Türkiye’nin yıllık yaklaşık 8 milyon ton kağıt ihtiyacı bulunuyor. Ülkemizdeki klasik kağıt üretimi ise yaklaşık 2.7 milyon ton. Yıllık 5 milyon tonu bulan kağıt ithalatı, enerjiden sonra en fazla ithalat kalemi olarak öne çıkıyor. Maden Sorunları ve Çözümleri Derneği Başkan Vekili Avukat Yasemin Bal’a göre çözüm ‘taştan kağıt üretimi.’ Bal, atıl maden ocaklarını kapsayan proje ile yıllık 500 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilebileceğini söylüyor. Bal ile bu proje hakkında konuştuk:
Taş kâğıdın en önemli özelliği doğada kendi kendine yok olabilmesi
“Bir süredir maden, enerji, inşaat gibi alanlarda kalkınma planları doğrultusunda oluşan eksiklikleri ve ithalatın sebebiyet verdiği açıkları kapatacağımız çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyoruz. Uzman olduğum maden hukuku ve madencilerin teknik bilgileri kapsamında değerlendirmeler yapıldı. Yaklaşık 15 ay süren değişik disiplinlerde görev yapan arkadaşlarımızla birlikte fizibilite raporu oluşturduk. Yeni bir maden veya taş ocağı açılmasına da gerek duymadan Türkiye’nin çok önemli bir yüzdesi kâğıt üretecek hammaddenin yataklarını oluşturuyor. İstanbul’da, Afyonkarahisar’da ve Mersin’de Türkiye’nin yılda 500 bin ton kâğıt üretebileceği atık taşlar şehrin içinde vahşi depolama metodu ile duruyor.
Afyonkarahisar’ın her yerinde maden atıklarına rastlamak mümkün. Devlet bu atıklara çözüm üretmek için uğraşıyor. Yapmış olduğumuz çalışma ile sadece taştan kâğıt üreterek ekonomiye katkı sağlamak değil aynı zamanda başarılı ve çözümsüz duran atık yönetimine de olumlu etkide bulunmayı amaçladık. Biz sürdürülebilirlik ve çevre yönetimi üzerinden uzmanı olduğumuz alanda en iyi çözüm olarak taştan kâğıdı gördük. Çıkış noktamız ise; iyi bir atık yönetimi, kaynakların kullanımı, iyi bir üretim sürecinin oluşturduğu olumsuzlukları bertaraf etme, ihracattaki açığı azaltma, ihracata yönelik ve ihtiyaçlara doğru cevap verme oldu. İki bantlı bir üretim ile yaklaşık 20 bin ton kâğıt üretiliyor. Elde edilen bu üretimi etiket sektöründe kullanabilirsiniz. Yani giysilerimizdeki ya da bütün satışa arz edilmiş ürünlerin üzerindeki etiketleri taş kâğıttan yapabilirsiniz. Taş kâğıdın en önemli özelliği doğada kendi kendine yok olabilmesi.”
Kanada, parasını taş kâğıttan yapıyor
“Bu işin farkına varan ülkeler var. Kanada’nın şu anda tedavüldeki parası taş kâğıttan yapılıyor. Üstelik taş kâğıt mikrop toplama yetkinliği olan bir ürün değil. Pandemi ile birlikte ambalaj sektörü yükseldi. Sadece Türkiye’de işlem sayısı 2019 yılında 1,5 milyar adet iken, bugün 7 milyar adet olmuş durumda. Sadece e-ticarette taştan üretilen kağıt kullanılması bile maliyet ve kâğıt atık seviyesini çok önemli düzeyde azaltacak.Ülkemizde endüstriyel orman yok. Bir ton kâğıt üretmek için 20 tane ağaç keseceğiz ya da ithal edeceğiz. Başka çaresi yok.”
