarıdaki grupların ilki, raf ömrü tükenmiş bir zihniyet, uzatmaları oynuyorlar. En belirgin özellikleri, üretmiyor tüketiyorlar. İkincisi, tek kelimeyle gurur kaynağımız. Bu grup, birkaç gün önce adet yerini bulsun diye kutladığımız 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın meyveleri. Tarih yazıyorlar, çoğu küresel envantere “Türk asıllı” diye geçiyor. Üçüncüsü ise fırsat penceresinden baktığımızda gördüğümüz geleceğimiz. Onları, “gurur kuşağı”na transfer etmekten başka çaremiz yok. Ama biz ne yapıyoruz; karanlığa davet çıkarıyoruz. Onlar da “kalk gidelim” diyor.
Geleceğimize dair
Türkiye’den göç edenlerin sayısı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 62,3 oranında artmış. Dikkat çeken detay, gidenler neredeyse tamamen genç. Üreten, üretme yetkinliği olan Türkler. En kalabalık grup, yüzde 15,8 ile 25–29 yaş. 2022 yılında göç edenlerin yaklaşık yüzde 42’si 20-34 yaş aralığında.
İstek - niyet - yapabilirlik
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayınlanan bir analiz dikkatimi çekti. Türkiye’de gençlik üzerine yapılan araştırmaları sistematik şekilde derleyerek bir eğilim yakalamış. Çalışmanın kapsamını anlatmak üzere alıntılıyorum; “….Göç literatürü, göçün istek/niyet ile yapabilirlik/ kapasitenin ortak bir sonucu olduğunu uzun süredir tartışıyor. Bu analizin asıl konusu göç isteklerini/niyetlerini gerçekleştirenler ve göç etmiş güncel gençlik anketlerinin Türkiye’deki gençler hakkında ne söylediğine ve gençlerin bu anketlere göre hedefindeki istikamet olan Avrupa hakkındaki algısı üzerine...”
Gitmek istiyorum
“Türkiye’de Gençlerin Yurtdışında Yaşama İsteği; Son Dönemde Yapılan Gençlik Anketlerinin Bir Analizi” başlıklı çalışmadan ilk olarak Sosyal Demokrasi Vakfı’nın (SODEV) (2020) 15-25 yaş arası gençlerle 12 şehirde yapılan bir araştırmasına bakalım. Buna göre, gençlerin yüzde 62,5’i eğer imkânları olsa bir yabancı ülkede yaşamak istiyor.
CHP gençliği gidiyor, AK Parti gençliği de durmuyor
Dahası var; başka bir ülkede yaşamak isteyenler, muhalefet partilerine oy verenler arasında daha yüksek. Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ye oy verenler arasında yüzde 74,4. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ye oy verenler arasında yüzde 47 ki, şaşırtıcı ve çok çok çok yüksek.
Arap coğrafyasına talep yok
Diğer güncel araştırma, Konrad Adenauer Vakfı’nın (KAS). “Türkiye Gençlik Araştırması (2021)” adı altında 28 ili kapsayan bir araştırma olduğunu anlıyoruz. Araştırmanın hedef kitlesi 18-25 yaş gençliği. Ankete katılanların yüzde 27,1’i Türkiye’de yaşamak istediğini söylemiş. Ne kadar düşük!.... Gitmek isteyenlerin listesindeki ülkeler Almanya, İngiltere ve Fransa. Orta Avrupa coğrafyası ilk sırada. Sonra ABD ve Kanada geliyor. İskandinav coğrafyası üçüncü hedef alan. Son sürpriz: Arap coğrafyasında bir ülkede yaşamak isteyenlerin oranı yüzde 1,1.
Güven ve daha iyi yaşam
Ankete katılanlar toplu olarak “daha iyi yaşam için” diyor. Daha iyi yaşamın içini insan hakları ve özgürlükle dolduruyorlar. KAS, anketi iki yıl sonra tekrarlamış. İkinci de ilk anketin bulgularını teyit etmiş. Türkiye Gençlik Araştırması 2023’deki “acı” ayrıntı önemli, yüzde 16,8 kendisini Türkiye’de güvende hissetmiyor. Yüzde 14,7 Türkiye’de iş bulamıyorum, yurt dışında kolay bulurum diyor.
İyi olma hali
Diğer araştırma Habitat Derneği ve Infakto‘ya ait. 18-29 yaş arası gençlerle yapılmış, çalışma 2020 -21- 23’de tekrarlanmış. “Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali” araştırmaları’na göre üç yıl içinde yurt dışında yaşamak isteyenlerin oranı yüzde 31,3 - yüzde 42,9 - yüzde 43,3 olarak artmış. En çok gitmek isteyenler üniversite gençliği.
AB üyeliği iyi ama olmaz
Alman Marshall Fonu tarafından yapılan Avrupa Birliği Algıları Araştırması 2022 gençler arasında Avrupa ve Avrupa Birliği (AB) algısının olumlu ortaya koyuyor. Tahmin edebileceğiniz bir yaklaşım. Ama nedense ondan sonraki cümleyi aklımıza getirmeyiz. Gençlerin yüzde 72,8’i Avrupa Birliği üyeliğinin Türkiye için iyi olacağını ama olabileceğine inanmadığını söylemiş.
Hesap vermeyiz
AB haber portalı EuroBarometre’ye göre Türk Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin AB’den aldığı eğitim fonunun harcama dökümünü paylaşmayı reddetmiş. Hesap vermiyoruz deyip çıkmışız işin içinden. AB Sayıştayı (ECA) 24 Nisan tarihli raporunda, 2023 sonuna kadar yaklaşık 400 milyon Euro finansmana ulaşan Türkiye’nin, (6 milyar Euro değerindeki genel anlaşmanın parçası) açıklama yapmadığını kayda geçirmiş. Muamma bakiye Milli Eğitim Bakanlığı’na Suriyeli çocuklar Türk eğitim sistemine entegre olsun diye aktarılmış. Türkiye ne kendi çocuklarına ne göçenlere sahip çıkıyor… Bu paralar nereye gitti? Güvenimizle, gurur ayarlarımız daha fazla oynamayın, bir durun lütfen. Gerçekler böyleyken “Kalk gidelim” diyene “Gitme kal” diye boş şarkılarla seslenmek kuru bir sözden öteye geçmiyor.