Olağanüstü fırsatlarla karşılaşmak ne kadar ender ve kıymetliyse onları ıskalamak da bir o kadar yakıcı. Gelin bunu Google’dan Apple’a, Beatles’dan Edison’a örneklerle somutlaştıralım.
SATINALMA: 1999’da iki genç yazılımcı internet araması programlarını internet portalı Excite’a satmaya çalıştı. İstedikleri fiyat 750 bin doları Excite çok buldu. Şirketleri biraz daha büyüyünce bu kez Yahoo’nun kapısını çaldılar. Artık 1 milyon dolar istiyorlardı. Gene olmadı. İki genç yazılımcının 1 milyon dolara alıcı bulmayan şirketi Google, bugün bu miktarın yaklaşık 2 milyon katı (1.9 trilyon dolar) değerde.
SATIŞ: İş hayatına yeni başladığımda, bünyesinde Warner Bros, CNN ve Time gibi büyük medya markalarını içeren Time Warner’ın internet servis sağlayıcısı AOL’ye satışı müthiş gelmişti. Bir ‘yeni ekonomi’ şirketi, yüksek piyasa değerlemesi sayesinde bir geleneksel medya devini satın alıyordu. Kısmen hisse değiş tokuşuyla gerçekleşen bu birleşmeden sonra şirketin değeri onda birine düştü. AOL hissedarları yüksek değerlemeyle ‘gerçek varlıklara’ sahip olurken Time Warner hissedarları sahip olduklarının ciddi kısmını internet köpüğüne kurban vermişti.
DEVAM: Sizce bugün 2.4 trilyon dolarlık piyasa değerine sahip dünyanın en değerli şirketi Apple’ın üç kurucusundan biri yüzde 10’luk hissesini kaça satmıştır? Cevap: 2,300 dolar (mevcut toplam değerin milyarda biri). Steve Jobs ve Steve Wozniak ile yola çıkan Ronald Wayne, Apple kredi almaya başlayınca borca batan eski girişimini hatırlayıp ortaklıktan çıkmış.
TAKIM: 1962 yılının ilk günü dört İngiliz müzisyen Decca Plak’ın seçmesine gittiler. ‘Gitar gruplarının geleceği olmadığı’ için red edilince herhalde üzülmüşlerdir. Ancak dörtlü ilerleyen yıllarda 600 milyon’un üzerinde albüm sattığında Decca yetkililerinin daha çok üzüldüğünü tahmin ediyorum. Zira beğenmedikleri grubun ismi: The Beatles.
FİKİR: 19. yüzyıla gidelim. Alexander Graham Bell sesi tel üzerinden iletmeyi başarınca her kasabada mekanı olan Western Union’a gitti. ‘Amerika’da her şehre telefon çekmek için 100 bin dolar istiyorum.’ talebi ‘saçma’ bulundu. O günlerde bir İngiliz hükümet raporu da Thomas Edison’un ilettiği ampulü ‘Amerikalı dostlarımız için ilginç, ama pratik ve bilimsel insanların ilgisini çekecek birşey değil’ diye değerlendiriyordu.
Beyzbol efsanesi Yogi Berra'nın sözünü hatırda tutmalıyız: 'Tahmin yapmak zordur, hele de geleceğe dairse!’. Bugünden geçmişe dair keskin yargılarda bulunmak kibirli bir hareket olur.
Ancak, büyük fırsatları kaçırmamak adına bazı dersler alabiliriz: muhatabımızın olağanüstü olup olmadığını tartmak (Google), elimizdeki değer konusunda net bir görüşümüz olması (AOL-Time Warner), eski tecrübeleri filtreden geçirmeden bugüne pusula yapmamak (Apple), kategorik reddiyede bulunmamak (Beatles) ve fikre hürmet etmek (Bell, Edison).
Hepimize kolay gelsin!