İTÜ’müzün arısı tarlaya kondu

Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

Tarla; yeşilin ortasında, mavinin yanında doğa ile ahenkli üstü açık bir fabrikadır. Tarlada yaşam; başta arılar gibi tozlaştırıcılar olmak üzere hayvanlar, mikroorganizmalar, bitkilerle doğadaki organize sanayi bölgesinde çiftçi bereketi ile sürer. Üretimin, fotosentezin mükemmel bir yaşam döngüsü vardır. Gezegenimizin su, azot ve karbon döngüsü tarlada güneşin depolanmasıyla besin zincirine hizmet eder. Toprak, tohum, gübre, tarım kimyasalları, su, elektrik ve motor yakıtı bitkisel üretimin girdileri, ürün ile atık ve artıklar görünen çıktılarıdır. Biyojenik karbon döngüsüne fosil kökenli karbon da tarlaya girer.

Tarlasında çiftçi, doğa ve insan kökenli afetlere (jeolojik, klimatik, biyolojik, sosyal ve teknolojik afetler) karşı koyarak ekonomik duruş mücadelesi verir. Bu duruşun ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Tohumdan hasada, hasattan sofraya süreç görünen ve görünmeyen etkileriyle ilerlerken, günümüzün üç acil sorunu olan biyoçeşitlilik, kirlilik ve iklime hem etki edilir hem de onlardan büyük etkilenme olur. Bu nedenle her bir ürünün iki maliyeti vardır: Akçeli maliyet ve gezegene maliyet. Gezegene maliyet Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) ile standartlarla yapılmaktadır. Hem tüketici hem üretici olan çiftçinin emeği, bereketi en temel ham madde olup, bu bedelin gerçek maliyetini belirlemek zordur. Yapamayız. Çiftçinin bereketi ürününde gizlidir. Bildiklerimiz ve gelecek için kaygımız tarlada sürdürülebilir üretim ve tüketim gereğini ortaya koymaktadır. En iyi enerji, su, atık yönetimi, mevcut en temiz teknolojilerle kaynak verimli üretim bugün ve yarının gıdası ile yemi için yapılmalıdır.

Cargill Türkiye-İTÜ iş birliğinde İTÜ NOVA Teknoloji Transfer Ofisi projemizde tamamı kadınlardan oluşan ekibimizle iki hedef için çalışıyoruz: 1000 Çiftçi 1000 Bereket (1000ÇB) Programı uygulamasında tarlada sürdürülebilirlik yönetimi ve biyoendüstriyel ürünler. İTÜ’müzün arısı tarlaya kondu. Ne mutlu bize. 14 ilde, 4 bin mısır, kanola, ayçiçek çiftçisine ulaşılan 1000ÇB Programı kapsamında çiftçi eğitimleri, tarladaki atık plastik ve tehlikeli plastik sorununa yerinde çözümler, enerji-su-kaynak verimliliği, iklim okuryazarlığı ile ürün YDD çalışması ve Karbon Ayak İzi azaltımı başlıklarımız. Resmi erke sahadan bilgi sunarak ilerlediğimiz, yerel yönetimlerle paydaşlık yaptığımız “Tarlada Sıfır Atık Yönetim Sistemi” için Türk Plastik Sanayicileri Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Vakfı (PAGEV) yol arkadaşımız. Şubat 2020’den bu güne çevrimiçi eğitimlerde çiftçilerimizde fayda yaratırken, sohbetlerimizden öğrenmeler yaptım. Yüz yüze ilk ve tek eğitimimi Ceyhan’da yapabildim. O eğitimde soru-cevap ardından bir çiftçimiz bir notu elime tutuşturdu. Şöyle yazıyordu: “Hocam git, Ankara’da çalış, mazotumuz ucuzlasın.” Enerjinin çiftçiye faturası bugün ise misli ile. Hele de gübre maliyeti. Tarladaki enerji ve gübre tüketiminin sebep olduğu sera gazı salımı da ayrı sorun. 1000ÇB İlerleme Raporu (2019-2020) ile programın Birleşmiş Milletler (BM) Gündem 2030: Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları katkısı, sürdürülebilirlik yönetimi, paydaş değerlendirmeleri, faaliyetler ve hedeflere ulaşma konumu çiftçi, toplum ve ekosisteme etkisi iç ve dış paydaş iletişimi için sunuldu. Mühim bir ilk de 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı 2021 Sezonu Sosyal Etki Ölçümleme ve Yatırımın Sosyal Geri Dönüşü (SROI) Raporu ile başarıldı.

SROI raporlarında projelerin, uygulamaların yarattığı sosyal etki ölçülmektedir. Diğer deyişle, ekonomik girdi-çıktı yanına sosyal ve çevresel maliyet ve faydalar da eklenerek, BM Gündem 2030 için verilen; Aşırı yoksulluğu sona erdirme; Eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele; İklim değişikliği ile mücadele, üç sözü için ulaşılan konum analizle, yatırımın geri dönüşü ölçümlü sunulmakta. SROI çıktısı yaratılan finansal değerin yapılan yatırıma oranı olup, 1:1 oranı üzerinde hesaplanan her SROI Oranı, yaratılan değişimin başarısının yerini göstermektedir. 1000ÇB Programı SROI Oranı 2019, 2020 ve 2021 sezonlarında sırasıyla 2,53; 2,78; 3,03 değerleriyle artarak, sürdürülebilirlik yönetiminin olmazsa olmazını, sürekli iyileştirmeyi başararak ölçerek, görünür kılarak yapmayı gösterirken, en önemlisi de Geleceğe Pozitif Etki için proje ekibimize daha da iyisi için paydaş etkileşimi yüksek planlama ödevi vermekte.

Bu yıl 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde kadının tarımdaki gücünün kalkınmaya paha biçilemez katkısı, sorunları, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Kimseyi Geride Bırakmayalım diyerek, herkesin ve her yerde yeterli besleyici gıdaya düzenli olarak erişebildiği sürdürülebilir bir dünya inşa etme gereği vurgulandı. Güzelim ülkemizin çiftçilerinin yolu açık olsun. Bizim için üreten çiftçimiz için bizlerin de çalışması gerekiyor. Çünkü tarlada yaşam ve sofraya giden yol zor. Çok zor.

Tüm yazılarını göster