Sürdürülebilir büyümenin kilit noktalarından birinin istihdam olduğunu ve bu kilidi açacak en önemli anahtarın ise kadınlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunu bilmeliyiz. Kadınlar sadece anne ve ev bakımından sorumlu, kendine çizilen sınırlar içinde yaşamak zorunda olan kişiler değildir. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren kadınlara verilen hakları sayesinde çok sayıda kadın; bilim, matematik, mühendislik, fen ve teknoloji gibi alanlarda çalışmaya ve üretmeye başladı. Değişime ayak uydurmak yetmiyor. Dönüşümün parçası ve hatta öncüsü olmak gerekiyor. Kadınlar; kararlılıkları, cesaretleri, güçlü duruşları ile öncelikle ailelerini, sonra işlerini, şehirlerini, bölgeyi ve ülkeyi ayağa kaldırabilirler. Kadınlar dahil oldukları süreçlerde verimliliği ve üretkenliği artırdıkları için sahiplenilmeli. Tam da bunun için kadınlar çalışmalı. Üreten, gelişen ve yenilenen toplumu çok yönlü desteklemek için kadın güçlü ve paydaş kılınmalı. Kadının iş dünyasında varlık göstermesinin ekonomik katkıları ülkemiz için çok değerli. Biz ‘bu dahi yetmez’ diyoruz. Kadınlar iş dünyasında yönetici, girişimci ve üretici konumda olmalı, iş hayatında aktif rol almalı. Kadın girişimcilerin varlığının artması adına daha fazla çaba gösterilmeli, kadını geliştirmeyi hedefleyen uygulamalara ağırlık verilmeli. Kadınlar bir araya gelerek güç birliği yaparak gençlere örnek olup, sosyal ve ekonomik modeller oluşturabilir. Bu konuda biz kadınlara büyük sorumluluk düşüyor. Gençlerin önünü açma, vizyon sahibi olma konusunda doğru yol gösterici olmalıyız. Kadınlarla ilgili konuların sadece yaklaşan seçim dönemlerinde ya da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gündeme gelip sonra unutulmaması için hepimize önemli görevler düşmüyor mu? Dünya genelinde kadınların eşit ekonomik fırsatlara sahip olmasını sağlamak için hemcinslerimizin önünü açarak güncel olan bilgileri ve gelişmeleri takip etmeliyiz. Biz kadınlar kendilerini doğru yetiştirdikleri sürece önümüzde dağ olsa duramaz.
Ne üzücü ki 2024 yılının mart ayında sizlere seslenmeme rağmen kadına karşı şiddet vakaları hala yükselmeye devam ediyor. Üstelik veriler gösteriyor ki toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artması da maalesef ülkemizdeki kadınların katledilmesinin önüne geçemiyor. Türkiye’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) raporuna göre, 2023’te 315 kadın, erkekler tarafından öldürüldü, 248 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Rakamlara yansıyan bu gerçekler kadın katlının, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında da devam ettiğini gösteriyor. Kadınlar ölümle değil başarılarıyla anılmayı hak ediyor.