İşyerinde enflasyon göçü

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Türkiye’nin ekonomik zorluklarla mücadele pratiği oldukça yüksek. Her türlü, her boyuttaki krizi yaşamış bir ülke olarak yüksek bir deneyim derinliğine sahibiz. Son kriz; enflasyon, tedarik ve işgücü dinamiklerini de değiştirdi. Üstelik nereye dönsek; bir işten ayrılma (sessiz istifa) var.            

İşyerinde enflasyon göçü denilen olgu da cabası… Şirketlerde yüksek enflasyon ile birlikte, deneyimli ve tecrübeli beyaz yakalılar, kurumlarını terk ediyor. Kriz dönemlerinde ilk akla gelen işten çıkarmalardır. Bu krizde “sessiz işten istifa ve kaçış” çoğaldı. Oysaki kriz dönemlerinde çalışanların desteklenmesi hayatidir.           

NİTELİKLİ İSTİHDAM VE SESSİZ İSTİFA

Sorun şu ki; hemen hepimiz ekonomik büyüme verilerinde bir düşüş yaşanacağını öngörüyoruz ancak bunun orta şiddette mi yoksa çok sert mi olacağını göreceğiz. Küreden ne kadarını ithal edeceğiz ve biz ne kadarını büyüteceğiz… Görünen o ki %80’ini biz üretecek, %20’sini dış güçlerden alacağız.          

Ekonomik kriz dönemlerinde nitelikli istihdam kaybı olmaması için ne yapılmalı? Çalışanlarınızı değerli hissettirin. Ekonomik kaygıların yüksek olduğu dönemlerde özellikle üst kadrolarda çok daha fazla kaygılar oluşur. Onlara kendilerini önemli hissettirin. Göreceğiniz, katkılarının artacağıdır.          

Bütün her şey olumsuza döndüğünde, insanlar bu durumun değişeceğine yönelik inançlarını kaybeder. Var olan olumsuzluğun sürebileceğini düşünür. Böyle durumların geçici olduğunu hatırlatmak, olumsuzlukların nasıl olumluya dönebileceklerine dair öngörüde bulunmak önemli…          

İKİ SORU İKİ CEVAP

Peki, ya tedarikçiler?

Tedarikçilerin sizi seçmesini sağlayın. İhtiyaçların karşılanması noktasında tedarik krizinde yaşanabilecek riskleri kaldırmak için tedarikçilere yeni çözümler getirin. Tedarikçin ile zor zamanlarda işbirliği yapmaz ve birbirinize karşı müsamaha göstermezseniz her ikiniz de kaybedersiniz. Tedarikçini yaşat ki sen de var kalabilesin.           

Sessiz istifanın çaresi nedir?

Eğer ölmeyecek kadar ücret verirsen, kovulmayacak kadar iş alırsın. Çalışanını öyle iyi yetiştir ki, her yere gidebilsin ve ona öyle iyi davran ki hiçbir yere gidemesin. Bu temel ilkeyi benimser ve hakkıyla uygularsan, “ben yetiştirdim, daha fazla paraya çekti gitti” gerçeğine muhatap olmazsın. Kârına katkı vereni unutma ki o da seni bir tık daha fazla ücret için terk etmesin.

NOT

DURGUNLUKTAN AZ HASARLA ÇIKMAK İÇİN PLANIN VAR MI?

Bildiğim kadarıyla yoktur. Genel yaklaşım zaten, “başımıza geldiğinde başımızın çaresin bakmak” olduğundan böylesi plan yapmayız. Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösterenlerimiz çoğalır. Zaten daha sağlam tekerlek için kimseye danışmamışızdır. Başarı bir ekip işidir. Çoklu hareketin ürünüdür. Her bir katmanda çalışanın farklı bir rolü vardır. Bazen tek bir ürün ortaya çıkar ancak herkes bilir ki o toplu çabanın bir göstergesi ve ivmesidir. Zor zamanlar için çıkış kapılarız olmalı. Değişen ve dönüşen iş kollarında hizmet kalitesini ivedilikle artıran basamaklar olmalı. Durgunluk, geçici bir haldir. İnsan, suya düştüğünde değil, suda kaldığında boğulur. Durgunluktan en az maliyetle çıkmak, şimdiden plan yapma işidir. Eğer böyle bir planın yoksa durgunluk, senin için kalıcı hale gelecektir.

Tüm yazılarını göster