İşyerlerinde “ehlileşmiş ayıklama süreçleri” nasıl yönetilir?

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Sahada işyeri ölçeğinde olup bitenlerin izini sürüyorsanız, incir çekirdeğini bile doldurmayan konuların medya kanallarında gördüğü itibarı, işyeri yönetimiyle ilgili analizlerin görmemesi sizi şaşırtmasın. 

Peter Drucker yaşadığı zamanın ruhunu bağlamsal akıl çerçevesine oturtan önde gelen işletme bilginiydi. İş süreçleri ve iş yapma tarzlarının gelişmesinde büyük katkıları oldu, ama popüler dünyada hiçbir zaman Francis Fukuyama ya da Nouriel Robini kadar yeri olmadı. 

Bilimlerin kraliçesi matematik gibi, ekonominin en küçük teknik birimleri olan işyerlerinin yönetimiyle ilgilenen işletme bilimi de piyasa güncelinin fetişleri kadar kitle ilgisini çekmiyor. İnsan doğasından kaynaklanan bu eğilim, iş yaşamının “dip dalgalarını” oluşturan işyeri sorunlarıyla ilgilenenleri “caydırıcı etki” yapmamalı.

İşyeri yönetiminde kaliteyi artıran “ön-araştırma” yapmanın önemine 6 Haziran 2024 günü bu köşede değinildi. Bir hafta sonra 13 Haziran 2024 günü çıkan yazı, “plan disiplinin” yarattığı etkiler üzerineydi. Geride bıraktığımız hafta 20 Haziran 20214 günü de düşlediklerimiz ve düşündüklerimizle yarattığımız sonuçlar arasındaki farkı anlatan “deneysel mesafe ayarları” yapmanın önemini anlatmaya çalıştık. Bu yazıda, deneysel mesafe ayarlarını derinleştiren “ayıklama bilinci” dendiğinde ne anlamamız gerektiğini sorgulayacağız.

Yaşamın öz gerçeği

Yaşam sürecindeki deneyimlerimizin çoğumuza öğrettiği gerçekliği hatırlayalım: Eylemlerimizin sonuçları kendi sübjektif gerçekliklerimize mi, yaşam sürecinin öz gerçekliğine mi yakın durduğunu anlamak istiyorsak, kullanacağımız sağlıklı ölçü evrim süreci bileşenlerine uyumunu sorgulamaktır.

Evrim, üreteme, mutasyon, ayıklama, yalıtım ve işbirlikleri bileşenlerinden oluşur. Ayıklama evrenin temel bileşenlerinden biri olduğuna göre, onu görmezden gelmek bizi yaşamın öz gerçeğinden uzaklaştırır.

Vahşi doğada “ayıklamanın” en kaba anlamını şöyle özetleyebiliriz: Doğada haklı haksız yoktur, güçlü güçsüz vardır. Güçlü olan, güçsüz olanı eler. Bazı arı kolonilerinde, koloniyi oluşturana kadar çok sayıda kraliçe görev yapar. Koloni oluştuktan sonra kraliçe arılar arasındaki kavgada en güçlü olan koloninin hakimi olur; diğerleri yaşamını yitirir. Kurt ve çakal sürülerindeki alfa olanın belirleyiciliğinden tutun da, aynı türün kendi içindeki hiyerarşi, kendilerine yaşam alanı belirledikleri yere giren hemcinsleriyle savaşları evrim ve ekolojinin yüzlerce gerçekliğidir.

Doğal ayıklamanın toplumsal yaşama yansımasını Prof. Dr. Mübeccel Kıray, “Hiyerarşi mutlaktır!” diye anlatır. Her anlamda güçlü olan, güçsüz üzerinde egemenlik kurma eğilimindedir.

İnsanları diğer canlılardan ayıran özellik “kültür” oluşturarak, doğadaki “vahşi ayıklamayı” akılla geliştirilen ilke, kural, yasa, örf, adet, inanç ve düşünceyle “meşrulaştırma alanı” yaratması. denge kurmasını ve sürdürmesini becerebilmesidir.

Kralı, şahı, sultanı, çarı, emiri ya da başka bir egemeni toplum zihninde meşrulaştıran kültürel algı olmaksızın; yönetimi meşrulaştırmak, düzeni sürdürmelerini sağlamak mümkün olmaz.

Ayıklamayı iyi yöneten toplumlar, bu doğal olguyu “yarışmanın itici gücü” olarak değerlendirebiliyor. Fırsat eşitliği ve eşit hakların tanındığı, eşdeğerlilik ilkesinin korunduğu toplumlarda, hiyerarşik farklılığı toplumun ve bireyin kendisinin yaptığı yatırım belirliyor. Şans eşitliğinin korunduğu ve geliştirildiği ortamlarda, hiyerarşinin alt sıralarına düşmenin nedeni bireyin kendi eksikliğinden kaynaklandığı içselleştirince, kendini geliştirerek hiyerarşide yer edinmenin önü açıksa, başkasını suçlayarak kendini haklı çıkarma eğilimi güç kaybediyor.

Joe Studwell’in Asya Nasıl Başardı/ Dünyanın En Dinamik Bölgesinden Dersler adlı Scala yayıncılığın dilimize kazandırdığı, Ak Portföy’un desteklediği ve Hilal Sarı’nın dilimize kazandırdığı kitabında kaliteli kalkınmada ayıklamanın önemi anlatılıyor.

Güney Kore örneği

Studwell’in kitabının 232’inci sayfasında şu saptama yapılıyor: “Sınai kalkınma için sihirli reçeteye en yakın şey ihracat disiplini, yurtiçi rekabet ve kaybedenlerin ayıklanmasıyla, altı çizilmesi gereken son önemli unsur da reçetenin geçerliliğidir” diyor. Kitapta yapılan analizin ilerleyen bölümünde 262’nci sayfada da, “Güney Kore’de kredilerin göreceli olarak küçük bir kısmının gayrimenkul gibi üretken olmayan alanlara yönlendirilmiş olması sayesinde ülke 1999’da güçlü bir şekilde iyileşmeye başladı. Önceki krizlerde olduğu gibi hükümet performansı kötü olan chaebol şirketlerini ayıklamak üzere chaebol’ler arasında bir dizi birleşme ve takas organize etti” genellemesine ulaşıyor.

İşyeri ölçeğinde bağlamsal zekâ ile yapılan analizler eğilimlerin fırsat ve tehlikelerini gözlememizi ve kavramımızı sağlar. Dinamik envanter, ön-araştırma, plan disiplini, deneysel mesafe ayarları ciddiyeti de nelerin korunması ve nelerin ayıklanması gerektiğine karar vermemizi kolaylaştırır.

Güncelin yarattığı miyopiden arınarak, “canlıların uzun ömürlü olanları en güçlüleri olmadığı gibi, en akıllıları da değildir. Uyum yetenekleri yüksel olanlardır” genellemesini rehber edinirsek, işyerlerinde kaybedenlerin vahşi ayıklamayla kaynak israflarını önleyebilir, ehlileştirilmiş ayıklama ile değişim ve dönüşümlere uyumunu hızlandırabiliriz. Bir iş yeri yönetiminin “ayıklama bilinci” gelişmemişse, orada makroekonomik dengelerin yararını en üst düzeye çıkarmak mümkün olmaz… İşyeri yönetimlerin temel görevlerinden biri de, dinamik durum değerlendirmeleriyle, ehlileşmiş ayıklama süreçlerini etkin yönetmektir.

Tüm yazılarını göster