Tam da Karabağ sorunun çözülmesinin ardından Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşme başlar beklentisi ortaya çıkmıştı ki, devreye İran girdi.
Kafkasya’daki gerginliğin görünür yüzünde “ticaret krizi” var; Ama işin aslı başka. Bölge, Türkiye-İran-Azerbaycan-Ermenistan dörtgeninde üstü kapalı güç savaşı yaşıyor. Kafkasya’daki etkinliği artırmak üzerine kurulu bu itiş-kakışın bir ucundan da İsrail’in gölgesi ortaya çıkıyor.
Gerginliğin görünen yüzü bir ticaret meselesi;
İran’ı Ermenistan’a bağlayan karayolu Dağlık Karabağ’dan geçiyor. Bölge Ermeni işgali altındayken, bu yol Ermenistan’ın can damarlarından biri halindeydi. 2020 Kasım ayındaki savaşı Azerbaycan'ın kazanmasının ardından, yolun büyük kısmı bu ülkenin kontrolüne geçti. Nitekim gerginlik de Azerbaycan’ın, Ermenistan’a yük taşıyan İran kamyonlarını durdurması, “yasadışı yük taşıdıkları” gerekçesiyle sürücülerini gözaltına almasıyla çıktı.
ASKERİ TATBİKATLAR; KARŞILIKLI GÜÇ GÖSTERİSİ
Ancak bir de işin arka planı var. Kafkasya, son birkaç aydır askeri tatbikatlara sahne oluyor. Türkiye’nin Azerbaycan’la bölgede yaptığı askeri tatbikatı, Türkiye-Azerbaycan-Pakistan üçlü tatbikatı izledi. İran da buna karşılık, tam da Azerbaycan sınırında büyük bir tatbikat gerçekleştirdi.
Hem tatbikatlar, hem de yaşanan yol/ticaret krizi, bölgenin hareketlenmesine neden oldu.
İran hava sahasını Azerbaycan’ın ticari olmayan uçaklarına kapattı. Azerbaycan yönetimi de bunun üzerine Bakü’deki İran Enstitüsünün faaliyetlerine COVID-19 önlemlerini gerekçe göstererek son verdi.
İSRAİL BOYUTU
Yaşanan gerginliğin bir de pek öne çıkmayan İran-İsrail düşmanlığı boyutu var; İran, Azerbaycan topraklarına İsrail askeri güçlerinin yerleştirildiğini iddia etti. İddianın ardında Azerbaycan’ın uzun süredir İsrail’le özellikle insansız hava araçları konusunda yapmakta olduğu işbirliği bulunuyor. Azerbaycan topraklarında İsrail askeri gücü bulunmadığını açıklasa da, İsrail’in Azerbaycan üzerinden İran hakkında istihbarat topladığına ilişkin uzun süredir dünya basınında yazılıp çizilen iddialar havada kaldı.
Gerginlik diplomasi alanına da sıçradı; İran Dışişleri Bakanı, kendi “cephesini” tahkim etmek için Ermenistan ve Rusya’ya acil ziyaretler yaptı.
Bunun üzerine İsrail hükümeti de hareketlendi; Başbakan Bennett geçen hafta Rusya Lideri Vladimir Putin’le telefonla görüştü ve iki lider bu ay içinde Moskova’da yüz yüze görüşmeye karar verdi. İsrail Dışişleri Bakanı Lapid’in ise Erivan’a gideceği açıklandı. Belli ki İsrail, Kafkasya’da İran’ın “cephe genişletme” harekatına karşı önlem almaya çalışıyor.
TÜRKİYE’Yİ DE ETKİLEYECEK
Kafkasya’daki gerginlik Türkiye’yi de etkileyecek pek çok unsur barındırıyor;
-
Ankara-Tahran gerginliği kapıda;
Bölgede potansiyel rakip olarak görünen Ankara ve Tahran arasındaki ilişkiler bugüne kadar çok büyük bir gerginlik yaşanmadan yürütüldü. Ancak Türkiye’nin, Azerbaycan’ın en büyük destekçisi olduğu düşünüldüğünde, Bakü-Tahran gerginliğinden Ankara’nın da etkilenmesi kaçınılmaz.
Nitekim Tahran da kullandığı üslupla Ankara’yı karşı cepheye koyma eğilimi gösteriyor; İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Azerbaycan’ı hedef aldığı ve “Bölgeyi teröristler ve Siyonistlerle doldurdular” açıklamasının “Siyonist” kısmı İsrail’i işaret ederken, “terörist” kısmının Karabağ’a Suriye’den paralı asker taşıdığı yazılıp çizilen Türkiye’yi hedef aldığı açık.
-
İsrail’le ilişkilerde yumuşama beklentisi
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, İsrail ile Türkiye arasında arabuluculuk yapmayı önerdiği sır değil. Tahran’la Ankara arasındaki soğuk rüzgarların, İsrail’le ilişkilerde normalleşmeyi kolaylaştırması mümkün. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in yeni seçilen Cumhurbaşkanı’nı telefonla araması da Ankara’nın bu yola girdiğinin işareti.
-
Nahçıvan-Azerbaycan yolunun akıbeti;
Ankara’nın çok istediği, Nahçivan’ı Azerbaycan’a, Türkiye’yi ise doğrudan Orta Asya’ya bağlayacak olan -Ermenistan topraklarından geçen- kara/demiryolu projesinin yeniden tozlu raflara dönmesi ise büyük ihtimal. Azerbaycan-İran gerginliğinin karayolu üzerinden baş vermesi, aslında Tahran yönetiminin Azerbaycan-Ermenistan savaşı nedeniyle bölgede kazandığı “transit ülke” ayrıcalığını kaybetme endişesiyle de bağlantılı.
Kafkasya’daki gerginlik, Türkiye’nin ehil diplomasi kadrolarına ne kadar ihtiyacı olduğunun da göstergesi aslında;
Son dönemde AK Parti hükümetlerinin her dış sorunu askeri güç kullanarak çözme eğiliminin geri plana attığı diplomatları ve diplomasiyi öne çıkarma zamanı geldi de geçiyor bile…