Bir sayfa A4 kâğıdına 10 litre temiz su harcama hakkımız yok
“Paris İklim Anlaşması’nın orman ürünlerine ilişkin olan kota ile karşı karşıyayız. Aynı zamanda klasik kâğıdın yapıldığı selüloz hamur üretimi, kâğıt prosesinin kurutma işlemi var. Kurutma aşamasında ise bir A4 sayfası yapımı için 10 litre içme suyunu kirletiyoruz. Bu kirlettiğimiz içme suyu yeterli arıtım yapılmadan doğaya yeniden karışıyor. Dolayısıyla temiz su kaynağını da kirletmiş oluyoruz. Kirletilen suyun geri dönüşümünün maliyeti ise üretip sattığınız kâğıttan elde ettiğiniz gelirin 10 katı. Dünya Tarım Örgütü geçen yıl ‘su yılı’ ilan etti. En yaygın yanlış bildiğimiz bilgilerden biri; Türkiye’nin su cenneti olduğu. Türkiye 2050 yılında su kriziyle burun buruna gelecek ve susuzlukla yüzleşecek. Çocuklarımız ve sürdürülebilir insanlık nesli için bir sayfa A4 kâğıdına 10 litre temiz su harcama hakkımız yok. Su zengini değiliz, ağaç kesme lüksümüz yok. Ülkemizin yüzde 70’i taş kâğıt üretmeye müsait, buna yoğunlaşmalıyız.”
Kağıt üretimi fosil yakıt ile gerçekleşiyor
“Kağıt üretiminin önemli bir bölümü fosil yakıt ile gerçekleşiyor. Taş kâğıt üretirken ise üretim aşamasında kullanılan elektrik sarfiyatının yüzde 40’ında tasarruf sağlıyoruz. Dolayısıyla ürün maliyeti de düşüyor. Hammaddenin zaten maliyeti yok. Afyonkarahisar’da hem mermer yatakları çok yoğun hem de bölgede ciddi bir işsizlik söz konusu. Bu yüzden orayı yatırım bölgesi olarak belirledik. Gıda endüstrisine yönelik yıllık 300 bin ton üretim hedefl edik. Yatırım miktarı, üretmek istediğiniz ürün ve pazar ve hedefinize bağlı. İki bant ile etiket üreterek tekstilin yoğun olduğu bölgelerde 20 bin ton satabilirsiniz veya 5 bant ile 50 bin ton üretip tıp sektöründe kullanılan enjektörlerin muhafaza edildiği kutuları, tek kullanımlık yatak örtülerini, galoşları satabilirsiniz. Her yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın kâğıt tüketimi 100 bin ton. Devlet malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir üretim de planlayabilirsiniz."
Yıkılmış binanın duvarından kağıt yapabilirsiniz
“Taştan kağıt üretimi için bir taş ocağı açarak oradan taş çıkarmamız gerekmiyor. Hammaddeyi yıkılan binalardan da bulabiliriz. Kentsel dönüşüm sürecindeki yıkılan binaların duvarlarındaki karstik yapıyı ayrıştırıp, kâğıda dönüştürebilirsiniz. Deprem felaketinden kalan devasal atıkları kullanabilirsiniz. Yıkılmış bir binanın duvarından kâğıt yaparsınız, ayrıştırdığınız çimentoyu da kompozit bir yapıya çevirerek gübreye dönüştürebilirsiniz. Ortada inşaat atığı kalmaz. Gübre olur topraklarımızı besler, kâğıt olur zihinlerimizi besler. Bakış açımızı, tüketilmişi yeniden katma değerli bir ürün haline getirmeye odaklamalıyız.”
Taş kağıtta en büyük sorun NACE kodunun olmaması
“Taş kâğıtta asıl sorun ise üretimi ihracat edecek NACE kodunun olmaması. Taş kâğıdı ithal ederken dahi,17 ile başlayan klasik kâğıt ve kâğıt ürünleri olarak ithal ediyoruz. Biz hangi NACE kodlarının gelebileceğine dair çalışma yaptık, bakanlığa sunduk. Taş kâğıt en çok Avrupa ülkelerinde tüketiliyor. En çok üreten ise Çin, Tayland ve İran. Avrupa Birliği tek kullanımlık plastiği yasakladı. Pazar araştırması yaparken Türkiye’de çok büyük faaliyet gösteren kahve satıcıları ile görüştük. Ürün tüketimi için verilen kâğıt bardağın üzerinde ince bir selüloz bulunuyor ve içerisine sıcak ürün konuluyor. O plastik eriyor, içeceğe karışıyor. Hepimiz her yıl bir kredi kartı kadar plastik yutuyoruz. 50 bin ton üretim yapan bir tesis kurarak ve sadece zincir çay-kahve satışı gerçekleştiren firmalara bardak üretim yapsak yeter. Bunun ihracatı için alıcısı da hazır.”