30 ARALIK 2014, Mekke… Wittour’un patronu ilahiyat doktoru Erkan Aydın’ın rehberliğinde “yılbaşı umresi”ndeyiz.
O gün Atatürk Havalimanı’nda ihrama girmiş, Cidde’ye inip, oradan karayoluyla Mekke’ye geçip resmi umremizi tamamlamıştık. İhramdan çıktıktan sonra otelde dinlenirken EYG Gayrimenkul’ün kurucusu, o günlerin KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik fotoğraf ve mesaj gönderdi:
- Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile birlikte Kabe’nin çevresindeki revakların kubbesine birer tuğla koyduk. Artık Kabe’nin yanıbaşında bizim de birer tuğlamız var.
Bu şansı nasıl yakaladıklarını anlattı:
- Revakların restorasyonunu Gürsoy Grup yapıyor. Müzdelife’de kurdukları atölyede restorasyonu tamamlayıp, montaja başlamışlar. Abdurrahman Gürsoy’la birlikte inşaat sahasını gezdik. Birer tuğla koymak da kısmet oldu.
Önce fotoğrafı kullanmak için Ömer Faruk Çelik’ten izin istedim:
- Kabe’nin yanıbaşına tuğla koymak herkese nasip olmaz. Fotoğrafı ve öyküsünü köşemde kullanmak isterim.
Sonra şansımı denemek aklıma geldi:
- Ben de gidip inşaatı gezsem. Belki kısmet olur ben de tuğla koyma fırsatı yakalarım.
Çelik, bunun üzerine Gürsoy Grup CEO’su Abdurrahman Gürsoy’la görüştü. Şartlı izin çıktı:
- Şantiyedeki arkadaşlarımız inşaatı gezdirecekler. Yalnız, gazetede yazmak, fotoğraf kullanmak yok.
Hocamız Erkan Aydın ve iş insanı Coşkun Ergun’la ertesi sabah soluğu Gürsoy Grup’un şantiyesinde aldık. İnşaatı gezdik, müezzin mahfilinin kubbesine birer tuğla koyduk, fotoğraf da çektik. Kabe’nin yanıbaşına kalıcı iz bırakmanın iç huzurunu yaşadık.
Derken mart ayı başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan seyahatini izleyen Akif Beki’nin 4 Mart 2015 tarihli Hürriyet’teki yazısını okudum.
Gürsoy Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gürsoy eşliğinde Yalçın Akdoğan ve Mücahit Aslan’la birlikte şantiyeyi gezip, revakların kubbesine tuğla koymuşlardı. Beki, köşesinde fotoğrafa da yer vermişti.
Ömer Faruk Çelik’i aradım:
- Abdurrahman Gürsoy’a söz vermiştim. Sözümü tuttum, bugüne kadar yazmadım, fotoğrafı da kullanmadım. Ancak, Akif Beki’nin yazısı benim için de kapıyı açmış oldu değil mi?
2015 yılı Kurban Bayramı’nda revakların kubbesine tuğla koyarken çekilmiş fotoğrafımı kullanıp, öyküyü de yazdım.
Daha sonra karşılaştığımızda Abdurrahman Gürsoy takıldı:
- Hani yazmamaya söz vermiştin. Hem yazdın, hem fotoğrafını da kullandın.
Savunmaya geçtim:
- Ben sözümü tuttum. Akif Beki yazıp, fotoğraf da yayınlayınca, ben de yazabileceğimi düşündüm.
Abdurrahman Gürsoy, Akif Beki’nin durumunun farklı olduğunu vurguladı:
- O Bakanlarla birlikte idi. Ona “Yazma” deme şansımız yoktu.
Geçen hafta Ömer Faruk Çelik’le sohbet ederken Abdurrahman Gürsoy’un vefatını gecikmeli olarak öğrendim.
Abdurrahman Gürsoy’a Allah’tan rahmet diliyorum.
O’nun sayesinde Kabe’nin yanıbaşında, müezzin mahfilinin kubbesinde bir tuğlam var.
