Mayıs ne güzeldir. Doğa yaza doğru coşkulu ilerlerken, gezegenimiz odaklı kutlanan günler mühimdir. İnanışa göre 5 Mayıs gecesi karada zorda kalanlara destek olan, bolluk getiren Hızır Peygamber ile suların koruyucusu İlyas Peygamber yan yana gelerek 6 Mayıs sabahı doğayı canlandırırlar. İki peygamberin isimlerinden türemiş kelime “Hıdırellez” için farklı gelenekler olsa da, hepsinin özünde doğaya bereket dilekleri sunulması, doğadan şifa ve mutluluk bekleme vardır. Bu sayfanın ve bu köşenin adındaki “Sürdürülebilir” kelimesine dayalı günümüz diline göre ise Hıdırellez, su ve kara ekosistemlerimiz ile biyoçeşitlilik önemini anlama, koruma ve doğanın bereketini bilmedir. Hıdırellez, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA)2 (Açlığa Son); SKA3 (Sağlık ve Kaliteli Yaşam; SKA14 (Sudaki Yaşam); SKA15 (Karasal Yaşam) temelinde insanın doğasından “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (SKA8)” talebi olup, tarım öne çıkar.
Doğamıza devasa bir biyorafineri başlığında bakarsak insanın, bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalarla uyumlu, doğasını bozmadan, iklimini değiştirmeden (SKA13-İklim Eylemi), Sorumlu Üretim ve Tüketim (SKA12) yapması gereği ortaya çıkar. Hem tüketici hem de üretici çiftçimizin ve hepimizin tarım için yapması gerekenler tartışılamaz önemlidir. Hıdırellez ardından 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile iki mühim BM günü gelir. 20 Mayıs Dünya Arı Günü ve 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü. Doğa biyorafinerisinde arı tozlaşmada özel görev yapar. Arılar, kelebekler, yarasalar, sinek kuşları ve diğer tozlayıcılar olmadan biyoçeşitlilik, ekosistem sağlığı ve gıda güvenliği risk altındadır. Çünkü tozlaşma ekosistemlerimiz yaşaması için temel süreçtir. Dünyamızda yabani çiçekli bitkilerin yüzde 90’ını tamamen veya kısmen, besin ham maddelerinin yüzde 75’inden fazlası tozlaşmaya bağlıdır. Arı türleri ve biyoçeşitlilik kaybolmakta. Bu yıl “Yaşam İçin Ortak Bir Gelecek inşa Edelim” diyerek, Dünya Biyoçeşitlilik Günü’nde, 2021’de başlayan BM Yenileme On Yılı hedefi için biyoçeşitliliğin sürdürülebilir kalkınma sorunlarının çoğunun çözümü için başlangıç olduğunu, doğamızla ilişkimizi gözden geçirmemiz gereğini vurgulayarak ilerliyoruz. Çünkü biyoçeşitliliğin sorunu varsa insanlığın sorunu daha büyüktür. Çok çalışmak gerek, çok. İTÜ Sürdürülebilirlik Ofisi çalışmalarımızda, tescilli yeşil yerleşkemizde biyoçeşitliliğimiz için uğraş veriyoruz. Bizim için gelişimimizde, hep daha iyisini yapma hedefimizde, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına eğitim, araştırma, endüstriyel hizmet akademik gücümüz ve gururumuz mezunlarımızla değer katmak öncelikli. 17 SKA için çalışıyor ve paydaş etkilerimizi artıyoruz. İTÜ’lüler hesaplar, ölçer, tasarlar, kıyaslar, raporlar, üretir ve bilginin sınırlarını genişletme ve uygulamaları ile toplumun ihtiyaçlarına cevap verme misyonu için uluslararası lider bir üniversite olma vizyonu için ilerler. Mühendislik unvanımızı iyiye kullanma, yurdumuza ve insanlığa yararlı olma yeminimiz bize doğamızı koruma ve sürdürülebilir kalkınmamıza mümkün en üst değer katma görevini de vermekte.
Yükseköğretim derecelendirmelerindeki konumlarımız ve mezun başarılarımız onur ve gururumuz. 1400 üniversitede SKA üzerine yapılan Times Higher Education (THE) araştırmasına göre İTÜ’müz genel sıralamada ülkemizde birinci olarak, Nitelikli Eğitim (SKA4) için 18., Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı (SKA9) için 20. olarak 2021’deki konumunu yukarıya taşıyarak, Temiz Su ve Sanitasyon (SKA6), İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (SKA8) ve Karasal Yaşam (SKA15) başlıklarında ilk 100'e girdi. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedefine mühim bir izdüşümü de İTÜ Sürekli Eğitim Merkezi Sürdürülebilir Kalkınma Sertifika Programı ile gerçekleştirmeye 10 Mayıs’ta başlıyoruz. İçeriği konusunun ilk ve teki olan programımızı kamu ve yerel yönetim mensuplarından, iş dünyası yöneticilerine dek uzanan geniş yelpazede, tüm paydaşlarımızda yüksek etki yaratma hedefimizle planladık. Buyurunuz. 2023’te 250. yılımızı kutlamak üzere arı gibi çalışırken, gezegenimiz için yaptıklarımız ve yapacaklarımız doğadaki arıların etkisi gibi güçlü olabilsin diye daha çok çalışmamız gerektiğini de iyi biliyoruz. Çünkü sürdürülebilirlik yönetimi hiç bitmez. Sürdürülebilirlik yönetimi daha iyi olma, mükemmele gidiş yoludur. Çevresel, sosyal göstergeler hep yükselmeli ve yönetişim hep daha nitelikli olmalıdır.