Japon illüzyonist

Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Carlos Ghosn öncesinde ve sonrasında ciddi finansal tehlikelerle savaşan Nissan, Renault Grubu ile ittifakı devam etse de, aslında Fransızlardan uzaklaşmaya çalışan Japonya’nın 3’üncü ve dünyanın da 8’inci büyük otomotiv üreticisi…

Küresel marka bilinirliği, yelpazesindeki çok çeşitli ürünler, yeni teknolojileri uygulayabilmesi ve üretim yetenekleri gibi güçlü yönlerinin yanında belirli pazarlara bağımlılık, gelişmekte olan pazarlarda sınırlı varlığı, geri çağırma sorunları ve yüksek operasyonel maliyetler gibi zayıf yönleri olan Nissan, 2017’de 6 milyon adetlere yaklaşmıştı. Fakat şimdi küçülme politikalarına rağmen yine de yılda 3,5 milyon motorlu araç üretmeye devam ediyor. 10 yıl önce Kuzey Amerika’nın en çok araç üreten markası idi… 6 yıl öncesine kadar da dünyanın en büyük elektrikli otomobil üreticisiydi…

Datsun 240Z’ler, GT-R’lar, Nismo’lar ve Infiniti’ler derken; Nissan’ın Renault ile alyansı, ortak platform ve modellerin çoğalmasına de neden oldu…

38 yıllık Nissan İngiltere Sunderland tesislerinde 2007’den bu yana 4 milyon adede yakın üretilen Qashqai ise tümüyle Nissan tasarım ve mühendisliğinde, hafif SUV segmentinin yaratıcısı olarak, markanın en çok satılan modellerinden biri oldu ve diğer tüm otomobil üreticileri tarafından C segmenti kompakt CrossOver niteliklerinin standardı olarak kabul edildi.

Nissan şu anda net kârlılığına aşırı derecede önem verdiği için daha ekonomik versiyonlar yaratmaya çalışırken, büyük başarılara ulaşmış Qashqai modelini tüm modelleri arasında ayrıcalıklı tutuyor. Şimdi 3. neslinin yenilenen şeklini, büyük önem göstererek, en iddialı tasarım ve ulaştığı en yüksek teknik ile geliştirerek yollara çıkarıyor.

Her ne kadar Qashqai bir gerçek sert sürüş otomobili olmasa da, bu 3.5’uncu halinde de pratik, kullanışlı ve yumuşak karakteriyle herkese hitap edebiliyor. İlk bakışta çok daha pahalı gibi ve gözlerinizi kısarak baksanız bile eskisinden çok daha farklı görünmesine neden olan samuray zırhına benzetilmiş ultra modern ön yüzüyle yeni genel tasarımı, yeterince rahat ve minimum zorluk çıkaracak olması, amorf profilli Qashqai’ın bilindiği ve sevildiği boyut ve donanımı için makul değer sunmasının devam ettiğini düşündürüyor.

160 bini geçerek kendini kabul ettirdiğini ortaya koyan, seri hibrit e-Power aktarma organlarının, tekerlere tahriki tam elektrikli yapabilmesi, biz heyecan veren otomobil meraklıları için pek eğlenceli olmasa da, aracın tam elektrikli illüzyonu aslında oldukça ilginç… Pek çok insan, akıllı, uygun fiyatlı ve pratik ulaşım aracı isterken, dinamik sürüş veya heyecanı aslında pek umursamıyor. Fakat, e-Power'ın tam elektrikliye geçiş için bir basamak olduğu fikrini kabul etmediğimi söylemeliyim. Bu ilk nesil seri hibritlerin farklı bir uygulaması… Ancak, biraz daha premium görünen Qashqai’ı genel olarak iyi bir araç olarak değerlendirdiğimi de belirtmeliyim.

Özellikle iç mekanındaki Alcantara ön panel kaplaması, 360 derece kamera sistemi, Google’ın Nissan Connected sistemine dahil edilmiş olması ve yeni GSR2 kurallarına uyan bir dizi başka gelişmiş sürücü yardımı ekstraları, çok beğenilecektir. Bir arazi aracı olmasa da kameraların ön tekerleklere doğrudan görüş açısı sağladığı "şeffaf kaporta" özelliği gibi çok gerekli olmayan teknolojiler bile eklenmiş.

Bu yumuşak tarz ile Nissan, aileleri hedeflemeyi sürdürürken, otomotivin en yeni ve pahalı elektroniğini de yüklediği yenilenen Qashqai ile yeniden şapkadan tavşan çıkarıp kârlı kalabilecek mi, göreceğiz…

Yoksa bu, tam elektrikli Ariya ve yenilenecek Leaf için bile frene bastığı, toplamda küçüldüğü Avrupa pazarı için son kozu mu?

Tüm yazılarını göster