İthalat iştahı gerilemiyor fiyatlar düşüyor

Ekonomi yönetiminin önceliklerinden biri, son dönemde “tüketim öncülüğünde büyüme” ye dönen büyüme kompozisyonunda, tüketimin baskın ağırlığını azaltmak. Bu farklı vesileler ile resmi metinlerde ve konuşmalarda dile getiriliyor ve söyleme uygun fiili adımlar atılıyor.

Tüketim öncülüğünde büyümenin sonuçlarından biri ithalatın ve cari açığın hızla yükselmesi. Nitekim, bunu aylık verilerde net olarak gördük. Ancak son aylarda ithalatta gerileme işaretleri de gelmeye başladı. Ağustos ve Eylül’de ithalat önceki yılın altında kaldı. Ekim verileri açıklandığında muhtemelen ithalattaki düşüşün devam ettiğini göreceğiz.

Ancak dış ticaret göstergeleri, aslında ithalatta miktar bazında bir gerileme olmadığına, ithalat faturasındaki düşüşün, fiyat düşüşlerinden kaynaklandığına işaret ediyor.

İthalat miktar endeksi son 12 ay içinde yalnızca bir kez geriledi. Elimizdeki en güncel veri olan Ağustos ayında ise ithalat miktarı geçen yıla göre yüzde 11 artmış durumda. Eylül’de miktar endeksindeki durumun ne olduğunu bu hafta öğreneceğiz. Dış ticaret verileri Eylül ayında ithalatın geçen yıla göre 14,1 azaldığını; bunun yaklaşık 4,5 milyar dolarlık düşüş anlamına geldiğini ve bu gerilemedeki başrol oyuncularının enerji, altın ve metaller olduğunu söylüyor.

İthalat miktarının aksine fiyatlarda ciddi bir gerileme var. İthalat birim fiyatları geçen yılın yüzde 16 altında seyrediyor. İthal ettiğimiz mal miktarı artmaya devam ederken, ödediğimiz birim fiyatlar düştüğü için toplam ithalat faturası aşağı gelmeye başladı. İthalat fiyatlarındaki gerilemede enerji ve metal fiyatlarındaki düşüşün önemli payı var.

Dolayısıyla ithalatta yapısal bir gerileme değil, fiyat kaynaklı konjonktürel bir gerilemeden söz ediyoruz. Bu, yılın kalan aylarında gerilediğini göreceğimiz cari açığın, küresel fiyatları yukarı çekecek bir dış şok ile kolayca yeniden yükselebileceği anlamına geliyor. Fakat şu anda böyle bir dış etki olasılığı çok zayıf.

 

Tüm yazılarını göster