Dünya tarihi, krizler tarihidir aynı zamanda… Sorun, bu krizleri hangi maliyetle yönettiğimizdir. Zaman, insan, kaynak maliyetini en aza indirebiliyorsak, başarılı kriz yönetiminden söz edebiliriz.
Şimdilerde Korona dünya gündeminin baş aktörü… Temizlik imandan gelir deriz ama görünen o ki Korona’dan geliverdi. Misal elimizi daha sık yıkar olduk, sarılmak yerine uzaktan selamlaşıverdik.
StratejiCO; Koronavirüs Sosyal Medya Algı Araştırması’nda krizin toplumda nasıl algılandığını ortaya koyuyor ve kriz sürecini yöneteceklere hayati veriler sunuyor. Öncelikle sürecin yönetiminde iyiyiz. Burada Bakan Dr. Fahrettin Koca’nın dirayeti açık ara belirginleşiyor.
Hijyen ve fiziksel sınırlamanın önemi üzerinden Türkiye’de birlik beraberlik sağlayabilmişiz. Öyle ki Korona fırsatçıları söylemlerini etkisiz kılmış, yıkıcı mesajları göz ardı edebilmişiz. Devletin kurumlarına güven ve itibar artışı sağlanmış, diğer ülkelere örnek oluşturduğumuz algılanmış.
Araştırma; önerilen resmi tedbirlere uyulması halinde virüsün yayılmayacağı kanaatini ortaya çıkarmış. Panik yerine hijyen duyarlılığı artmış, dışarı çıkma, kafe, AVM, konser tiyatro gibi kalabalık yerlerin riski topluma iyi anlatılmış.
StratejiCo’nun kurucusu Selim Oktar; “endişeye mahal vermeden önlem almak kriz yöneticisinin en önemli maharetidir” diyor ve ekliyor; “Bakan bunu şu ana kadar iyi yönetti.” Ancak şirketlerin sürece yaklaşımı da önemli… Kısaca kafasını değiştirmeyenin kafası kopacak.
KORONA’NIN UBER’İ OLDUK
StratejiCo Sosyal Medya Algı Araştırması gösteriyor ki virüse karşı önerilen tedbirlere uyulması halinde halk, virüsün yayılmasının önüne geçilebileceğine inanıyor.
Ancak sorun şu ki virüs değil, bizler çok fazla dolaşıyoruz ve virüsün yayılmasındaki en büyük riskin gezmek tozmak olduğudur. Özetle durduk yerde Koronavirüs’e UBER hizmeti vermenin, onu sağa sola taşımanın gereği yok…