Karar Gazetesi’nin dünkü haberine göre geçtiğimiz aylarda Katar, Suudi Arabistan ve Londra’da temaslarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMerkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, 11 Ocak’ta 50 trilyon dolarlık sermayeyi yöneten yatırımcılarla bir araya gelecekmiş.
Aynı habere göre, ünlü “rating”, yani kredi derecelendirme kuruluşu Moodys de Cuma günü Türkiye’nin kredi notuyla ilgili yeni değerlendirmesini açıklayacakmış. Haberde Moodys’in en son 12 Ağustos 2022 tarihinde Türkiye’nin kredi notunu ‘B2’den ‘B3’e indirdiği , 15 Aralık 2023’de yapması beklenen değerlendirmeyi ise yapmadığı belirtiliyor. Karar’a göre Moodys’in Cuma günü yapacağı değerlendirmede Türkiye’nin ‘B3’ olan notunu değiştirmeyeceği görünümünü ise “pozitif”e yükseltmesi bekleniyormuş.
Rating kuruluşları Türkiye’ye düşman mı?
Umarım her şey yolunda gider, 50 trilyon dolara hükmeden yatırımcılar Türkiye’nin beş yıllık bir aradan sonra nihayet aklın yolunu seçtiğine ikna olur ve Türkiye’ye yatırım yapmaya karar verir, Moodys de beklenen not artışını bizden esirgemez.
“Esirgemez” sözcüğünü özellikle kullanıyorum çünkü 1980’lerden bu yana Türkiye’yi ve Türkiye ekonomisini yönetenlerin ekonomiyi çıkmaza sürükledikten sonra notumuzu düşüren Rating kuruluşları için söylediklerini unutmuş değilim. Ekonomimizi göz göre göre krizden krize sürükleyenler bu nedenle notumuzu kıran Moodys, S&P ve Fitch gibi kuruluşları derhal Türkiye düşmanı ilan ederek kendi fiyaskolarını örtmeye çalışırlardı. Umarım Moodys bir densizlik yapmaz ve notumuzu artırır, böylece “hain” olmaktan kurtulur.
Başkanlık sistemi uçurdu mu, batırdı mı?
Rating kuruluşları yatırımcıları yönlendirdiği için kendine göre bir değerlendirme yapıyor. Öte yanan bir ekonominin nasıl yönetildiğini ve toplumların bundan nasıl etkilendiğini gösteren farklı endeksler var. Bunlardan çok kullanılan bir tanesi de Sefalet Endeksi. Bu endeks bir ülkedeki dört temel göstergeden yararlanarak bir sonuç üretiyor. Ortaya çıkan rakam o ülkede sefaletin ne kadar arttığını ya da azaldığını gösteriyor.
Yazdığı kitaplarla ülkemizdeki ekonomi literatürünün gelişmesine önemli katkılar yapan Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetildiği dönemde Sefalet Endeksi’nin nasıl geliştiğini gösteren bir tablo yayınladı kendi blogunda.
Sefalet Endeksi enflasyon oranı, işsizlik oranı, 10 yıllık tahvil faizi ve GSYH büyüme hızının seyri izlenerek hazırlanıyor. Eğilmez’in hesaplamasına göre Sefalet Endeksi şöyle bir gelişme göstermiş 2017-2023 döneminde:
2017: 26.8, 2018:47.3, 2020:37.8, 2021: 60.7, 2022: 78.2, 2023: 93.9. Gerçekten de imrenilecek bir başarı(!) söz konusu.
Baş rolde enflasyon var
Söz konusu dört değişken içinde Sefalet’e en önemli katkı enflasyon oranından geliyor. 2017’de %11.9, 2018’de %20.3, 2020’de %14.6, 2021’de %36.1, 2022’de % 64.27, 2023’de %64.77.
‘Tek Adam’ rejiminin Türkiye’yi nasıl ihya ettiği ortada. Şimdi biz Amerika’daki trilyonerlerden Türkiye’ye akacak paraları beklerken bunları yazmanın alemi var mıydı bilmiyorum ama birilerinin de bunları hatırlatması lazım galiba.
Not – Ben dün yazımı gazeteye gönderdikten sonra Mehmet Şimşek’in ABD’ye gitmekten vazgeçtiği ve trilyon dolarlık toplantıya online katılacağı haberi yayıldı ortalığa. Hiçbir bilgim yok bu konuda.