Kafkaslar'da dengeler yeniden değişti. Azerbaycan resmen kendi toprağı olan Dağlık Karabağ'ın kontrolünü tümden ele geçirdi.
Bakü yönetiminin 30 yıldan fazladır beklediği zaferin gelmesinde pek çok etken söz konusu. En önemli etkenin, Türkiye'nin verdiği kayıtsız-şartsız destek olduğunu vurgulamak gerek; Azerbaycan, Türkiye'nin hem askeri, hem de siyasi desteğini arkasına alarak 2020 yılında önce Karabağ etrafındaki işgal altındaki topraklarını kurtardı. Geçen hafta da başlatılan bir "terörle mücadele" operasyonuyla, resmen Azerbaycan içinde yer alan Karabağ'daki Ermeni silahlı güçleri teslim olmaya zorladı.
Paşiyan yüzünü Batı'ya döndü; Rusya "cezalandırdı"
Azerbaycan'ın zaferinde Ermenistan'da yaşanan iç siyasi gelişmelerin de etkisi büyük;
Rusya ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile birlikte Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) tarafı olan Ermenistan, bu ayın başında ABD ile askeri ortak askeri tatbikata girişti. KGAÖ'nün Rusya'nın liderliğindeki NATO benzeri bir askeri yapılanma olduğu düşünüldüğünde, bu askeri harekatı doğrudan Moskova'ya karşı duruş olarak nitelenebilir. Paşinyan bununla da kalmadı; Rusya'nın savaşta olduğu Ukrayna'ya "insani dayanışma" adı altında bizzat eşini gönderdi. Bitmedi; Ermenistan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı yetkisini kabul etmek üzere yasal düzenleme yapacağını kamuoyuna duyurdu. Ceza Mahkemesi'nin Ukrayna savaşındaki "savaş suçları" nedeniyle Rus Lider Putin hakkında "yakalama kararı" çıkardığı düşünüldüğünde, Erivan'ın bu adımının da Moskova'da "düşmanca tavır" olarak algılanması kaçınılmaz.
Durum böyle olunca, Rusya Azerbaycan'ın Karabağ'da düzenlediği operasyona, "orası resmen Azerbaycan toprağı" diyerek ses çıkarmadı. Olan, 30 yıldır "bağımsızlık" oyunu oynayan, bir gün Ermenistan'la birleşme hayali kuran Karabağ Ermenileri'ne oldu. Ruslar'ın sessizliğinin altında, Ermenistan'ın karışması var gibi; Karabağ'ın "kaybedilmesinin" yaratacağı kızgınlığın, Başbakan Paşinyan'ın siyaseten sonunu getirmesi ihtimali var. Yıllar önce de Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile uzlaşma yoluna giren eski Cumhurbaşkanlarından Levon Ter Petrosyan, Erivan'da çıkan iç karmaşa sonunda istifa etmek zorunda kalmıştı. Erivan'daki iç gelişmelerin önümüzdeki dönemde oldukça kaotik olacağını tahmin etmek güç değil.
Sırada ne var?
Azerbaycan'ın tüm toprakları üzerinde hakimiyet kurmasının ardından Karabağ'daki Ermeni nüfusun "statüsü" üzerine yoğunlaşacak müzakerelerin başlayacağı aşikar. Bununla eş zamanlı olarak, Azerbaycan'ın diğer bölümü ile toprak bağlantısı olmayan Nahçivan konusunun da öne çıkması muhtemel. Nahçıvan ile Azerbaycan'ın diğer bölümü arasında bir koridor halinde, Ermenistan toprağı olan Zenzegur bölgesi yer alıyor.
Azerbaycan'ın 2020 yılında Karabağ'ın etrafındaki işgal edilmiş topraklarını kurtardığı çatışmaların ardından varılan ateşkeste, Zenzegur üzerinden Nahçivan'ı Azerbaycan'ın diğer bölümüyle bağlayacak bir ulaştırma koridoru kurulması üzerinde uzlaşma sağlanmıştı. Ancak bu koridorun, Ermenistan'ı Dağlık Karabağ'a bağlayacak Laçin koridoruna karşılık olması şartı vardı. Şimdi Azerbaycan'ın Laçin dahil, tüm Karabağ'ı kontrol altına almasıyla birlikte, Zenzegur koridorunun akıbeti de soru işaretine dönüştü.
Zenzegur koridoru, Nahçivan üzerinden Türkiye'yi tüm Orta Asya'ya kara ve tren yoluyla bağlayacağı için Ankara açısından da büyük önem taşıyordu. Bu koridora en çok karşı olan ise, Kafkasya'daki etkinliğini kaybedeceğinden endişe eden İran'dı.
Nitekim, Azerbaycan'ın Karabağ operasyonu öncesinde kuzey sınırına askeri sığınak yapan İran'ın, yaşananlar karşısında sessizliğinin nedenini de Zenzegur koridorunun "başka bahara kalma" ihtimalinin büyük olmasında aramak mümkün.
Tabii Karabağ meselesinin Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından, sıra Türkiye ile Ermenistan arasındaki soğukluğun giderilmesine de gelebilir. Ancak bakalım Paşinyan'ın siyasi ömrü buna yetebilecek mi? Kafkasya'da taşlar yeniden yerinden oynadı. Gerisi mutlaka gelir...