Türkiye’nin beşinci nesil jet muharip uçak projesi ilk uçuş testini yaptı. Millet olarak gurur duymamız gereken tarihi dönüm noktalardan. Dünyada 9 ülke savaş uçağı üretebiliyor. Çift motor, düşük görünürlük, sensör füzyonu, hava-hava ve havadan yere hâkimiyeti özelliklerinden dolayı Kaan, 5. nesil savaş uçağı olarak konumlanıyor. Aktif olarak 5. nesil uçağa sahip sadece üç ülke söz konusu: ABD, Rusya, Çin. Bunun yanında Japonya, Hindistan ve Pakistan’da yürüyen projeleri biliyoruz. Hülasa, ülke olarak savunma sanayisinde çok kritik bir aşamaya gelmemiz, altı çizilmesi gereken önemli bir başarı. Emeği geçen herkese takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Diğer taraftan söz konusu projenin gitmesi gereken daha uzun bir yolculuk var. Proje için 2010 yılında imzalar atılıyor. 2013 yılında kavramsal tasarımı tamamlanıyor. 14 yılda henüz test aşamasında geldik. Seri üretime ne zaman geçeceğini net olarak bilemiyoruz ama 2020 sonları olması tahmin ediliyor. Geliştirme ve üretim süreçlerinde TUSAŞ ana yükleniciliğinde Birleşik Krallık kuruluşu BAE Systems dahil pek çok firma ile iş birliği yapıldı. Başlarda Brezilya, Kore gibi ülkeler ile ortak yürütme süreçleri olmasına rağmen yollar ayrıldı ve Pakistan gibi ülkeler projeye dahil oldu.
Peki, Kaan ya da diğer adıyla TF-X inovasyon mudur?
Daha önce bu köşede sair kez yazdığım üzere, benim basit ve yalın inovasyon tanımı hatırlayalım: ekonomik değer yaratan yenilik. Ya da “gelir yaratan yenilik”. Kaan, kuşkusuz bir yenilik ama henüz ekonomik bir değer veya gelir söz konusu değil. An itibariyle Kaan’ın Ar-Ge süreçleri devam ediyor. İnovasyon diyebilmemiz için henüz erken bir aşamadayız. İnovasyonun tipik test fazındayız. Testler başarılı ile tamamlanırsa alınan sonuçlara göre nihai ürün aşamasına geçilecek. Akabinde seri üretime gerçekleşecek. Son kullanıcıya satışları yapıldığında inovasyon diyebiliriz. Bugün elimizde prototip bir ürün var. Yani inovasyonun nüvesi. Bu aşamaya başarılı bir Ar-Ge diyebiliriz elbette. TUSAŞ nihai ürünü seri olarak üretmeye ve diğer ülkelere satışlara başladığında inovasyon aşaması tamamlanacak. Burada çok kritik bir noktaya geldik. Daha önce belirtmiştim; savunma sanayisi, inovasyonun gri bölgesidir. Savunma projelerinde her zaman gelir üretmeyi beklemeyiz. Ana hedef, özel şirketlerde olduğu gibi gelir üretimi ya da karlılık değil ülke savunması ve askeri bağımsızlıktır. Dolayısıyla Kaan hiç gelir üretmese ve sadece ülke savunmasında başarıyla görev alsa dahi değeri eksilmez. Serbest piyasa koşullarında rekabet eden özel şirketlerin ürettiği yeni ürünler için aynı hükmü veremeyiz elbette.