Mekanı cennet olsun…
Brezilya’da kaptanımız için tahliye kararı çıktı uçağımız da iade edilir
ACM Air Charter’ın patronun Şeyhmuz Özkan önce mesaj gönderdi:
- Brezilya’da mahkeme kaptanımız Veli Demir’in serbest bırakılmasına karar verdi.
Ardından aradı:
- Uçağımıza Brezilya’da el konulup, mahkeme kararı ile emniyet teşkilatının kullanımına verileceğini yazan çok oldu. Kaptanımızın tahliyesini pek yazan olmadı.
Özal döneminde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların kullanımında olan ATA ve GAP uçaklarını Affan Yatırım Holding satın almış, ACM Air Charter’la işletmeye başlamıştı.
Uçakların alım ve bakım harcamaları şöyle gerçekleşmişti:
Eski ATA uçağı: 2 milyon 050 bin dolara alındı. Ayrıca 4.5 milyon dolar masraf edildi. Adı artık TC-GVA.
Eski GAP uçağı: 1 milyon 450 bin dolara alındı. Ayrıca 5 milyon dolar masraf edildi. Adı artık TC-GVB.
Ağustos ayı başında Airporthaber.com sitesinde bir haber yer aldı:
- Eski Başbakanlık uçağında onlarca valiz kokain…
Haberin ayrıntısı şöyleydi:
- Malaga’dan (İspanya) hareket eden TC-GVA kuyruk tescilli Gulfstream IV tipi uçak, Brezilya’nın Ceara eyaletinde Fortaleza’ya indi. Gümrük muhafaza ekipleri valizlerde yüklü miktarda kokain yakalandı. Uçakta bulunan İspanyol yolcu gözaltına alındı.
Daha sonra haberin detayları başka kaynaklardan da yansıdı:
- Brezilya’nın Fortaleza Havaalanı’nda ACM Havayolları’na ait TC-GVA uçağında piyasa değeri 1 milyar liranın üzerinde olan 1 ton 304 kilo kokain yakalandı.
- Yolcu Gonzales Valdes ve pilot Veli Demir tutuklanarak cezaevine gönderildi.
- İkinci pilot, teknisyen ve kabin memuru serbest bırakıldı ve Türkiye’ye döndü.
Bunun üzerine Şeyhmuz Özkan’la konuşmuştum. Gonzales Valdes’in kendilerinden ilk kez uçak kiraladığını belirtmişti:
- Gonzales Valdes’i tanımıyoruz.
Uçağın olay öncesi seferleriyle ilgili bilgi vermişti:
- Aynı ekip İstanbul-Astana uçtu. Oradan yolcu alıp İzmir’e geçti. İzmir’den Riyad’a gitti. Riyad’dan Kraliyet Ailesi’nden yolcuları Malaga’ya götürdü. Malaga’dan da Brezilya’ya uçuş gerçekleşti.
Tutuklanan kaptanın kokain işinin içinde olmadığını savunmuştu:
- Eğer uçuş ekibiyle ilgili bir şüphe olsaydı diğer pilot, teknisyen ve hostesi bırakmazlardı.
Şeyhmuz Özkan, kaptan Veli Demir’in tahliye kararının yeni olduğunu bildirip ekledi:
- Tahliye işlemleri sürüyor. Kaptanımız Türkiye’ye dönecek.
Uçağın son durumunu sordum, anlattı:
- Evet, mahkeme “Sahibi, işletmecisi ACM Air suçlu bulunursa uçağa el konulup, emniyet teşkilatının kullanımına tahsis edilecek” kararı verdi. Ancak, şirketimizin bir suçunun olmadığı ortada. Yakında uçağımızla ilgili karar da kalkacak.
Mahkeme kararının kalkmasının ardından uçağın bakıma alınacağını kaydetti:
- Uçağımız ancak bakım sonrası Türkiye’ye gelebilecek.
Kaptanın tahliyesi, uçağın Türkiye’ye dönmesi, “Bir zamanlar adı ATA olan ve Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, bakanlara hizmet veren uçağın uyuşturucu trafiğine bulaşması”nın izlerini silmeye yetecek mi?