Kamu, özel sektör ve sosyal girişimciler arasında yeni k.prüler kurulması gerektiğini söyleyen Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Bu köprüler bizi bambaşka bir geleceğe taşıyabilecek. Bizim nihai hedeflerimizden biri yakın ekosistemimizdeki sosyal girişimleri, Grup şirketlerimizin operasyonlarına entegre etmek” diyor.
Kale Grubu, bundan 8 yıl önce, kurucusu İbrahim Bodur’un felsefesini ve adını yaşatmak amacıyla İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programını başlattı. Programın hedefi; “yaşadığı dünyaya ve çevreye karşı kendini sorumlu hisseden ve bu uğurda hayatları iyileştirmek için harekete geçme cesaretini gösteren sosyal girişimcilere destek olmak” olarak tanımlandı. Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, “Sosyal girişimciler, her gün karşı karşıya olduğumuz pek çok duruma, ortalama bir insandan daha farklı bir pencereden bakıyorlar. Hayata değer katmakla, insanların hayatına dokunarak anlamlı bir fark yaratmakla ilgili dertleri var. Tıpkı bizim gibi…” diyor ve şöyle devam ediyor: “Biz, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programını başlattığımızda sosyal girişimcilik kavramı Türkiye’de pek bilinmiyordu. Bugün karşılaştığımız karmaşık zorlukların çözümlerinin, yeniliklere ve bu yenilikleri sağlayacak yeni iş modellerine ihtiyaç duyduğunu gözlemledik. Program, Türkiye’nin en iyi sosyal girişimcilerinin birlikte çözümler geliştirdiği, birbirlerinden öğrenip ilham aldıkları bir topluluğun gelişmesine yardımcı oldu.”
Yeni köprüler kurmak bizi geleceğe taşıyacak
Bireylerin, şirketlerin, kurumların, hatta tüm sistemlerin kendilerini yeniden tanımladığı bir dönemden geçtiğini ifade eden Bodur Okyay, “Kale Grubu olarak, kapsayıcı ve sürdürülebilir dönüşümün ancak toplumumuza, işlerimize ve en önemlisi yaşadığımız gezegene değer veren köklü değerlerle mümkün olacağına inancımız tam. Ve bu noktada bizim yaptıklarımızla, yapmak istediklerimizle, bugünün sosyal girişimcilerinin daha güzel bir dünya yaratma hedefinin paralel seyrettiğini gördük. Bu ekosisteme yatırım yapmaya, birlikte öğrenmeye, birbirimizden beslenmeye başladık. Yol arkadaşlığımızın gelişerek ilerleyeceğini düşünüyorum” yorumlarını yapıyor.
Kamu, özel sektör ve sosyal girişimciler arasında yeni köprüler kurulması gerektiğini söyleyen Zeynep Bodur Okyay, “Bu köprüler bizi bambaşka bir geleceğe taşıyabilecek. Bizim nihai hedefl erimizden biri yakın ekosistemimizdeki sosyal girişimleri, Grup şirketlerimizin operasyonlarına entegre etmek. Önümüzdeki dönemde fabrikalarımızın su ya da atık yönetimini bir sosyal girişime devredebiliriz. Markalarımızla birlikte yapacağımız ortak çalışmalar için sosyal girişimlerin büyük potansiyel taşıdığını görüyorum” diyor.
Genç işsizliği için çıkış kapısı olabilir
Dünya genelinde yeni yetişen gençlerin en büyük sorunlarından birinin işsizlik olduğunu ifade eden Bodur Okyay, “Eğer bu soruna bir çözüm getirmek istiyorsak sosyal girişimcilik, bizim için bir çıkış kapısı olabilir. Gençlere nasıl iş yaratacaklarını, sosyal etki girişimlerini nasıl hayata geçireceklerini erken yaşta öğretmeye başlamalıyız. Biz, sosyal girişimcilik ekosistemini ekosistemi yeni girişimcilerle beslemek amacıyla üç yıl önce Boğaziçi Üniversitesi’nin iş birliğiyle Dünyasına İyi Bakanlar Akademisi’ni kurduk. Bu, Türkiye’nin her yerinden sosyal girişimciliğe merak salan üniversite öğrencilerini buluşturan ve online-offline eğitim almalarını sağlayan bir platform. Bugüne kadar birçok sosyal girişimci aday adayını mezun ettik” diyor.
Başvuru yapan sosyal girişimcilerin % 61’i, finale kalanların % 47’si kadın
Impact Hub Istanbul’un desteğiyle düzenlenen ve Seçici Kurul’un 4 kategoride 316 başvuru arasından yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde polyester atığını polyester yününe dönüştürerek atık sorununun önüne geçmeyi amaçlayan HARCY; İleri Aşama kategorisinde sunduğu akıllı su yönetim platformu ile sanayi tesislerinde su israfını azaltmayı hedefl eyen BLUEIT; İşbirliği kategorisinde okul öncesi için cinsiyet ayrımı gözetmeyen, yaratıcılığı destekleyen eğitici ve eğlenceli oyuncaklar tasarlayan ve Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle otizmli çocukları da faydalanıcı skalasına alan MORITOYS; Gençlik kategorisinde ise engelli bireylerin yazılım ve tasarım başta olmak üzere teknik beceri setlerini artırmayı, böylece onları iş piyasalarına entegre etmeyi hedefl eyen OVERCAMP ödüle değer bulundu. Başvuruların yüzde 61’i kadınlardan gelirken, fi nale kalan girişimler arasında kadın girişimci oranı yüzde 47 olarak gerçekleşti. Bu yıl 165 başvuru İstanbul dışından geldi. Başvuran sosyal girişimler arasında TÜBİTAK’tan destek alanların oranı yüzde 30 oldu. Bu rakam etki girişimlerinin, Ar-Ge desteklerinden faydalandıklarını gösterdi. Bu yıl ilk kez, Kale Grubu’nun sosyal girişimcilik ekosistemini yeni girişimcilerle beslemek amacıyla üç yıl önce Boğaziçi Üniversitesinin iş birliğiyle hayata geçirdiği Dünyasına İyi Bakanlar Akademisinde (DİBA) eğitim alan genç bir sosyal girişimci, finale kalma başarısını gösterdi.
Sosyal girişimler 200 milyon işi destekliyor, yıllık 2 trilyon dolar gelir elde ediyor
Zeynep Bodur Okyay, sosyal girişimciliğin gelişimi ile ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor: “Bugün insanlığın karşı karşıya olduğu küresel zorlukların çözümüne yardımcı olan 10 milyon sosyal girişimin varlığından söz ediliyor. Dünya genelindeki tüm işletmelerin yüzde 3’ünü oluşturuyorlar. Onlar, ticari fayda ile sosyal faydanın kesiştiği noktada konumlanıyorlar. Finansal getiriden ziyade, oluşturdukları sosyal etkiye öncelik veriyorlar ve elde ettikleri karı da yine misyonlarına ulaşmak için harcıyorlar. Schwab Vakfı, Bertelsmann Vakfı ve Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni tarihli bir raporuna göre, sosyal girişimler dünya çapında 200 milyon işi destekliyor ve yıllık 2 trilyon dolar gelir elde ediyor. Önemli ve gelecek vadeden bir iş potansiyeli. Etki yatırımları ise, çevresel ve sosyal sorunlara çözüm bulma ve sosyal girişimciliği destekleme konusunda önemli bir araç. Küresel Etki Yatırımı Ağı (GIIN), dünya çapındaki etki yatırımı pazarının büyüklüğünün 1 trilyon dolarlık kilometre taşını aştığını belirtiyor.”